-
1 воровство
-
2 кража
hırsızlık* * *жçalma; soyma; hırsızlıkкварти́рные кра́жи — ev soymalar
обвинённые в кра́же алма́за — elması çalmakla suçlananlar
-
3 воровать
çalmak,hırsızlık etmek* * *çalmak; hırsızlık etmek / yapmak ( заниматься воровством)ворова́ть цеме́нт — çimentodan çalmak
-
4 обвинение
с1) suçlama; itham; kabahat bulmaвзаи́мные обвине́ния — karşılıklı suçlamalar
по обвине́нию в кра́же — hırsızlık suçuyla
возбуди́ть де́ло по обвине́нию в кра́же — hırsızlık suçundan dava açmak
бро́сить обвине́ние кому-л. — birine bir itham / bir suçlama yöneltmek
2) ( приговор) mahkumiyet kararıвы́нести обвине́ние — mahkumiyet kararı vermek
3) юр. ( обвиняющая сторона) iddia makamı -
5 угон
kaçırma; hırsızlık* * *мkaçırma; hırsızlıkуго́н автомаши́н — otomobil / araba hırsızlığı
уго́н самолётов — uçak kaçırma, uçak korsanlığı
уго́н самолёта — uçağın kaçırılması
-
6 заподозрить
kuşkulanmak,sanmak* * *сов.kuşkulanmak; sanmakзаподо́зренный в кра́же — hırsızlık yanığı sanılan
их никто́ не заподо́зрил — kimse onlardan kuşkulanmadı
-
7 красть
çalmak* * *1) çalmakу него́ укра́ли часы́ — saatini çaldırdı
2) тк. несов. ( заниматься воровством) hırsızlık yapmak -
8 мелкий
ufak* * *1) врз küçük; ufakме́лкие оре́хи — ufak fındık / ceviz
ме́лкие черты́ лица́ — ince yüz çizgileri
ме́лкие предприя́тия — küçük işletmeler
ме́лкая буржуази́я — küçük burjuvazi
ме́лкий чино́вник — küçük / ufak bir memur
ме́лкое воровство́ — ufak hırsızlık
ме́лкие подро́бности — ufak tefek / önemsiz ayrıntılar
2) inceме́лкий песо́к — ince kum
ме́лкий дождь — ahmakıslatan; çişe
3) sığме́лкое о́зеро — sığ göl
ме́лкая таре́лка — düz tabak
4) küçük; aşağılıkу него́ ме́лкая душо́нка — aşağılık bir adamdır
••ме́лкие де́ньги — ufak / bozuk para
-
9 покража
ж, разг.hırsızlık (vakası), çalma -
10 похищение
сkaçırma, kaldırma; çalma, hırsızlıkпохище́ние автомоби́лей — oto hırsızlığı
-
11 похожий
benzer, benzeyen, andırır, andıranне́что похо́жее — buna benzer bir şey
он похо́ж на отца́ — babasına benziyor
он похо́дкой похо́ж на отца́ — yürüyüşü babasınınkini andırıyor
ра́зве он похо́ж на во́ра? — onda hırsızlık edecek bir adam hali var mı?
посмотри́, на кого́ ты похо́ж?! — şu haline bak (sen)?! nedir bu halin?!
э́то на него́ не похо́же — bu onun adetinden değildir, ondan böyle bir şey beklenmezdi
бы́ло похо́же, что война́ затя́нется — harp uzayacağa benziyordu
-
12 уличать
ortaya çıkarmak* * *несов.; сов. - уличи́тьон уличён в кра́же — hırsızlık yaptığı ortaya çıkarıldı
См. также в других словарях:
hırsızlık etmek (veya yapmak) — başkalarının parasını veya malını çalmak Ama beyefendi, ne hırsızlık yaptım ne de yankesicilik. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
hırsızlık — is., ğı Çalma, arakçılık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
LESASET — Hırsızlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SERIK — Hırsızlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çalıp çırpmak — hırsızlık yapmak Bu Salih Araboğlu, tefecilikten, çalıp çırpmaktan para yapmış, uğursuz heriflerden biridir. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
komşu boncuğunu çalan gece takınır — hırsızlık mal, sahibinin göremeyeceği yer ve zamanda kullanılır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazakmak — hırsızlık, haramilik etmek, yol kesmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ogrılık — hırsızlık II, 208 kemiğin ek yerleri, bel kemlğinln boyu na birle ştiği yer; dağ yamacı ve dağın bittiği yer; … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
IHTİLAS — Hırsızlık için gelip bir şey alıp kaçmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LESAS — Hırsızlık yapma. Sirkat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LÜSUSİYYET — Hırsızlık yapma, sirkat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük