-
1 girmek
v. enter, enter into, walk in, walk into, step in, go in, go into, come in, come into, be enroled, gain admission, enter on, enter upon, get in, go, incur, insert, keyboard, pull, sail in, slide into, slip into, step, strike in, type into, insert--------girmek (koma vb.)v. sink into* * *enter -
2 girmek
"to enter; to come in(to), to go in(to); to break into; to fit; to join, to participate in; to go into (details); to enter upon, to begin; to start; to reach (the age of...); to cost too much; to penetrate; to teac" -
3 girmek
"1. /a/ to enter, go in, go into. 2. /a/ to enter, come in, come into. 3. /a/ to fit into, go into; to fit, fit onto. 4. /a/ to enter into, participate in, join in; to join. 5. /a/ (for armed forces) to enter, invade, penetrate. 6. /a/ to go into (a matter) deeply. 7. /a/ to go into, enter into (a subject). 8. /a/ (for a contagion) to spread among, attack. 9. (for a period, season, etc.) to come, begin. 10. /a/ (for pain) to come to; (for an ache) to appear in. 11. /a/ to become, turn, be transformed into. 12. /birbirine/ to go at each other, go for each other. 13. /a/ to begin. 14. /a/ to become (a certain age). 15. /a/ to enter into, go into the making of. 16. /a/ to be enrolled, enroll (in/at); to be admitted to; to be enlisted in, enlist in, join (the armed forces). girecek delik aramak to look for a hole to crawl into or hide in. girip çıkmak /a/ 1. to stop by, drop in for a minute. 2. to frequent, visit (a place) often." -
4 Girmek yasak
"No admittance; No Trespassing" -
5 bahse girmek
v. bet, wager, go, lay, punt* * *bet -
6 iddiaya girmek
v. bet, go, take smb. up on it* * *bet -
7 acele ile girmek
v. rush in, nip in -
8 alanına girmek
v. fall within -
9 altına girmek
v. fall under -
10 araya adam koyup işe girmek
v. get a job by push -
11 araya girmek
v. intervene, mediate, go between, put in a word, put in, punctuate, come between, intercede, interfere, interpose -
12 ayrıntılara girmek
v. enter into particulars, particularize -
13 ayrıntıya girmek
v. enlarge -
14 aşırı borca girmek
n. run into debt -
15 başkası için riske girmek
bell the cat -
16 başı derde girmek
v. cop it -
17 biletsiz girmek
v. gatecrash -
18 birbirine girmek
v. tangle with, snarl -
19 birden girmek
v. rush into -
20 borca girmek
v. get into debt, run into debt, incur debts, incur liabilities
См. также в других словарях:
girmek — e, er 1) Dışarıdan içeriye geçmek İçeri girdiklerinde birinci film çoktan başlamıştı. H. Taner 2) Sığmak Elim bu eldivene girmiyor. 3) Katılmak, iltihak etmek Bugün edebiyat imtihanına girdim. Y. Z. Ortaç 4) Almak, fethetmek Ordularımız İstanbul… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çene yarışına girmek — 1) karşı tarafı dinlemeksizin, susmamacasına tartışmak Arif gibi bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup oturamazdı. M. Ş. Esendal 2) çok konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
damardan girmek — argo karşısındaki kişiyi en fazla etkileyebilecek noktadan konuya girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
damat girmek — aileye güveyi olarak katılmak Öyle bir aileye damat girmek isterim. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünyaevine girmek — evlenmek Yaşları daha genç görünüyor fakat buralarda yapılan ilk iş eli ekmek tutar tutmaz dünyaevine girmek olduğu için kim bilir kaç sene evvel evlendiler. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
geyik etine girmek — genç kız, erginlik çağına girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
içeri girmek — 1) bir iş veya alışverişte zarar etmek Bu işte bir milyar lira içeri girdim. 2) hapse girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
devreye girmek — ilgilenmek, karışmak, araya girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafese girmek — argo 1) aldatılıp kendisinden çıkar sağlanmak 2) hapse girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuyruğa girmek — ayakta arka arkaya durulan diziye girmek İki kişinin arkasından kuyruğa girdiği sırada, seyis biletlerini alıyordu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çileye girmek — dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zorlu ve perhizli döneme girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük