Перевод: с турецкого на английский

с английского на турецкий

karşı+takım

  • 1 karşı

    "1. the place opposite. 2. facing, opposite. 3. opposing. 4. counter-, anti-. 5. /a/ facing, in the direction of, toward. 6. /a/ in return for. 7. /a/ in response to. 8. /a/ toward, to, for. 9. /a/ against, contrary to. 10. /a/ against, as a cure for, as a countermeasure to. -dan bakmak /a/ to look on idly. - çıkış objection, protest. - çıkmak /a/ 1. to oppose. 2. to object (to). 3. to go to meet (someone). -sına çıkmak /ın/ 1. to appear suddenly in front of (one). 2. to oppose. - dava counterclaim. -sına dikilmek /ın/ 1. to stand facing (someone). 2. to oppose. - duran opponent. - durmak /a/ to resist, oppose. -ya geçmek to cross over to the other side. - gelme defiance. - gelmek /a/ to defy; to oppose openly. - gerilla counterguerrilla. - gitmek /a/ to go to meet (someone). - görüşlü 1. opposed, opposing. 2. opponent. - hücum counterattack. - hücuma geçmek to counterattack. - itham countercharge. - ithamda bulunmak to countercharge. - karşıya face to face. -dan karşıya from one side to another, across. - koyma resistance. - koymak /a/ to oppose, resist, make a stand (against). - olmak /a/ to be against. -sında olmak /ın/ to oppose. - oy opposing vote, negative vote. - reform counterreformation. - rüzgâr adverse wind. - taarruz counteroffensive. - taarruza geçmek to start a counteroffensive. - takım opposing team. - taraf opposite side. - teklif 1. counterproposal. 2. counteroffer. - yaka the opposite shore, the other side. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > karşı

См. также в других словарях:

  • karşı — is. 1) Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor. H. E. Adıvar 2) Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • duvar — is., Far. dīvār 1) Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem 2) Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel Karabaş, bostan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gölgeleme — is. 1) Gölgelemek işi 2) sp. Bazı takım oyunlarında ayakla veya vücutla karşı takım oyuncusunun davranışına engel olma, markaj …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • verkaç — is., sp. Futbol ve basketbolda topu takım arkadaşına aktaran bir oyuncunun karşı takım kalesine veya uygun bir yöne koşarak aynı kişiden topu geri alması …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baraj — is., Fr. barrage 1) Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılan bent Atatürk Barajı. Kurtboğazı Barajı. 2) sp. Futbol veya hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baskı — is. 1) Bir eserin basılış biçimi veya durumu Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı. A. Ş. Hisar 2) Bası sayısı Bu gazetenin baskısı yüz bindir. 3) Bir eserin tekrarlanarak yapılan baskı işlemlerinden her biri Sözlüğün yeni… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dış — is. 1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar. A. Haşim 2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • esir almaca — is. Karşı takım oyuncularını tutsak ederek kazanılan bir çocuk oyunu Erkek çocuklar gibi ata binmesini, birdirdir, esir almaca oynamasını çok seviyordu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kale vuruşu — is., sp. Futbolda topun karşı takım oyuncuları tarafından kale çizgisi dışına çıkarılması sonucunda, genellikle kaleci aracılığıyla oyuna yeniden başlanması için yapılan atış …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • serbest vuruş — is., sp. Bir oyuncunun kural dışı davranışta bulunması üzerine, kural dışı davranışın yapıldığı noktadan karşı takım oyuncularının yaptığı vuruş, frikik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taç atışı — is., sp. Futbol veya hentbolda taca çıkan topun, karşı takım oyuncusu tarafından elle baş üzerinden geçirilip arkadan öne doğru oyun alanına atılması, yan atışı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»