-
1 karışmak
vi1) sich mischenbaşkasının işine \karışmak sich in fremde Angelegenheiten mischen2) sich einmischen (-e in); ( araya girmek) einschreiten, intervenierenkarışanı görüşeni olmamak sein eigener Herr seinkarışma! misch dich nicht ein!3) maziye \karışmak der Vergessenheit anheimfallen4) birbirine \karışmak durcheinandergeraten -
2 karışmak
karışmak v/i sich vermischen, sich vermengen; fig sich einmischen (-e in A); beteiligt sein (-e an D); sich befassen (-e mit D); sehen (-e nach D), sich kümmern (-e um A); untertauchen (-e in D), verschwinden (-e in D, z.B. in den Wolken); Geist sich verirren; Papiere usw durcheinander geraten; Thema unklar sein, dunkel sein; Wetter sich eintrüben;sen karışma! misch du dich nicht ein! -
3 karışmak
2) Д скрыва́ться, исчеза́тьmaziye karışmak — ка́нуть в про́шлое
tarihe karışmak — отойти́ в о́бласть исто́рии
3) Д впада́ть (о реке)4) прям., перен. спу́тываться, запу́тываться5) быть переме́нчивым, непостоя́нным (о погоде)hava karıştı — пого́да испо́ртилась
6) Д вме́шиваться(birinin) karışanı görüşeni yok — а) никто́ не вме́шивается в его́ дела́; б) он одино́к
etliye sütliye karışmamak — ни во что не вме́шиваться
-
4 karışmak
вмеща́ться* * *1) - le сме́шиваться с чемkum toprakla karışır — песо́к сме́шивается с землёй
2) тж. перен. спу́тываться, запу́тыватьсяbu kâğıtlar pek karışmış — э́ти бума́ги все перепу́таны
kafam karıştı düşünemiyorum — у меня́ в голове́ всё перепу́талось, не сообража́ю
zihnim karıştı — у меня́ всё в голове́ смеша́лось
3) -e вме́шиваться во чтоbabasının her işine karışıyordu — он вме́шивался во все дела́ отца́
sen bu işe karışma! — ты в э́то де́ло не лезь!
4) -e приме́шиваться, присоединя́ться к кому-чемуÇubuk çayı Sakaryaya karışır — ре́чка Чубу́к впада́ет в Сака́рью
maziye karışmak — ка́нуть в ве́чность
uçaklar bulutlara karıştı — самолёты скры́лись в облака́х
5) -e ве́дать чем, осуществля́ть контро́ль над чемbu işe belediye karışır — э́тим де́лом ве́дает муниципалите́т
-
5 karışmak
v. be mixed up, mix in, mix, get mixed, blend, interfere, meddle, cut in, be confused, amalgamate, butt in, combine, commingle, commix, concern, concern oneself, interfuse, interlace, intermeddle, intervene, jumble, jumble together, jumble up, meld--------karışmak (kafa)v. whirl -
6 karışmak
Íбуталу; чуал; катнашуII(birine)тыгылу -
7 karışmak
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > karışmak
-
8 karışmak
pelişîn--------tev li hev bûn--------têkelîn -
9 karışmak
зэхэхьан, зэIэхьан -
10 karışmak
امتزجتخالطتمازج -
11 karışmak
1. امتزج [اِمْتَزَجَ]2. تخالط [تَخَالَطَ]3. تمازج [تَمَازَجَ] -
12 karışmak
"to mix, to mingle; to tangle; to interfere, to intervene, to meddle; to become complicated, to be confused; to join (in); (ýrmak, vb.) to flow into, to run into; to be involved in" -
13 karışmak
"1. /la/ to mix (with), be mixed (with); to be dispersed (in). 2. to get mixed up, become confused, become jumbled. 3. (for water) to become rough or turbid. 4. /a/ to interfere (in), meddle (in). 5. /a/ to flow into (another river). 6. /a/ to join, become a part of. 7. /a/ to be responsible for, deal (with), be in charge (of), exercise control (over). Karışma. Mind your own business./Don´t interfere. Karışmam. 1. It´s none of my business. 2. I don´t want to have anything to do with it. 3. Don´t blame me if things go wrong. karışanı görüşeni olmamak to be free from interference, be able to act exactly as one sees fit." -
14 karışmak
qarışmaq, müdaxilə etmək -
15 birbirine karışmak
\birbirine karışmak (ip vs.)herbilîn -
16 adı karışmak
быть заме́шанным (в чём-л.) -
17 ağız burun birbirine karışmak
а) быть изби́тымб) ве́шать го́лову (от усталости и т. п.) -
18 at izine karışmak
= it izi -
19 elinin hamuruyla erkek işine karışmak
бра́ться не за своё де́ло; бра́ться за непоси́льное де́ло ( о женщинах) -
20 kırklara karışmak
пропа́сть, сги́нуть (о ком-л.)
См. также в других словарях:
karışmak — karışmak; kamaşmak; karşılanmak; karşı koymak I, 367; I I, 95, 97, 98; II I, 11 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
karışmak — e 1) İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı. H. R. Gürpınar 2) Düzensiz, dağınık olmak Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa… … Çağatay Osmanlı Sözlük
it izi, at izine karışmak — at izi it izine karışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çoluk çocuğa karışmak — evlenip çocukları dünyaya gelmek İsa Bey, burada zengin bir eşraf kızıyla evlenerek çoluk çocuğa karıştığı için 24 Meşrutiyeti nde İstanbul a dönmemiştir. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırklara karışmak — bir kimse artık ortalarda görünmez olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
maziye karışmak — geçmişte kalmak, yürürlükten ve işlerlikten çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödü bokuna karışmak — kaba çok korkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
topal eşekle kervana katılmak (veya karışmak) — tkz. yetkisi ve yeteneği olmadığı hâlde önemli bir işe katılmaya yeltenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kayıplara karışmak — (bir kimse) bulunduğu yerden ayrılıp gitmek, gittiği yeri bildirmemek, görünmez olmak Şu yeşil bu mor derken bizim futbol sevgisi gene kayıplara karıştı. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık karışmak — toplumda veya devletler arasında düzensizlik baş göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarihe karışmak — unutularak yalnız adı kalmak Bir yaş gelir ki ondan sonra ehemmiyet verdiğiniz şeyler tarihe karışmış yani hayattan çıkmıştır. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük