-
1 fırtına
-
2 fırtına
fır'tına Sturm m; fig Konfusion f; Not f, Notlage f;fırtına koptu ein Sturm brach los; fig es gab einen Skandal -
3 fırtına kuşu
zool Sturmvogel m -
4 biçmek
vt1) zuschneiden2) mähenorakla/tırpanla \biçmek mit der Sichel/Sense mähenrüzgâr eken fırtına biçer ( prov) wer Wind sät, wird Sturm ernten -
5 ekmek
1. vt1) säenekmeden biçilmez ( prov) ohne Fleiß kein Preisrüzgâr eken fırtına biçer ( prov) wer Wind sät, wird Sturm ernten2) anpflanzen; (sebze \ekmek) anbauentarlayı \ekmek das Feld [o den Acker] bestellen3) ( serpmek) streuenyemeğe tuz/biber \ekmek Salz/Pfeffer auf Essen streuenbirini \ekmek jdn hängen [o sitzen] lassenbirini \ekmek überholen1) Brot ntbir somun \ekmek ein Laib Brotbirinin ekmeğine yağ sürmek ( fam) Wasser auf jds Mühle gießenekmeğini kazanmak sich sein Brot verdienen, sich seinen Lebensunterhalt verdienen -
6 hafiflemek
-
7 hız
hız s3) \hız almak Anlauf nehmen\hız alarak atlama ein Sprung mit Anlauf\hız vermek beschleunigen (-e) ( isteklendirmek) anregen (-e)\hızını almak sich legen; ( yatışmak) sich beruhigenfırtına \hızını aldı der Sturm hat sich ausgetobtyağmur şimdi \hızını daha da arttırmıştı jetzt wurde der Regen noch heftigergüneş \hızını kaybetti [o yitirdi] die Sonne hat ihre Kraft verloren -
8 kopmak
vi1) (ab) reißen; (ip) durchreißen, zerreißenayakkabımın bağı koptu mein Schnürsenkel ist abgerissendüğmem koptu mir ist ein Knopf abgegangenpat diye \kopmak abplatzen -
9 mayna
-
10 rüzgâr
-
11 uğrak
fırtına uğrağı stürmische Gegend
См. также в других словарях:
fırtına — is., İt. fortuna 1) Rüzgâr çizelgesinde hızı 34 40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr 2) Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma Dalgadan kimsenin eli tahlisiyeye değmeden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırtına — is. 1. Güclü küləklə dənizin şiddətlə dalğalanması; qasırğa, tufan. Dənizdə fırtına var. – Elə bu vaxt fırtına; Daha da bərk gurladı. İ. Səfərli. Sakit görünsə də çox zaman dəniz; Orda çovğun da var, fırtına da var. H. Arif. // Fırtınalı hava. Bu … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
fırtına gibi — 1) hızla, birdenbire Fırtına gibi geldi gitti. 2) aceleci Fırtına gibi adam … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırtına kopmak (veya patlamak) — 1) şiddetli fırtına çıkmak Fırtına kopmadan epey önce köpek balıkları açık denizlere kaçarlar. Halikarnas Balıkçısı 2) mec. bir yerde kavga ve gürültü çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırtına uğrağı — is. Fırtınanın çok olduğu yer Kazamız pek öyle fırtına uğrağı bir yer değildir. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
FIRTINA — Şiddetli rüzgârla denizin dalgalanıp karışması. * Rüzgârın çok şiddetli esmesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
fırtına kuşu — is., hay. b. Perde ayaklılardan, kıvrık gagalı, açık denizlerde yaşayan bir kuş, deniz ördeği (Thalassidroma pelagica) … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırtına kuşugiller — is., ç., hay. b. Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfına giren bir familya … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırtına çıkmak — sert rüzgâr esmeye başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
T-155 Fırtına — T 155 Fırtına. Un T 155 Fırtına;sistema de artillería autopropulsada, en una parada militar.[1] … Wikipedia Español
T-155 Fırtına — Vue d un T 155 Fırtına. Caractéristiques générales Équipage 5 hommes : pilote, pointeur, radio, chargeur, chef de char Longueur 12 m avec le canon Largeur … Wikipédia en Français