-
1 kırıcı
kırıcı brechend; rüpelhaft (Benehmen);kırıcı-delici Bohrhammer m;buz kırıcı Enteisungsanlage f;grev kırıcı Streikbrecher m; PHYS Beugungs-;kırıcı olmak SPORT rempeln, bolzen -
2 kırıcı
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > kırıcı
-
3 kırıcı
1.1) разбива́ющий, лома́ющийtaş kırıcı işçi — рабо́чий каменоло́мни
2) перен. гру́бый, оскорби́тельный2.kırıcı bir davranış — гру́бое поведе́ние
меня́ла -
4 kirici
1) КЪУТАЛЪ(Э), убэталъ(э) -
5 kırıcı
кырыс; тупас -
6 kırıcı
adj. offending, harsh, unkind, stinging, cutting, disobliging, galling, injurious, invidious, scathing, scorching, shocking--------n. breaker* * *1. breaker 2. cracker 3. crusher 4. refractive 5. scathing -
7 kırıcı
dilşkên -
8 kırıcı
ыгу хэзгъэкI -
9 kırıcı
προσβλητικός, (insan) απότομος, αγενής -
10 kırıcı
حرشخشنغليظفجفظكاسر -
11 kırıcı
1. حرش [حَرِش]Anlamı: kaba, sert2. خشن [خَشِن]Anlamı: kaba, sert3. غليظ [غَلِيظ]Anlamı: kaba, sert4. فج [فِجّ]Anlamı: kaba, sert5. فظ [فَظّ]Anlamı: kaba, sert6. كاسر [كاسِر]Anlamı: kırmak işi yapan -
12 kırıcı
"breaking, crushing; offensive, cutting, biting, hurtful, acid, unkind, abrasive, scathing, sharp; breaker" -
13 kırıcı
offensive, hurtful (word, action). -
14 kırıcı
kobud, qaba -
15 kırıcı merdane
crushing roll -
16 kırıcı bir şekilde
adv. disobligingly -
17 kırıcı eleştiri
n. smasher -
18 kırıcı konuşmak
v. snap at smb. -
19 kırıcı söz
n. stinger, lash of one's tongue -
20 kırıcı merdane
crushing rolls
См. также в других словарях:
kırıcı — sf. 1) Kırma işini yapan 2) mec. Kaba, sert, çevresindekileri inciten (davranış, söz vb.) Kırıcı bir davranış. 3) mec. Bir şeyin gerektiği gibi gelişmesini, oluşmasını önleyen, engelleyen Grev kırıcı. 4) fiz. Kırınım oluşturan Kırıcı ortam. 5) is … Çağatay Osmanlı Sözlük
bobin kırıcı — is. Dağınık iplik bobinlerini düzelten ve boyamaya elverişli biçime getiren makinede çalışan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
grev kırıcı — is. Grevi kırma girişiminde bulunan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
pek söylemek — kırıcı ve sert konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dili kılıçtan keskin — kırıcı ve ağır konuşan … Çağatay Osmanlı Sözlük
HATIM — Kırıcı, ufalayıcı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NAKIF — Kırıcı, kıran. * Bakan, nâzır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Ziraat Bankası Ankara (volley-ball masculin) — Ziraat Bankası Ankara Généralités … Wikipédia en Français
haşin — sf., Ar. ḫaşīn Sert, kırıcı, gönül kırıcı Bu ağlamayacak kadar keskin, sert, haşin çocuk yüzü birdenbire bir yağmur gibi ağlamaya başladı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğneleyici — sf. 1) Kırıcı, dokunaklı (söz veya davranış) 2) zf. Kırıcı bir biçimde … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğneli — sf. 1) İğnesi olan 2) İğne ile tutturulmuş, iğnelenmiş 3) mec. Kırıcı, gücendirici, dokunaklı, onur kırıcı, kinayeli Kızının buna benzer iğneli laflarını işiten Saffet, gerçekten sigarayı bıraktı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler iğneli fıçı iğneli… … Çağatay Osmanlı Sözlük