-
1 hedef
arapça هدف amaç, hedef. -
2 docelowy
hedef -
3 hədəf
hedef -
4 destination
hedef -
5 goal
hedef -
6 target
hedef -
7 мишень
-
8 цель
hedef; maksat,amaç* * *ж1) hedefстреля́ть в цель — nişan atmak
попа́сть в цель — hedefi tutturmak
возду́шные це́ли — воен. hava hedefleri
его́ уда́ры пра́вой дости́гли це́ли (о боксёре) — savurduğu sağlar, yerini buldu
2) amaç (-cı), maksat (-dı), gaye, hedef, erek (-ği)дости́чь свое́й це́ли — amacına varmak / ulaşmak
ста́вилось це́лью стабилизи́ровать обстано́вку — amaçlanan, durumu istikrara kavuşturmaktı
в ми́рных и вое́нных це́лях — barışçı ve askeri amaçlarla
какова́ цель э́тих перегово́ров? — bu görüşmeler neyi amaçlıyor?
••с како́й це́лью? — ne amaçla?
с э́той це́лью — bu amaçla
с це́лью продолже́ния перегово́ров — görüşmeleri sürdürmek amacıyla
-
9 target
hedef, hedef tahtasi; amaç, erek, hedef; alay konusu kimse/sey; samar oglani -
10 target configuration
hedef konfigürasyon, hedef görünüm -
11 hədəf
hedefamaç, hedef -
12 прицельный
hedef °прице́льное приспособле́ние — nişan tertibatı
-
13 цель
hedef, gaye, amaç, maksatТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > цель
-
14 aim dot steering
hedef nokta yönlendirici -
15 benchmark routine
hedef işareti yordamı -
16 benchmark testing
hedef işaretini sınama -
17 bull's eye
hedef merkezi, hedefin merkezi, nişan tahtasının ortası, mercek, kamara penceresi, büyük ve yuvarlak şekerleme, kamarada yuvarlak pencere, lomboz, kısa odaklı mercek* * *nişan tahtasının ortası -
18 launch area
hedef alanı -
19 stobe
hedef stroboskobu -
20 target area
hedef alanı
См. также в других словарях:
hedef — is., Ar. hedef 1) Nişan alınacak yer, nişangâh 2) mec. Amaç, gaye, maksat Asıl önemlisi devlet büyük hedefler dikmişti; milletin benimsediği, övündüğü hedeflerdi bunlar. T. Buğra 3) mec. Varılacak yer, ulaşılacak son nokta Ordular! İlk hedefiniz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hedef — (A.) [ فﺪه ] amaç, hedef … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
hedef göstermek — 1) birini kötü bir durumda kalması için hedef hâline getirmek 2) bir kimseyi olumsuz, kötü bir amaç için bir yere veya şeye yönlendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hedef gütmek — asıl amaç olarak belirlemek Metin yayını ve çeviri: insancı davranış bu çalışmayı hedef güder. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
hedef saptırmak — 1) hedefe isabet ettirememek 2) mec. öngörülen amaçtan uzaklaştırıp başka bir amacı öne çıkarmak Bu işi onların yapmadığına inanıyor; birilerinin hedef saptırmaya çalıştığını söylüyor. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
HEDEF-İ ÂMÂL — Gaye i hayâl. Ulaşmak istenilen hedef … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HEDEF — Nişan noktası. * Emel. Varılmak istenen gaye. * Yüksek, bülend. * İri vücudlu adam. * Bir işe yaramayan, tembel ve uykucu olan. (L.R … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hedef kitle — is. Verilmek istenen mesajın ulaşması hedeflenen grup veya topluluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
hedef almak — 1) (bir şeyi) nişan almak 2) (bir şeyi) ulaşılmak istenen amaca göre davranmak 3) (bir şeyi) bir kimseyi, bir yeri yıpratmak, eleştirmek amacıyla karşısına almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hedef olmak — hoş olmayan herhangi bir davranışa uğramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cansız hedef — is., ask. İnsan ve hayvan dışında ateş etmek için seçilen hedef … Çağatay Osmanlı Sözlük