-
1 izin
إباحةإجازةإذنبراءةترخيصتسويغجوازرخصةسماح -
2 izin
1. إباحة [إِبَاحَة]Anlamı: bir şeyi yapmak için verilen ruhsat, müsaade2. إجازة [إِجَازَة]Anlamı: bir şeyi yapmak için verilen ruhsat, müsaade3. إذن [إِذْن]Anlamı: bir şeyi yapmak için verilen ruhsat, müsaade4. براءة [بَرَاءَة]Anlamı: bir şeyi yapmak için verilen ruhsat, müsaade5. ترخيص [تَرْخِيص]Anlamı: bir şeyi yapmak için verilen ruhsat, müsaade6. تسويغ [تَسْوِيغ]Anlamı: bir şeyi yapmak için verilen ruhsat, müsaade7. جواز [جَوَاز]Anlamı: bir şeyi yapmak için verilen ruhsat, müsaade8. رخصة [رُخْصَة]Anlamı: bir şeyi yapmak için verilen ruhsat, müsaade9. سماح [سَمَاح]Anlamı: bir şeyi yapmak için verilen ruhsat, müsaade -
3 müsaade
1. إباحة [إِبَاحَة]Anlamı: izin, icazet, ruhsat2. إجازة [إِجَازَة]Anlamı: izin, icazet, ruhsat3. إذن [إِذْن]Anlamı: izin, icazet, ruhsat4. استباحة [اِسْتِبَاحَة]Anlamı: izin, icazet, ruhsat5. براءة [بَرَاءَة]Anlamı: izin, icazet, ruhsat6. تحليل [تَحْلِيل]Anlamı: izin, icazet, ruhsat7. ترخيص [تَرْخِيص]Anlamı: izin, icazet, ruhsat8. تسويغ [تَسْوِيغ]Anlamı: izin, icazet, ruhsat9. رخصة [رُخْصَة]Anlamı: izin, icazet, ruhsat10. سماح [سَمَاح]Anlamı: izin, icazet, ruhsat -
4 caiz
1. جائز [جائِز]Anlamı: işlenmesinde sakınca olmayan yapılıp ışlenmesine izin verilen, yakışık alan2. حلال [حَلَال]Anlamı: işlenmesinde sakınca olmayan yapılıp ışlenmesine izin verilen, yakışık alan3. حل [حِلّ]Anlamı: işlenmesinde sakınca olmayan yapılıp ışlenmesine izin verilen, yakışık alan4. حليل [حَلِيل]Anlamı: işlenmesinde sakınca olmayan yapılıp ışlenmesine izin verilen, yakışık alan5. مرخص [مُرَخَّص]Anlamı: işlenmesinde sakınca olmayan yapılıp ışlenmesine izin verilen, yakışık alan6. مستساغ [مُسْتَسَاغ]Anlamı: işlenmesinde sakınca olmayan yapılıp ışlenmesine izin verilen, yakışık alan -
5 destur
1. إجازة [إِجَازَة]Anlamı: izin, müsaade2. إذن [إِذْن]Anlamı: izin, müsaade3. ترخيص [تَرْخِيص]Anlamı: izin, müsaade -
6 vize
تأشيرة [تأشيرة]
См. также в других словарях:
izin — is., zni, Ar. iẕn 1) Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet Viyana dan döneli bir ay olmuştu ve izni üç hafta sonra bitiyordu. H. E. Adıvar 2) Bir kimseye çalıştığı yerce verilen tatil Yıllık iznini… … Çağatay Osmanlı Sözlük
izin — is. <ər.> İcazə, rüsxət. İzin istəmək. İzin vermək. – Ələsgərəm, eşq oduna qalannam; İzin versən, yar, başına dolannam. A. Ə.. İki ay bundan qabaq naçalnikdən izin alıb getmişdim kəndimizə anamın ziyarətinə. C. M.. Aman bacım, izin ver,… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
izin — (A.) [ نذا ] izin … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
izin koparmak — güçlükle izin almak Kendisi belediyeden birkaç gün izin kopararak onları ziyaret edecekti. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
izin almak — bir şey yapmak için onay sağlamak Çalıştığı bankanın müdürlerinden birinin kızıyla nişanlanmak için izin alıp Edirne ye gitmişti. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
izin istemek — bir şeyi gerçekleştirmek amacı ile onay almaya kalkmak Annemden Hasan la beraber Yeşilköy e gitmek için izin istedim. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
izin vermek — 1) birini bir şey yapmada serbest bırakmak Yenisi dikilinceye kadar sivil elbise ile dolaşmasına izin verdi. E. Bener 2) işine son vermek, hizmetinden çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
-izin — i|zin [ iz : Herkunft unklar; ↑ in (3)]: unsystematisches Suffix in Namen von maximal ungesättigten bicycl. Stickstoff Heterocyclen, deren Ringen ein N Atom gemeinsam ist. Die perhydrierten Derivate werden mit izidin benannt, z. B. Chinolizin,… … Universal-Lexikon
IZÎN — (İze. C.) Her biri bir fırkaya mensub. Parça parça, fırka fırka. Müteferrik hâlde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İZİN — (Bak: İzn … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Izin — Kèk gwo kay kote travayè itilize mashin pou transfòme pwodui natirèl yo tankou bwa pou fè papye, gonm pye bwa pou fè wou mashin, lèt bèf pou fè twal, e latriye … Definisyon 2500 mo Kreyòl