-
1 getirmek
anîn--------hanîn--------hênan--------weranîn--------werîna -
2 bayındır hale getirmek
ava kirin -
3 bağımlı hale getirmek
bende kirin -
4 bir araya getirmek
anîn ba hev--------anîn ber hev -
5 daha iyi hale getirmek
çêtir kirin -
6 dile getirmek
anîn ziman -
7 geri getirmek
vehanîn -
8 geviş getirmek
kayîn -
9 göz önüne getirmek
dan ber çav--------pêşçav kirin -
10 güç getirmek
pêkarîn -
11 huzura getirmek
pêşber kirin -
12 kanaat getirmek
qinyatanîn -
13 kurallı hale getirmek
rist kirin -
14 mamur duruma getirmek
ava kirin -
15 meydana getirmek
aferandin--------afirandin--------duristkirin--------çarkirin -
16 tekbir getirmek
tekbîranin -
17 toz haline getirmek
gelifandin -
18 un ufak hale getirmek
hêrifandin -
19 vücuda getirmek
damezrandin -
20 yan yana getirmek
anîn cem hev
- 1
- 2
См. также в других словарях:
getirmek — e 1) Gelmesini sağlamak Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar. R. N. Güntekin 2) de Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak 3) i Erişmek veya eriştiğini sanmak Baharı getirdik. 4) nsz İleri sürmek Örnek getirmek. 5) nsz Sebep… … Çağatay Osmanlı Sözlük
...-ına (veya ...-ine) getirmek — birini, istediğini yaptıracak duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
açıklık getirmek (veya kazandırmak) — bir konu veya sorunu anlaşılır duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
olupbittiye getirmek — oldubittiye getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
peresesine getirmek — tam sırasını, uygun zamanını bulmak, biçimine getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
uğur getirmek — iyilik, şans, talih, bereket getirmek Emeti ile evlenmek, Satılmış a uğur getirmişti. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
... demeye getirmek — doğrudan söylemeyip dolayısıyla anlatmak Çağımızı kötülemek, bugün gerçek şair, eskisinden azdır demeye getirmek için mi söylüyorum bunları... N. Ataç … Çağatay Osmanlı Sözlük
açmaza getirmek (veya düşürmek) — düzen, hile yapmak, bir kimseyi oyuna getirmek, zor duruma sokmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
emdiği sütü burnundan getirmek — anasından emdiği sütü burnundan getirmek Bu olanları başka birinden işitecek olursam emdiğin sütü burnundan getiririm. B. Günel … Çağatay Osmanlı Sözlük
fütur getirmek — bezginlik getirmek, bezmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hizaya getirmek — birinin davranışlarını düzeltmek, yola getirmek Bir defada sözü, beni meslek hayatımda hizaya getiren uyarmalardan biri olmuştur. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük