-
1 insanlar
n. human beings, humanity, mankind, people, folk, folks, cattle--------pron. they -
2 insanlar
люди -
3 insanlar
лю́ди (мн) -
4 insanlar arası
-
5 bazı insanlar
n. some people -
6 bu tip insanlar
adv. people of that ilk -
7 genç ve modern insanlar
n. beautiful people -
8 kendi halinde insanlar
n. simple folks -
9 küçük dünyayı temsil eden insanlar
n. microcosmTurkish-English dictionary > küçük dünyayı temsil eden insanlar
-
10 sıradan insanlar
n. ruck -
11 vefakâr insanlar
n. the faithful -
12 şehir dışında yerleşen insanlar
n. overspillTurkish-English dictionary > şehir dışında yerleşen insanlar
-
13 üstün yetenekli ve zeki insanlar grubu
n. PleiadesTurkish-English dictionary > üstün yetenekli ve zeki insanlar grubu
-
14 mensen
insanlar s -
15 люди
insanlar* * *мн.1) insanlar; adamlar; halkсове́тские лю́ди — Sovyet halkı
лю́ди нау́ки — bilim adamları
лю́ди труда́ — emekçi halk
лю́ди физи́ческого труда́ — kol işçileri, bedenen çalışanlar
ты́сячи молоды́х лю́де́й — binlerce genç
как мно́го лю́де́й! — ne çok halk var!
а мы что не лю́ди? — bizim canımız yok mu?
он их за лю́де́й не счита́л — onları adamdan saymazdı
2) разг. ( другие) elâlem, eloğlu, el günчто лю́ди ска́жут? — elâlem / eloğlu ne der?
мне пе́ред людьми́ сты́дно — ele güne karşı mahcup oluyorum
лю́ди говоря́т, что... — rivayete göre...
3) ( кадры) elemanlar; personelтре́буются лю́ди — eleman aranıyor
4) воен. mensuplar; erler ( солдаты)поте́ри в лю́дях — insanca zayiat
••вы́йти в лю́ди — adam olmak; adam sırasına geçmek
вы́вести кого-л. в лю́ди — ирон. adam etmek
-
16 people
insanlar, kalabalik; halk; kisi, kimse; millet, ulus; aile üyeleri, akrabalar -
17 halim
1. أليف [أَلِيف]Anlamı: yumuşak huylu (insanlar için)2. حمول [حَمُول]Anlamı: yumuşak huylu (insanlar için)3. رفيع [رَفِيع]Anlamı: yumuşak huylu (insanlar için)4. رقيق [رَقِيق]Anlamı: yumuşak huylu (insanlar için)5. مؤانس [مُؤَانِس]Anlamı: yumuşak huylu (insanlar için)6. مؤنس [مُؤْنِس]Anlamı: yumuşak huylu (insanlar için) -
18 Leute
Leute ['lɔıtə]pl insanlar pl;arme/reiche \Leute fakir/zengin insanlar, yoksul/varlıklı insanlar;es waren kaum \Leute da neredeyse hiç kimse yoktu orada;es waren ungefähr 30 \Leute da orada yaklaşık 30 insan vardı;ich kenne meine \Leute ben bizimkileri iyi bilirim -
19 barbarian
n.qalaq insanlar, iptidaiy insanlar, wehshiy insanlar, warwar -
20 публика
ж, собир.1) halk; insanlarчита́ющая пу́блика — kitap okuyan insanlar
пу́блика, находи́вшаяся на парохо́де — vapur halkı
2) шутл., неодобр. millet
См. также в других словарях:
BENÎ BEŞER — İnsanlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NASUTİYÂN — İnsanlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gerçek kişi — İnsanlar … Hukuk Sözlüğü
önce can sonra canan — insanlar bencildir, önce kendilerini, sonra yakınlarını düşünürler anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
terzi kendi söküğünü dikemez — insanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine yapamazlar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
herkes aklını pazara çıkarmış, yine kendi aklını almış — insanlar kendi akıllarını başkalarının aklından üstün görürüler anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarımsağı gelin etmişler de kırk gün kokusu çıkmamış — insanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler, haklarında yargıda bulunmakta acele edilmemelidir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz — insanlar içinde bize ana kadar candan bağlı dost yoktur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
hasta olmayan sağlığın kadrini bilmez — insanlar sağlığın değerini ancak hastalıkta acı çekip iyileştikten sonra anlarlar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağaç yaşken eğilir — insanlar küçük yaşta kolay eğitilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dile gelen ele gelir — insanlar yapacakları işler hakkında önce konuşurlar, sonra da o işi gerçekleştirirler anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük