-
1 hayvan
hayvan Tier n; Vieh n; Pferd n; Reittier n; fig Dämlack m;hayvan gibi stumpfsinnig -
2 hayvan
-
3 hayvan aşım istasyonu
Deckstation f -
4 hayvan bilimi
ohne pl Tierkunde f -
5 hayvan leşi
Tierkadaver m -
6 hayvan yemi
-
7 damızlık hayvan
Zuchttier nt -
8 evcil hayvan
Haustier nt -
9 kasaplık hayvan
Schlachtvieh nt -
10 kemerli hayvan
zool Gürteltier nt -
11 keseli hayvan
zool Beuteltier nt -
12 kesimlik hayvan
Schlachtvieh nt -
13 kurbanlık hayvan
rel Opfertier nt -
14 memeli hayvan
zool Säugetier nt -
15 omurgalı hayvan
zool Wirbeltier nt -
16 uzun hayvan
-
17 yırtıcı hayvan
Raubtier nt -
18 yemek
1. 1) Essen nt\yemek hazır das Essen ist fertig\yemek pişirmek kochen\yemek \yemek essen2) (hazır \yemek) Gericht nt, Speise fMacar yemeği ungarisches Gericht2. I vt2) ( tırnaklarını) abkauenII vibir tane \yemek eins draufkriegenbir tokat \yemek eine Ohrfeige bekommenüç yıl hapis/kodes yedi er hat drei Jahre Gefängnis/Knast bekommen -
19 ağız
ağız < ağzı> Mund m; hayvan a Maul n; kap, torba Öffnung f; körfez, galeri Einfahrt f; mağara Eingang m; volkan Krater m; yol Abzweigung f, Kreuzung f; GR Mundart f, Dialekt m; Ton m, Art f des Sprechers; MUS Art zu singen; bıçak Schneide f;ağız açmamak den Mund nicht aufmachen (fam aufkriegen), schweigen;ağız ağza konuşmak unter vier Augen sprechen;ağız ağza vermek tuscheln;-e ağız etmek jemandem etwas weismachen wollen;ağız kavgası Schimpferei f;ağız kokusu üble(r) Mundgeruch;yumuşak usw bir ağız kullanmak einen sanften usw Ton einsetzen;ağız ağız prahlen;ağız tadı Genuss m, Behaglichkeit f;ağız tadıyla genießend, in aller Ruhe;ağız tütünü Kautabak m;ağız yapmak heucheln;ağza alınmaz ungenießbar; unanständig (Worte);ağz(ın)a almamak verschweigen, übergehen;ağza düşmek ins Gerede kommen;ağza koyacak bir şey etwas Essbares;ilk ağızda auf Anhieb;ağızdan MED oral; vom Hörensagen;ağızdan ağza von Mund zu Mund; -auf den Zahn fühlen;-in ağzı açık kalmak Mund und Nase aufsperren;ağzı bozuk adj Schandmaul n;ağzı büyük adj Aufschneider m;ağzı gevşek Schwätzer m;ağzı kara adj Schwarzseher m; Lästermaul n;-e ağzı varmamak sich nicht trauen zu sagen;-in ağzına bakmak nach dem Mund reden;ağzına burnuna bulaştırmak verpatzen;b-ne ağzına geleni söylemek jemanden ausschimpfen;ağzına kadar dolu bis zum Rand gefüllt;b-nin ağzına lâyık jemandem sehr zu empfehlen (zu essen, trinken);birbirinin ağzına tükürmek einander heruntermachen;-in ağzında bakla ıslanmamak kein Geheimnis für sich behalten können;-in ağzından çıkmak Wort jemandem entschlüpfen;bş-i b-nin ağzından kapmak jemandem (mit Worten) zuvorkommen; fam so rausfahren;-in ağzından laf almak jemanden aushorchen;ağzından (laf) kaçırmak sich verplappern;ağzını açmak den Mund aufmachen (a zum Sprechen); losschimpfen; dumm gucken;ağzını havaya oder poyraza açmak das Nachsehen haben;-in ağzını açtırmamak jemanden nicht zu Worte kommen lassen;-in ağzını aramak jemanden ausfragen, aushorchen;ağzını bozmak fluchen (und wettern);ağzını kiraya mı verdin? hast du die Sprache verloren?;ağzını tutmak verschwiegen sein;-in ağzının içine bakmak an jemandes Mund hängen;-in ağzının kâhyası olmak jemandem vorschreiben, was er sagt;-in ağzının kokusunu çekmek jemanden ertragen müssen;-in ağzının suyu akıyor das Wasser läuft jemandem im Munde zusammen;-den ağzının tadını almak böse Erfahrungen machen mit;b-nin ağzının tadını kaçırmak jemandem etwas verderben -
20 aksi
aksi1 → akis1aksi cevap Absage f, abschlägige Antwort;aksi gibi unglücklicherweise;aksi gitmek schief- oder danebengehen;aksi halde oder takdirde anderenfalls, sonst;aksi tesadüf Missgeschick n
См. также в других словарях:
hayvan — is., Ar. ḥayvān 1) Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık İnce ruhlu insanlar gibi Atatürk de hayvanları severdi. F. R. Atay 2) sf., mec. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse) 3) hkr. Kızılan bir kimseye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayvan — (A.) [ ناﻮﻴﺣ ] 1. canlı. 2. hayvan … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HAYVAN — Canlı şey, insanla beraber her canlı. * İnsan olmayan idraksiz canlı yaratık. * Yük kaldıran, araba çeken ve binilen hayvan, beygir, katır v.s. * Mc: Akılsız ve idraksız insan, ahmak. (Aslı Hayevan dır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hayvan bilimci — is. Hayvan bilimi uzmanı, zoolog … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayvan koklaşa koklaşa, insan konuşa konuşa — insan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAYVAN-I BERRÎ — Karada yaşayan hayvan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAYVAN-I NÂTIK — Konuşan hayvan. (İnsan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hayvan bilimi — is. Biyolojinin, hayvanların yapı, görev, davranış ve sınıflandırmaları, yeryüzündeki dağılışlarıyla uğraşan bilim dalı, hayvanlar bilimi, zooloji … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayvan kömürü — is. Kan ve kemik gibi organik maddelerden yapılıp hekimlikte kullanılan kömür … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayvan gibi — 1) hayvana benzer biçimde 2) iri yarı 3) mec. akılsız, duygusuz, kaba … Çağatay Osmanlı Sözlük
vahşi hayvan — is. Ehlîleştirilmemiş hayvan, yabani hayvan … Çağatay Osmanlı Sözlük