Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

hayretle

  • 1 hayretle

    adv. in wonder, surprisedly, with astonishment

    Turkish-English dictionary > hayretle

  • 2 hayretle bakmak

    v. stare

    Turkish-English dictionary > hayretle bakmak

  • 3 изумлённо

    hayretle; şaşarak

    Русско-турецкий словарь > изумлённо

  • 4 goggle

    hayretle bakmak

    English to Turkish dictionary > goggle

  • 5 раскрывать

    несов.; сов. - раскры́ть
    1) (шкаф, окно, зонт, часть тела и т. п.) açmak

    раскры́ть глаза́ (от удивления)gözleri hayretle büyümek

    2) врз bulmak; meydana çıkarmak

    раскры́ть преступле́ние — перен. cinayetin failini bulmak

    раскры́ть секре́т / та́йну чего-л.перен. bir şeyin sırrını çözmek / bulmak

    раскры́т за́говор — перен. bir komplo meydana / açığa çıkarıldı

    ••

    раскры́ть объя́тия — birine kollarını açmak

    Русско-турецкий словарь > раскрывать

  • 6 смотреть

    несов.; сов. - посмотре́ть

    смотре́ть в окно́ — pencereden bakmak

    смотре́ть в бино́кль — dürbünle bakmak

    он удивлённо посмотре́л на меня́ — yüzüme hayretle baktı

    2) тк. несов., в соч. bakmak

    о́кна смо́трят во двор — pencereler avluya bakar

    3) görmek, seyretmek, izlemek

    смотре́ть но́вый фильм — yeni filmi seyretmek

    матч смотре́ли ты́сячи — maçı binlerce kişi izledi / seyretti

    мы идём смотре́ть Кремль — Kremlin Sarayını gezmeye gidiyoruz

    посмотре́л бы ты на эту дере́вню сейча́с! (об изменении в лучшую или худшую сторону)bu köyü şimdi görme!

    4) muayene etmek; bakmak

    смотре́ть больно́го — hastayı muayene etmek

    посмотри́ и ты э́ти счета́ — bu faturalara sen de bak

    мо́жет, посмо́трим и ста́рые пи́сьма? — eski mektupları da gözden geçirsek?

    5) bakmak, gözetmek

    смотре́ть за са́дом — bahçeye bakmak

    смотре́ть за ребёнком — çocuğa bakmak, çocuğu gözetmek

    6) разг. ( брать пример) örnek almak

    ты смотри́ на ста́рших — (yaşça) büyüklerden örnek al

    7) перен. görmek; karşılamak

    как вы смо́трите на э́то собы́тие? — bu olayı nasıl görüyorsunuz?

    как посмо́трит на э́то дире́ктор? — müdür bunu nasıl karşılar? müdür buna ne gözle bakar?

    что ж, так и бу́дем смотре́ть на э́ти беззако́ния?! — bu yolsuzluklara seyirci mi kalacağız?!

    8) перен. gözü ile bakmak; sanmak

    он смотре́л на Вас как на отца́ — Size baba gözü ile bakıyordu

    на него́ смотре́ли, как на пья́ного — onu sarhoş sanıyorlardı

    ••

    смотри́, никому́ не говори́! — sakın kimseye söyleme!

    смотри́, что выде́лывает! — bak bak, neler kıvırıyor!

    смо́тришь, а он уже́ здесь (пришёл) — bir de bakmışsın, gelivermiş

    смотря́ кто — adamına göre

    смотря́ по пого́де — havasına göre

    а ты куда́ смотре́л?! — senin gözün neredeydi?!

    вы смотри́те за свое́й соба́кой! — köpeğinize sahip olun!

    смотрю́, и он молчи́т... — baktım ki o da ağzını açmıyor...

    смотре́ть за собо́й — kendine (iyi) bakmak

    посмо́трим, разбира́ется ли он в те́хнике — teknikten anlayıp anlamadığını görelim

    Русско-турецкий словарь > смотреть

  • 7 stare

    n. gözünü dikme, sabit bakış, boşluğa bakma
    ————————
    v. gözlerini dikmek, gözünü dikmek, dik dik bakmak, gözü dalmak, boşluğa bakmak, boş boş bakmak, bakakalmak, hayretle bakmak
    * * *
    1. gözlerini dikip bak (v.) 2. sabit bakış (n.)
    * * *
    [steə] 1. verb
    ((often with at) to look at with a fixed gaze: They stared at her clothes in amazement; Don't stare - it's rude!) gözlerini dikip bakmak
    2. noun
    (a staring look: a bold stare.) gözlerini dikip bakma

    English-Turkish dictionary > stare

  • 8 wonderingly

    adverb (with great curiosity and amazement: The children gazed wonderingly at the puppets.) hayretle, ağzı bir karış açık

    English-Turkish dictionary > wonderingly

  • 9 in wonder

    adv. hayretle, hayret içinde, şaşkınlıkla, hayranlıkla

    English-Turkish dictionary > in wonder

  • 10 surprisedly

    adv. hayretle, şaşkınlıkla

    English-Turkish dictionary > surprisedly

  • 11 with astonishment

    adv. hayretle

    English-Turkish dictionary > with astonishment

  • 12 in wonder

    adv. hayretle, hayret içinde, şaşkınlıkla, hayranlıkla

    English-Turkish dictionary > in wonder

  • 13 surprisedly

    adv. hayretle, şaşkınlıkla

    English-Turkish dictionary > surprisedly

  • 14 with astonishment

    adv. hayretle

    English-Turkish dictionary > with astonishment

  • 15 Verwunderung

    Verwunderung f <Verwunderung; o pl> şaşkınlık, hayret;
    zu meiner Verwunderung hayretle (gördüm ki vs)

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Verwunderung

  • 16 hayret

    hayret <- ti> Erstaunen n, Verwunderung f; Bestürzung f;
    hayret! unglaublich!, Donnerwetter!;
    -e hayret etmek sich wundern (über A);
    -den hayrete düşmek überrascht sein (von D);
    -i (hayretten) hayrete düşürmek in (tiefes) Erstaunen versetzen;
    hayretle erstaunt, voller Erstaunen;
    -i hayrette bırakmak in Staunen setzen; überraschen;
    hayrette kalmak staunen, sich wundern

    Türkçe-Almanca sözlük > hayret

  • 17 bestaunen

    bestaunen*
    vt hayretle bakmak (-e)

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > bestaunen

См. также в других словарях:

  • hayretle — zf. Şaşkınlıkla, şaşarak İri kirpikli yeşil gözlerini kocaman kocaman açıp hayretle doktorun yüzüne baktı. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tankırtmak — hayretle bakmak, mahv olup baka kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MEBHUT — Hayretle, şaşkın, mütehayyir. Sersem …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜFEZZİ' — Hayretle ve şaşkın şaşkın baktıran …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • cızırdatma — is. Cızırdatmak işi İşlerini takibe gelenler, onların böyle kolaylıkla kalem cızırdatmalarına ... hayretle bakarlar. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • serinlik — is., ği 1) Serin olma durumu Serinlik, gölgelik içinde, o kızgın yerlere hayretle bakıyorum. R. H. Karay 2) Serin hava Latif bir akşam serinliği ortalığı kaplamıştı. M. Ş. Esendal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller serinlik vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boynunu bükmek — 1) acındırıcı, çaresiz bir durumda kalmak Biraz düşündükten sonra ağır ağır başını eğip yere baktı ve boynunu büktü. Y. Z. Ortaç 2) bir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek Nevin hayretle boynunu bükerken içeri Behiç girdi. P. Safa 3) bitki… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözlerini fal taşı gibi açmak — şaşkınlıkla, hayretle bakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TEFZİ' — Ürkütme. Korkutma. * Hayretle baktırma …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • baka kaldım — şaşırmak donmak kalmak, hayretle bakmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»