-
1 hayretle
adv. in wonder, surprisedly, with astonishment -
2 hayretle bakmak
v. stare -
3 изумлённо
hayretle; şaşarak -
4 goggle
hayretle bakmak -
5 раскрывать
несов.; сов. - раскры́ть1) (шкаф, окно, зонт, часть тела и т. п.) açmakраскры́ть глаза́ (от удивления) — gözleri hayretle büyümek
2) врз bulmak; meydana çıkarmakраскры́ть преступле́ние — перен. cinayetin failini bulmak
раскры́ть секре́т / та́йну чего-л. — перен. bir şeyin sırrını çözmek / bulmak
раскры́т за́говор — перен. bir komplo meydana / açığa çıkarıldı
••раскры́ть объя́тия — birine kollarını açmak
-
6 смотреть
несов.; сов. - посмотре́ть1) bakmakсмотре́ть в окно́ — pencereden bakmak
смотре́ть в бино́кль — dürbünle bakmak
он удивлённо посмотре́л на меня́ — yüzüme hayretle baktı
2) тк. несов., в соч. bakmakо́кна смо́трят во двор — pencereler avluya bakar
3) görmek, seyretmek, izlemekсмотре́ть но́вый фильм — yeni filmi seyretmek
матч смотре́ли ты́сячи — maçı binlerce kişi izledi / seyretti
мы идём смотре́ть Кремль — Kremlin Sarayını gezmeye gidiyoruz
посмотре́л бы ты на эту дере́вню сейча́с! (об изменении в лучшую или худшую сторону) — bu köyü şimdi görme!
4) muayene etmek; bakmakсмотре́ть больно́го — hastayı muayene etmek
посмотри́ и ты э́ти счета́ — bu faturalara sen de bak
мо́жет, посмо́трим и ста́рые пи́сьма? — eski mektupları da gözden geçirsek?
5) bakmak, gözetmekсмотре́ть за са́дом — bahçeye bakmak
смотре́ть за ребёнком — çocuğa bakmak, çocuğu gözetmek
6) разг. ( брать пример) örnek almakты смотри́ на ста́рших — (yaşça) büyüklerden örnek al
7) перен. görmek; karşılamakкак вы смо́трите на э́то собы́тие? — bu olayı nasıl görüyorsunuz?
как посмо́трит на э́то дире́ктор? — müdür bunu nasıl karşılar? müdür buna ne gözle bakar?
что ж, так и бу́дем смотре́ть на э́ти беззако́ния?! — bu yolsuzluklara seyirci mi kalacağız?!
8) перен. gözü ile bakmak; sanmakон смотре́л на Вас как на отца́ — Size baba gözü ile bakıyordu
на него́ смотре́ли, как на пья́ного — onu sarhoş sanıyorlardı
••смотри́, никому́ не говори́! — sakın kimseye söyleme!
смотри́, что выде́лывает! — bak bak, neler kıvırıyor!
смо́тришь, а он уже́ здесь (пришёл) — bir de bakmışsın, gelivermiş
смотря́ кто — adamına göre
смотря́ по пого́де — havasına göre
а ты куда́ смотре́л?! — senin gözün neredeydi?!
вы смотри́те за свое́й соба́кой! — köpeğinize sahip olun!
смотрю́, и он молчи́т... — baktım ki o da ağzını açmıyor...
смотре́ть за собо́й — kendine (iyi) bakmak
посмо́трим, разбира́ется ли он в те́хнике — teknikten anlayıp anlamadığını görelim
-
7 stare
n. gözünü dikme, sabit bakış, boşluğa bakma————————v. gözlerini dikmek, gözünü dikmek, dik dik bakmak, gözü dalmak, boşluğa bakmak, boş boş bakmak, bakakalmak, hayretle bakmak* * *1. gözlerini dikip bak (v.) 2. sabit bakış (n.)* * *[steə] 1. verb((often with at) to look at with a fixed gaze: They stared at her clothes in amazement; Don't stare - it's rude!) gözlerini dikip bakmak2. noun(a staring look: a bold stare.) gözlerini dikip bakma -
8 wonderingly
adverb (with great curiosity and amazement: The children gazed wonderingly at the puppets.) hayretle, ağzı bir karış açık -
9 in wonder
adv. hayretle, hayret içinde, şaşkınlıkla, hayranlıkla -
10 surprisedly
adv. hayretle, şaşkınlıkla -
11 with astonishment
adv. hayretle -
12 in wonder
adv. hayretle, hayret içinde, şaşkınlıkla, hayranlıkla -
13 surprisedly
adv. hayretle, şaşkınlıkla -
14 with astonishment
adv. hayretle -
15 Verwunderung
Verwunderung f <Verwunderung; o pl> şaşkınlık, hayret;zu meiner Verwunderung hayretle (gördüm ki vs) -
16 hayret
hayret! unglaublich!, Donnerwetter!;-e hayret etmek sich wundern (über A);-den hayrete düşmek überrascht sein (von D);-i (hayretten) hayrete düşürmek in (tiefes) Erstaunen versetzen;hayretle erstaunt, voller Erstaunen;-i hayrette bırakmak in Staunen setzen; überraschen;hayrette kalmak staunen, sich wundern -
17 bestaunen
bestaunen*vt hayretle bakmak (-e)
См. также в других словарях:
hayretle — zf. Şaşkınlıkla, şaşarak İri kirpikli yeşil gözlerini kocaman kocaman açıp hayretle doktorun yüzüne baktı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
tankırtmak — hayretle bakmak, mahv olup baka kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
MEBHUT — Hayretle, şaşkın, mütehayyir. Sersem … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜFEZZİ' — Hayretle ve şaşkın şaşkın baktıran … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cızırdatma — is. Cızırdatmak işi İşlerini takibe gelenler, onların böyle kolaylıkla kalem cızırdatmalarına ... hayretle bakarlar. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
serinlik — is., ği 1) Serin olma durumu Serinlik, gölgelik içinde, o kızgın yerlere hayretle bakıyorum. R. H. Karay 2) Serin hava Latif bir akşam serinliği ortalığı kaplamıştı. M. Ş. Esendal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller serinlik vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynunu bükmek — 1) acındırıcı, çaresiz bir durumda kalmak Biraz düşündükten sonra ağır ağır başını eğip yere baktı ve boynunu büktü. Y. Z. Ortaç 2) bir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek Nevin hayretle boynunu bükerken içeri Behiç girdi. P. Safa 3) bitki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözlerini fal taşı gibi açmak — şaşkınlıkla, hayretle bakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEFZİ' — Ürkütme. Korkutma. * Hayretle baktırma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
baka kaldım — şaşırmak donmak kalmak, hayretle bakmak … Beypazari ağzindan sözcükler