-
1 ise
إذا -
2 ise
إذا [إِذَا]Anlamı: şart eki -
3 âciz
1. خريع [خَرِيع]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz2. عاجز [عَاجِز]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz3. عجيف [عَجِيف]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz4. عدم [عَدِم]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz5. عيان [عَيَّان]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz6. قعيد [قَعِيد]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz7. كليل [كَلِيل]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz8. متخاذل [مُتَخَاذِل]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz9. مرهق [مُرْهَق]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz10. مستضعف [مُسْتَضْعَف]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz11. مضنى [مُضْنًى]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz12. معوق [مَعُوق]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz13. معوق [مُعَوَّق]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz14. مقعد [مُقْعَد]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz15. ممنون [مَمْنُون]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz16. نحيف [نَحِيف]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz17. وان [وانٍ]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz18. واه [واهٍ]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz19. واهن [واهِن]Anlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz -
4 maharetli
1. بارع [بارِع]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta2. تقن [تِقْن]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta3. ثقيف [ثَقِيف]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta4. حاذق [حاذِق]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta5. عبقري [عَبْقَرِيّ]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta6. ماهر [ماهِر]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta7. مبرز [مُبَرِّز]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta8. متفنن [مُتَفَنِّن]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta9. مجيد [مُجِيد]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta10. مفتن [مُفْتَنّ]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta11. نابغة [نابِغَة]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta12. نجيب [نَجِيب]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta13. نحرير [نِحْرِير]Anlamı: eli işe yatkın, becerikli, usta -
5 atak
1. باسل [باسِل]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan2. جريء [جَرِيء]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan3. جسور [جَسُور]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan4. شجيع [شَجِيع]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan5. صنديد [صِنْدِيد]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan6. كمي [كَمِيّ]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan7. متجاسر [مُتَجَاسِر]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan8. مجترئ [مُجْتَرِئ]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan9. مستبسل [مُسْتَبْسِل]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan10. مغاوير [مَغَاوِير]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan11. مغوار [مِغْوار]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan12. مقدام [مِقْدام]Anlamı: cüretkâr, düşüncesizce her ışe atılan -
6 girişim
1. إقدام [إِقْدام]Anlamı: bir işe girişme, teşebbüs2. استبسال [اِسْتِبْسال]Anlamı: bir işe girişme, teşebbüs3. بسالة [بَسَالَة]Anlamı: bir işe girişme, teşebbüs4. بطولة [بُطُولَة]Anlamı: bir işe girişme, teşebbüs5. تجاسر [تَجَاسُر]Anlamı: bir işe girişme, teşebbüs6. جرأة [جُرْأَة]Anlamı: bir işe girişme, teşebbüs7. جراءة [جَرَاءَة]Anlamı: bir işe girişme, teşebbüs8. جسارة [جَسَارَة]Anlamı: bir işe girişme, teşebbüs9. دربة [دُرْبَة]Anlamı: bir işe girişme, teşebbüs10. شجاعة [شَجَاعَة]Anlamı: bir işe girişme, teşebbüs11. محاولة [مُحَاوَلَة]Anlamı: bir işe girişme, teşebbüs -
7 ayıklamak
1. أنقى [أَنْقَى]2. خلص [خَلَّصَ]3. روق [رَوَّقَ]4. صفى [صَفَّى]5. صول [صَوَّلَ]6. قطر [قَطَّرَ]7. كرر [كَرَّرَ]8. محص [مَحَّصَ]9. نقح [نَقَّحَ]10. نقى [نَقَّى] -
8 acemi
1. أجنبي [أَجْنَبِيّ]Anlamı: bir yerin, br şeyin yabancısı2. أمة [أَمَة]3. جارية [جاريَة]4. دخيل [دَخِيل]Anlamı: bir yerin, br şeyin yabancısı5. زنيم [زَنِيم]Anlamı: bir yerin, br şeyin yabancısı6. طارئ [طارِئ]Anlamı: bir yerin, br şeyin yabancısı7. طالب [طالِب]Anlamı: bir ışin yabancısı olan, eli ışe alışmamış, bir ışı beceremeyen, ışinde ve mesleğinde ilerlememiş8. طلاب [طُلَّاب]Anlamı: bir ışin yabancısı olan, eli ışe alışmamış, bir ışı beceremeyen, ışinde ve mesleğinde ilerlememiş9. غريب [غَرِيب]Anlamı: bir yerin, br şeyin yabancısı10. فاتح [فاتِح]Anlamı: bir ışin yabancısı olan, eli ışe alışmamış, bir ışı beceremeyen, ışinde ve mesleğinde ilerlememiş11. مؤسس [مُؤَسِّس]Anlamı: bir ışin yabancısı olan, eli ışe alışmamış, bir ışı beceremeyen, ışinde ve mesleğinde ilerlememiş12. مبتدئ [مُبْتَدِئ]Anlamı: bir ışin yabancısı olan, eli ışe alışmamış, bir ışı beceremeyen, ışinde ve mesleğinde ilerlememiş13. مبدئ [مُبْدِئ]Anlamı: bir ışin yabancısı olan, eli ışe alışmamış, bir ışı beceremeyen, ışinde ve mesleğinde ilerlememiş14. مستهل [مُسْتَهِلّ]Anlamı: bir ışin yabancısı olan, eli ışe alışmamış, bir ışı beceremeyen, ışinde ve mesleğinde ilerlememiş15. منشئ [مُنْشِئ]Anlamı: bir ışin yabancısı olan, eli ışe alışmamış, bir ışı beceremeyen, ışinde ve mesleğinde ilerlememiş16. ناشئ [ناشِئ]Anlamı: bir ışin yabancısı olan, eli ışe alışmamış, bir ışı beceremeyen, ışinde ve mesleğinde ilerlememiş -
9 başlamak
1. أبدأ [أَبْدَأَ]Anlamı: bir işe girişmek, çalışır, işler, yürür duruma girmek2. أنشأ [أَنْشَأَ]Anlamı: bir işe girişmek, çalışır, işler, yürür duruma girmek3. أهل [أَهَلَّ]Anlamı: bir işe girişmek, çalışır, işler, yürür duruma girmek4. ابتدأ [اِبْتَدَأَ]Anlamı: bir işe girişmek, çalışır, işler, yürür duruma girmek5. استفتح [اِسْتَفْتَحَ]Anlamı: bir işe girişmek, çalışır, işler, yürür duruma girmek6. افتتح [اِفْتَتَحَ]Anlamı: bir işe girişmek, çalışır, işler, yürür duruma girmek7. بدأ [بَدَأَ]Anlamı: bir işe girişmek, çalışır, işler, yürür duruma girmek8. طفق [طَفِقَ]Anlamı: bir işe girişmek, çalışır, işler, yürür duruma girmek9. هل [هَلَّ]Anlamı: bir işe girişmek, çalışır, işler, yürür duruma girmek -
10 uz
1. بارع [بارِع]Anlamı: işe yatkın, becerikli2. تقن [تِقْن]Anlamı: işe yatkın, becerikli3. جميل [جَمِيل]Anlamı: iyi, güzel4. حاذق [حاذِق]Anlamı: işe yatkın, becerikli5. متفنن [مُتَفَنِّن]Anlamı: işe yatkın, becerikli6. مجيد [مُجِيد]Anlamı: işe yatkın, becerikli7. نحرير [نِحْرِير]Anlamı: işe yatkın, becerikli -
11 aciz
1. إعياء [إِعْياء]Anlamı: gücü bir ışe yetmez olanın durumu, güçsüzlük2. إفلاس [إِفْلاس]3. تفليس [تَفْلِيس]4. تفليسة [تَفْلِيسَة]5. تقصير [تَقْصِير]Anlamı: gücü bir ışe yetmez olanın durumu, güçsüzlük6. عي [عِيّ]Anlamı: gücü bir ışe yetmez olanın durumu, güçsüzlük7. قصور [قُصُور]Anlamı: gücü bir ışe yetmez olanın durumu, güçsüzlük8. عياء [عَيَاء]Anlamı: gücü bir ışe yetmez olanın durumu, güçsüzlük -
12 kapkaççı
1. أزعر [أَزْعَر]Anlamı: belli etmeden para vb. şeyleri çalıp kaçan (kimse)2. حرامي [حَرَامِيّ]Anlamı: belli etmeden para vb. şeyleri çalıp kaçan (kimse)3. خطاف [خُطَّاف]Anlamı: belli etmeden para vb. şeyleri çalıp kaçan (kimse)4. سارق [سارِق]Anlamı: belli etmeden para vb. şeyleri çalıp kaçan (kimse)5. سلاب [سَلَّاب]Anlamı: belli etmeden para vb. şeyleri çalıp kaçan (kimse)6. لص [لِصّ]Anlamı: belli etmeden para vb. şeyleri çalıp kaçan (kimse)7. متقاعس [مُتَقَاعِس]Anlamı: işe gereken önemi vermeyen8. متلكئ [مُتَلَكِّئ]Anlamı: işe gereken önemi vermeyen9. متهاون [مُتَهَاوِن]Anlamı: işe gereken önemi vermeyen10. مسترق [مُسْتَرِق]Anlamı: belli etmeden para vb. şeyleri çalıp kaçan (kimse)11. مقصر [مُقَصِّر]Anlamı: işe gereken önemi vermeyen12. مهمل [مُهْمِل]Anlamı: işe gereken önemi vermeyen -
13 elverişli
1. كفي [كَفِيّ]Anlamı: uygun, ışe yarayan2. لازم [لازِم]Anlamı: uygun, ışe yarayan3. ملائم [مُلَائِم]Anlamı: uygun, ışe yarayan4. مناسب [مُنَاسِب]Anlamı: uygun, ışe yarayan -
14 aleyhtarlık
1. تضاد [تَضَادّ]Anlamı: bir ışe, harekete veya düşünceye karşı olma2. معاكسة [مُعَاكَسَة]Anlamı: bir ışe, harekete veya düşünceye karşı olma3. مناقضة [مُنَاقَضَة]Anlamı: bir ışe, harekete veya düşünceye karşı olma -
15 amelî
1. ذرائعي [ذَرَائِعيّ]Anlamı: işe dayanan, iş üstünde, tatbikî2. فعلي [فِعْلِيّ]Anlamı: işe dayanan, iş üstünde, tatbikî3. واقعي [واقِعِيّ]Anlamı: işe dayanan, iş üstünde, tatbikî -
16 battal
1. بطال [بَطَّال]Anlamı: işe yaramaz, kullanılmaz2. متبطل [مُتَبَطِّل]Anlamı: işe yaramaz, kullanılmaz -
17 fiş
1. رقعة [رُقْعَة]Anlamı: bir işe kılavuzluk etmek için yazılıp sınıflandırılan küçük kâğıt yapraklarından her biri2. لصيقة [لَصِيقَة]Anlamı: bir işe kılavuzluk etmek için yazılıp sınıflandırılan küçük kâğıt yapraklarından her biri -
18 heba
1. سدى [سُدًى]Anlamı: hiçbir işe yaramadan yok olma, boşa gitme2. عبث [عَبَث]Anlamı: hiçbir işe yaramadan yok olma, boşa gitme -
19 şaşırmak
1. تاه [تَاهَ]2. حار [حارَ] -
20 uygulamalı
1. تطبيقي [تَطْبِيقِيّ]2. عملي [عَمَلِيّ]
- 1
- 2
См. также в других словарях:
-ise — ⇒ ISE, suff. Suff. formateur de subst. fém. désignant des qualités ou des comportements. A. [La base est un adj. qualificatif (gén. substantivable) se rapportant à la pers.] 1. [Le dér. a une valeur péj. ou minorative et exprime notamment] a) [la … Encyclopédie Universelle
ISE — hat folgende Bedeutungen: Name eines Flusses in Niedersachsen, siehe Ise (Fluss) Name einer Stadt in Japan, siehe Ise (Mie) Name einer ehemaligen japanischen Provinz, siehe Provinz Ise Name japanischer Kriegsschiffe, u. a. Schlachtschiff Ise der… … Deutsch Wikipedia
Ise — steht für: einen Fluss in Niedersachsen, siehe Ise (Fluss) eine Stadt in Japan, siehe Ise (Mie) eine ehemalige japanische Provinz, siehe Provinz Ise japanische Kriegsschiffe, u. a. Schlachtschiff Ise (1917) den Ise Schrein, das höchste… … Deutsch Wikipedia
Ise — puede referise a: Ise (Mie), una ciudad japonesa en la prefectura de Mie. Santuario Ise, un santuario sintoísta ubicado en esa ciudad. Provincia de Ise, una antigua provincia japonesa. Ise, una poetisa japonesa que vivió a finales del siglo IX y… … Wikipedia Español
ISE — Cette page d’homonymie répertorie les différents sujets et articles partageant un même nom. {{{image}}} Sigles d une seule lettre Sigles de deux lettres > Sigles de trois lettres … Wikipédia en Français
Ise — (伊勢市; shi), es formalmente llamada Ujiyamada, a la ciudad de Japón ubicada en la Prefectura de Mie, en la isla de Honshu. Es muy popular entre los vistantes, debido a su belleza tradicional, ya que Ise es parte del Parque Nacional de Ise Shima.… … Enciclopedia Universal
-ise — See { ize}. [1913 Webster] … The Collaborative International Dictionary of English
Ise ko — Ise group . A traditional local confraternity (ko) whose members, who are usually of the same age group, meet periodically for devotional or social gatherings and to save up money for the time honoured purpose of sending representatives to… … A Popular Dictionary of Shinto
ISE — is an abbreviation for: * Industrial Systems Engineering * Institute for Shipboard Education, which administers the Semester at Sea program * Institute for Social Ecology * Institute of Software Engineers, an organization of professional software … Wikipedia
Ise — Ise, im Mittelalter eine Partisane od. Hellebarte, welche durch Anbringung von Pistolenläufen gleichzeitig zum Hieb u. Schuß eingerichtet war … Pierer's Universal-Lexikon
Ise — Ise, rechter Nebenfluß der Aller im preuß. Regbez. Lüneburg, entspringt aus einem See an der Grenze der Altmark, fließt in südlicher Richtung und mündet nach 50 km langem Lauf bei Gifhorn … Meyers Großes Konversations-Lexikon