-
1 abfahren
hareket etmekkalkmak (taşıt) -
2 Ausgangspunkte
hareket noktasıçıkış noktası -
3 Regungen
hareketkımıldanma -
4 stillhalten
hareket etmemekkımıldamamak -
5 Bewegung
Bewegung f <Bewegung; Bewegungen> hareket; körperliche dolaşma, gezme, hareket;keine Bewegung! kıpırdama(yın)!;in Bewegung setzen harekete geçirmek/getirmek;sich in Bewegung setzen harekete geçmek;fig in eine Sache Bewegung bringen bş-e hareket getirmek; (Gemütsbewegung, Rührung) duygulanma -
6 Bewegung
1) hareket, devinim;politische \Bewegung siyasi hareket;etw in \Bewegung bringen/setzen bir şeyi harekete getirmek/geçirmek;keine \Bewegung! kımıldama!;in \Bewegung sein harekette olmak;alle Hebel in \Bewegung setzen bütün olanakları kullanmak -
7 ausgehen
er ist ausgegangen o (dışarıya) çıktı;auf Abenteuer ausgehen maceraya atılmak;gut ausgehen -in sonu iyi gelmek;leer ausgehen -in eli boş kalmak;straffrei ausgehen cezasız kalmak;ich gehe davon aus, dass … ben -diğinden hareket ediyorum;fam ihm ging die Puste aus onun nefesi tükendi;ihm ging das Geld aus onun parası kalmadı;ausgehen von -den hareket etmek, yola çıkmak -
8 bewegen
bewegen1 <o -ge-, h>1. v/t hareket ettirmek;fig etwas bewegen harekete geçirmek;innerlich sag mir, was dich bewegt! söyle, senin kafanı kurcalayan ne?2. v/r: sich bewegen hareket etmek;die Preise bewegen sich zwischen … und … fiyatlar … ile … arasında değişiyor/oynuyorbewegen2 v/t <bewog, bewogen, h>: (veranlassen) jemanden zu etwas bewegen b-ne bş-i yaptırmak -
9 regen
-
10 richten
richten <h>richten an (A) Frage -e yöneltmek;richten auf (A) Waffe, Kamera -e doğrultmak2. v/r: sich richten nach -e göre hareket etmek; -i örnek almak; Mode, Beispiel izlemek; (abhängen von) -e bağlı olmak;ich richte mich ganz nach dir ben sana göre hareket edeceğim; onu sana bırakıyorum -
11 Abfahrt
-
12 Aktion
in \Aktion treten eyleme geçmekin \Aktion treten faaliyete [o harekete] geçmek;etw in \Aktion zeigen bir şeyi hareket halinde göstermek -
13 bewegen
bewegen* [bə've:gən]1. I vt1) ( Arm, Lippen) kımıldatmak, kıpırdatmak, oynatmak; ( in Gang setzen) hareket ettirmek, devindirmek;er konnte den Koffer kaum von der Stelle \bewegen bavulu yerinden güç bela kımıldattı2) ( innerlich) duygulandırmakII vrsich \bewegen1) hareket etmek, kımılda(n) mak kıpırda(n) mak; phys devinmek;es bewegt sich etwas! ( fig) bir şeyler oluyor!die Preise \bewegen sich um die 100 Mark fiyatlar 100 mark düzeyinde dalgalanıyor2. <bewegt, bewog, bewogen> vtjdn zu etw \bewegen birine bir şey yaptırtmak;können Sie ihn dazu \bewegen? onu ona yaptırtabilir misiniz?;was hat dich dazu bewogen? bunu sana ne yaptırdı? -
14 Bewegungsfreiheit
-
15 fortbewegen
fort|bewegen*I vt hareket ettirmek, yerinden oynatmakII vrsich \fortbewegen hareket etmek, gitmek -
16 regen
regen ['re:gən]II vrsich \regenkein Blatt regte sich bir yaprak bile kıpırdamıyordues regten sich Zweifel kuşku uyandı -
17 Spielraum
-
18 Verstoß
Verstoß <-es, -stöße> m\Verstoß gegen die guten Sitten iyi niyet kurallarına aykırı hareket -
19 bewegen
devindirmekdevinmekduygulandırmaketkilemekhareket etmekhareket ettirmekkımıldamakkımıldatmakneden olmak -
20 Handlung
f.dükkânf.eylemf.harekethareketf.işişf.mağaza
См. также в других словарях:
hareket — is., fiz., Ar. ḥareket 1) Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon 2) Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı. R. H. Karay 3) Davranış, tutum Sakin, dürüst, kıyafeti ve … Çağatay Osmanlı Sözlük
hareket — (A.) [ ﺖﮐﺮﺣ ] 1. hareket. 2. davranış. ♦ hareketsizlik hareket etmeme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
hareket etmek — 1) yola gitmek, yola çıkmak Ne vakit hareket edeceğiz, Kenan? Yarın mı? Ö. Seyfettin 2) vücudu oynatmak, kıpırdatmak veya kımıldamak, devinmek 3) davranmak İnsan bu kadar ölçülü hareket eder mi, edemez mi?. H. E. Adıvar 4) fiz. devinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAREKET-İ MİHVERİYE — Mihver, eksen etrafındaki muntazam hareket.(Şems, hareket i mihveriyesi ile silkinse, meyveleri düşmez, silkinmezse yemişleri olan seyyarat düşüp dağılacaktır. M … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hareket dairesi — is. Demir yollarında hareket işlerini düzenleyen, izleyen daire … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAREKET-İ MER'İYYE — Gerçekte olmadığı halde, var imiş gibi görünen hareket … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAREKET-İ MÜSTAKİME — Fiz: Doğru bir çizgi üzerinde olan hareket … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAREKET — Kımıldanma. Davranış. Yola çıkmak. Bir cismin sabit bir noktaya göre yerinin veya durumunun değişmesi. Sarsıntı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
nerede hareket, orada bereket — hareket olan yerde bolluk olur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
PÂ-BERCÂ-Yİ HAREKET — Hareket etmek üzere bulunan, âmâde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hareket noktası — is. 1) Bir iş, bir yolculuk vb.nin başladığı yer 2) Bir sorunun incelenmesinde başlangıç olarak alınan nokta … Çağatay Osmanlı Sözlük