-
1 gerçekleşmek
gerçekleşmek sich verwirklichen; Nachricht sich bestätigen; sich erweisen (als N); Hoffnung, Traum sich erfüllen -
2 gerçekleşmek
-
3 gerçekleşmek
-
4 gerçekleşmek
гәмәлгә ашу -
5 gerçekleşmek
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > gerçekleşmek
-
6 gerçekleşmek
v. materialize, actualize, come true -
7 gerçekleşmek
pêkhatin -
8 gerçekleşmek
1) подтвержда́тьсяbu haber gerçekleşti — э́то сообще́ние подтверди́лось
2) осуществля́ться, претворя́ться [в жизнь]; реализова́ться; сбыва́тьсяümitlerim gerçekleşti — мои́ мечты́ сбыли́сь; мои́ наде́жды оправда́лись
-
9 gerçekleşmek
КЪЭХЪУН, къэшъыпкъэжьын/ къэпэжыжын -
10 gerçekleşmek
"to come true; to materialize, to become fact" -
11 gerçekleşmek
"to become a reality, materialize; to come true." -
12 isteği gerçekleşmek
v. have one's own way -
13 safhalarla gerçekleşmek
v. phase -
14 gerçekleştirmek
-
15 gerçekleşmemek
v. (neg. form of gerçekleşmek) hold off -
16 hakikat
-
17 gerçekleşme
-
18 sahileşmek
vi → gerçekleşmek sich verwirklichen, sich realisieren
См. также в других словарях:
gerçekleşmek — nsz Gerçek olmak, gerçek durumuna gelmek, meydana gelmek, tahakkuk etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahakkuk etmek — gerçekleşmek Resmen bir şey tahakkuk etmediyse de köylüler, fikirlerinde sabit kaldılar. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
çınıkmak — gerçekleşmek II, 117 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
bastırmak — i 1) Basma işini yaptırmak Çok güçlüydü, bastırdı, omuzlarını yatağa yapıştırdı âdeta. T. Dursun K 2) Zararlı bir olayı önlemek Yangını bastırmak. 3) Durdurmak İsyanı bastırmak. 4) Üstünlüğünü göstermek Şişman, kısa boylu bir yüzbaşı usulsüzlükte … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerçekleşme — is. Gerçekleşmek işi, tahakkuk Kurduğu hülyalar yavaş yavaş gerçekleşmeye yüz tutuyordu. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
olmak — nsz, ur 1) Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. S. F. Abasıyanık 2) Gerçekleşmek veya yapılmak 3) Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahileşmek — nsz Gerçek bir durum almak, gerçekleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
hakikat olmak — gerçek duruma gelmek, gerçekleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dananın kuyruğu kopmak — beklenen veya korkulan sonuç gerçekleşmek İstediğimiz parayı vermezse işte o zaman dananın kuyruğu kopar. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük