-
1 уклоняться
kaçmak,sıyrılmak; kaçınmak; sapmak* * *несов.; сов. - уклони́ться1) kaçmak, sıyrılmakуклони́ться от уда́ра — yumruktan kaçmak / sıyrılmak
2) перен. kaçmak; kaçınmakуклоня́ться от встре́чи с кем-л. — biriyle görüşmekten kaçınmak
уклоня́ться от отве́тственности — sorumluluktan kaçmak
уклоня́ться от отве́та — cevap vermekten kaçınmak
3) в соч. sapmakсу́дно уклони́лось от ку́рса — gemi rotadan saptı
4) перен. ayrılmakуклоня́ться от те́мы — konudan ayrılmak
-
2 увёртываться
kaçmak,sıyrılmak; kaçınmak* * *несов., сов. - уверну́ться1) kaçmak, sıyrılmakувёртываться от уда́ров — yumruklardan kaçmak / sıyrılmak
2) перен., разг. kaçınmakувёртываться от отве́та — cevap vermekten kaçınmak, kaçamak yapıp cevap vermemek
-
3 дичиться
-
4 улизнуть
kaçmak,savuşmak* * *сов., разг.savuşmak, kaçmak -
5 чуждаться
kaçmak; kaçınmak* * *kaçmak; kaçınmak -
6 убегать
koşmak; kaçmak; taşmak* * *несов.; сов. - убежа́ть1) koşmak; koşarak uzaklaşmakде́ти убежа́ли в лес — çocuklar ormana koştu
2) (откуда-л.) kaçmakубежа́ть из тюрьмы́ — cezaevinden kaçmak
3) taşmakмолоко́ убежа́ло — süt taştı
-
7 уходить
ayrılmak,gitmek; çekilmek; kaçınmak; geçip gitmek; ilerlemek,ileri olmak; taşmak* * *несов.; сов. - уйти́1) gitmek; ayrılmak; çekilmekкогда́ он ушёл? — saat kaçta gitti?
он ушёл в свою́ ко́мнату — odasına çekildi
он ушёл из до́ма и бо́льше не верну́лся — evden ayrıldı, bir daha da dönmedi
из коло́дца ушла́ вода́ — kuyunun suyu çekildi
вода́ бы́стро ушла́ в песо́к — su hızla kuma / kumlara çekildi
из ло́пнувшей трубы́ ухо́дит вода́ — çatlak borudan su kaçıyor
когда́ мы пришли́, по́езд уже́ ушёл — geldiğimiz zaman tren kalkmıştı
уйти́ в мо́ре — denize açılmak
мяч ушёл за бокову́ю ли́нию — top taça çıktı
ферзь ушёл на (по́ле) е2 — vezir e2 karesine / evine kaçtı
уходи́ть в защи́ту — спорт. müdafaaya / defansa çekilmek
уходи́ть за ковёр (о борце) — minder dışına kaçmak
2) тж. перен. kaçmak, kaçınmak; sıyrılmakуйти́ от сле́жки — takipten kaçmak
уходи́ть от защи́ты — спорт. müdafaadan sıyrılmak
кома́нде не удало́сь уходи́ть от пораже́ния — takım yenilmekten kurtulamadı
он ухо́дит от отве́та на мои́ вопро́сы — sorduğum suallerden kaçıyor
уходи́ть от отве́тственности — sorumluluğun altından sıyrılmak
уйти́ из-под контро́ля со стороны́ парла́мента — parlamento denetiminden sıyrılmak
от э́той и́стины никуда́ не уйдёшь — bu gerçekten kaçamazsın
жена́ ушла́ от него́ — karısı kaçtı / ondan ayrıldı
3) ayrılmak; çekilmek; gitmekуйти́ из литерату́ры — edebiyat alanından çekilmek
уйти́ с истори́ческой аре́ны — tarih sahnesinden çekilmek
уйти́ в отста́вку (о военном) — emekliye ayrılmak
уйти́ с вое́нной слу́жбы — askerlikten ayrılmak
уйти́ с рабо́ты — işten ayrılmak
уйти́ в о́тпуск — izne gitmek
ушел (с рабо́ты) и э́тот специали́ст — bu uzman da gitti
уйти́ со съе́зда (в знак протеста) — kongreyi terketmek
4) geçip gitmekвре́мя ещё не ушло́ — vakit var daha
го́ды ухо́дят (о возрасте человека) — yıllar geçip gidiyor
5) gitmek; almakкуда́ ушло́ сто́лько де́нег? — bunca para nereye gitti?
на э́то де́ло ухо́дит мно́го вре́мени — bu iş çok zaman alır
на пальто́ сто́лько тка́ни не уйдёт — paltoya bu kadar kumaş gitmez
6) ilerlemek, ileri olmakчасы́ ушли́ вперёд — saat ilerlemiş / ileridir
7) разг. taşmakмолоко́ ушло́ — süt taştı
8) перен. kendini... vermekуйти́ в нау́ку́ — kendini bilime vermek
с голово́й уйти́ в рабо́ту — işe dalmak, kendini işe vermek
••уйти́ в оборо́ну — savunmaya çekilmek
тж.
перен. уйти́ в себя́ — içine kapanmakуйти́ из жи́зни — hayattan ayrılmak
уходя́щий класс — göçüp giden sınıf
уше́дший от нас... (о покойном) — aramızdan ayrılan...
исто́рия э́того го́рода ухо́дит в глубо́кое про́шлое — bu kentin tarihi çok eskiye gider / iner
-
8 дезертировать
askerden kaçmak* * *несов., сов.askerden kaçmak; kıtadan firar etmek -
9 перезревать
-
10 просматривать
несов.; сов. - просмотре́ть1) karıştırmakпросма́тривать газе́ты — gazeteleri karıştırmak
бе́гло просмотре́ть статью́ — yazıyı şöyle bir gözden geçirmek
2) seyretmek, temaşa etmekпросмотре́ть но́вый фильм — yeni filmi seyretmek
3) farkına varmamak, gözünden kaçmakпросмотре́ть оши́бку — yanlışın farkına varmamak, yanlış gözden kaçmak
••все глаза́ просмотре́ть — см. глаз
хорошо́ просма́триваемая ме́стность — her yanı görülebilir arazi
-
11 ударяться
çarpmak,vurmak* * *несов.; сов. - удари́ться1) çarpmak, vurmakон упа́л и уда́рился голово́й о ка́мень — düştü, başı taşa çarptı
я уда́рился руко́й о дверь — kolumu kapıya vurmuşum / çarpmışım
2) перен. kapılmak; kendini......a vermekуда́риться в бе́гство — tabana kuvvet kaçmak
уда́риться в кра́йность — ifrata kaçmak
уда́риться в па́нику — paniğe kapılmak
-
12 удирать
savuşmak,kaçmak* * *несов.; сов. - удра́ть, разг.savuşmak, kaçmak -
13 ускользать
savuşmak; elinden kaymak* * *несов.; сов. - ускользну́ть, врзsavuşmak; elinden kaymak тж. перен.ускользну́ть из ко́мнаты — odadan savuşmak / kaçmak
ускольза́ть из рук — разг. elinden kaymak
ускользну́ть от внима́ния кого-л. — разг. birinin gözünden / dikkatinden kaçmak
-
14 чураться
kaçınmak* * *разг.kaçmak; kaçınmakчура́ться люде́й — insanlardan kaçmak
-
15 шарахаться
ürkmek,irkilmek; bucak bucak kaçmak* * *несов.; сов. - шара́хнуться, однокр., разг.1) ürkmek, irkilmekло́шадь шара́хнулась в сто́рону — at ürktü
шара́хаться из стороны́ в сто́рону — kah bu kah şu yana atılıvermek
2) тк. несов. (сторониться, избегать) bucak bucak kaçmak -
16 выступать
karın vermek, düşeyden kaçmak, düşeyliğini yitirmek, şakulden kaçmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > выступать
-
17 бегать
koşmak,koşuşmak; kovalamak,peşinden koşmak* * *1) koşmak; koşuşmak ( о многих)2) ( избегать) kaçınmak, kaçmak3) ( сновать) koşuşmakеё па́льцы легко́ бе́гают по кла́вишам — elleri tuşlarda hızlı hızlı gidip geliyor
4) разг. ( ухаживать) arkasından / peşinden koşmakбе́гать за девчо́нками — kız kovalamak
-
18 бежать
koşmak; akıp gitmek; akmak,taşmak* * *1) koşmak2) ( о времени) akıp gitmekбежа́ли дни, неде́ли... — günler haftalar birbirini kovalıyordu
3) ( течь) akmak; taşmak ( при кипении)4) несов., сов. ( спасаться бегством) kaçmakвраг / проти́вник бежа́л — düşman bozgun verdi
••ва́ши часы́ бегу́т — saatiniz ileri gidiyor
-
19 вдаваться
girmek,sokulmak* * *несов.; сов. - вда́тьсяgirmek, sokulmakздесь мо́ре глубоко́ вдаётся в су́шу — burada deniz karanın içlerine sokulmuştur
••вдава́ться в подро́бности — ayrıntılara girmek
вдава́ться в то́нкости — kılı kırk yarmak
вдава́ться в кра́йности — ifrattan tefrite kaçmak
-
20 верста
ж, уст.verst (1,06 km)••коло́менская верста́ — шутл. minare kırması
обходи́ть кого-л. за версту́ — шутл. birinden bucak bucak kaçmak
от него́ за версту́ несёт неве́жеством — adam burcu burcu cahillik kollar
См. также в других словарях:
kaçmak — kaçmak; gitmek, I, 12, 60, 142, 195, 235, 272, 386, 529; I I, 5, 33, 87,164, 225, 234, 335; III, 40, 178 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kaçmak — e, ar 1) Hızla koşup bir yere saklanmak Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın. H. R. Gürpınar 2) nsz Kimseye bildirmeden bulunduğu yerden ayrılmak, firar etmek Silahını hatta başındaki şapkasını bırakıp kaçıyor. R. E. Ünaydın 3) den… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kocaya kaçmak — kız ailesinin izni olmadan ve nikâhlanmadan bir erkekle kaçmak Büyük kızı kocaya kaçtığı zaman küçükleri on iki dönüm tarlanın hakkından gelecek kadar yetişkindiler. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
horozdan kaçmak — kadın, erkeklerden uzak durmak, onlardan kaçmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabana kuvvet kaçmak — çok hızlı, koşarak kaçmak Sanki yerden taş aldığımı, hayır eğildiğimi görmüş gibi tabana kuvvet kaçıyor. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
...-nın dozu kaçmak — dozunu kaçırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzının tadı bozulmak (veya kaçmak) — bir kimsenin kurulu düzeni, dirliği bozulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bayağı kaçmak — söz, davranış, giyiniş yakışmamak, uygunsuz olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çirkin kaçmak — hoş olmayan bir durum olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çorap kaçmak — çorabın bir teli kopup örgüsü uzunlamasına açılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fazla gelmek (veya gitmek veya kaçmak) — çekilmeyecek, bıktıracak, tedirgin edecek bir durum almak … Çağatay Osmanlı Sözlük