-
101 perambulate
v. gezmek, dolaşmak, ölçmek (arazi), gezinmek -
102 peregrinate
v. seyahat etmek, yolculuk etmek, gezmek -
103 slope around
v. aylak aylak dolaşmak, boşta gezmek -
104 stooge around
boş gezmek, iniş izni beklerken havada dolaşmak -
105 trike
n. üç tekerli bisiklet————————v. üç tekerlekli bisikletle gezmek -
106 walk in one's sleep
v. uykusunda gezmek, uyurgezer olmak -
107 wander in
v. içeriyi dolaşmak, gezmek -
108 أطاف
adımlamak; dönmek; gezinmek; gezmek -
109 اجتاب
adımlamak; burgulamak; delmek; dönmek; gezinmek; gezmek -
110 تجول
adımlamak; devir; deveran; dolaşım; dönmek; gezi; gezinmek; gezmek; seyran; tavaf -
111 تطوف
adımlamak; çevrinti; devir; dönmek; gezinmek; gezmek; seyran; tavaf -
112 جاب
adımlamak; burgulamak; delmek; dönmek; gezinmek; gezmek -
113 جال
adımlamak; dönmek; gezinmek; gezmek -
114 دار
akıcı; aşina; bilgili; bilgin; devlet; eğlek; ev; gezmek; kırk ambar; mesken; sapmak; semereli; toprak; ülke -
115 درج
çekmece; dolamak; dürmek; gezmek; gitmek; merdiven; sarmak; top -
116 begehen
begehen v/t <unreg, o -ge-, h> Geburtstag kutlamak; Verbrechen işlemek; Fehler, Dummheit etmek; yapmak; (besichtigen) -i gezmek;Selbstmord begehen intihar etmek -
117 bereisen
bereisen v/t <o -ge-, h> Land, Gegend gezmek -
118 besichtigen
besichtigen v/t <o -ge-, h> -i gezmek; prüfend incelemek, yoklamak;zu besichtigen gezilebilir, görülebilir -
119 bilden
bilden <h>1. v/t (formen) biçimlendirmek; oluşturmak;einen Kreis bilden çember/daire şeklinde dizilmek;eine Regierung bilden hükümet kurmak;einen Satz bilden cümle kurmak;sich (D) eine Meinung bilden über (A) … hakkında bir kanıya varmak;(hervorbringen) Blasen bilden kabarcıklar yapmak;(darstellen) eine Ausnahme bilden istisna oluşturmak;eine Gefahr bilden tehlike oluşturmak; (gestalten) -e biçim vermek;fig den Charakter bilden -in kişiliğini olgunlaştırmak;(gründen) einen Verein bilden dernek kurmak2. v/i bilgi ve kültürünü genişletmek;Reisen bildet gezmek görgüyü arttırır3. v/r: sich bilden bilgi edinmek; ufkunu genişletmek -
120 grassieren
grassieren v/i <o ge-, h> abw moda olmak; hüküm sürmek, kol gezmek
См. также в других словарях:
gezmek — nsz, er 1) Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu. O. C. Kaygılı 2) Bir yerde dolaşmak, yürümek Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
devriye gezmek — karakol gezmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
karakol gezmek — huzur ve güvenliği sağlamak amacıyla dolaşmak, devriye gezmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tebdil gezmek — 1) tanınmamak için kılık değiştirerek gezmek 2) mec. değişik görüntüde olmak Anlayana sivrisinek saz düşüncesine dayanan ve tebdil gezen bir şiir yaygınlaştı. S. Hilav … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapı kapı dolaşmak (veya gezmek) — 1) ev ev gezmek 2) iş aramak için her yere başvurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
doktor doktor gezmek (veya dolaşmak) — tedavide çabuk ve kesin sonuç almak ümidiyle birçok doktora başvurmak Çare bulunsun diye az mı ebe kapısı çaldılar, doktor doktor gezdiler? A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
kenar gezmek — bir şeyden uzaklaşmış olmak Kenar gezme dolan yâr gel içeri / Bize mihman olan yâr gel içeri. Halk türküsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kucaktan kucağa dolaşmak (veya gezmek) — kadın, pek çok kişiyle yasal olmayan ilişkide bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
orası senin, burası benim dolaşmak (veya gezmek) — durmadan gezip dolaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
salma gezmek (veya dolaşmak) — başıboş hayvan gibi dolaşmak Ne olacak çobansız köyde kurtlar boş oturacak değil ya işte böyle salma dolaşırlar. R. Akyavaş Sokaklarda salma geziyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
saya gezmek — çocuklar ramazanda ve özellikle bayramda çeşitli mâniler söyleyip kapı kapı dolaşarak ufak tefek hediye almak … Çağatay Osmanlı Sözlük