-
1 προπερασμένος
evvelki, bir önceki (gün, yıl vb.) -
2 გუშინწინ
evvelki gün, önceki gün -
3 әуелгі
evvelki, ilk -
4 бұрынғы
evvelki, geçenki, geçmiş, önceki -
5 әуелгі
evvelki, ilk -
6 бұрынғы
evvelki, geçenki, geçmiş, önceki -
7 позапрошлый
разг.evvelki, öncekiпозапро́шлый год, в позапро́шлом году́ — evvelki yıl
-
8 vorgestern
-
9 سابق
IسابَقَölçüşmekAnlamı: yarışmak, müsabaka yapmakIIسابِق1. maziAnlamı: geçmiş2. peşinenAnlamı: başlangıçta3. sabıkAnlamı: geçen, önceki, eski4. evvelkiAnlamı: önce olan, önceki5. geçenAnlamı: bir önceki6. as7. öncekiAnlamı: evvelki, mukaddem, sabık8. eskiAnlamı: bir önceki, sabık -
10 третий
üçüncü* * *врзтре́тьи ли́ца — üçüncü şahıslar
тре́тья часть зарпла́ты — ücretin üçte biri
на страни́це тре́тьей — sayfa üçte
••тре́тьего дня — evvelki / evvelsi gün
из тре́тьих рук — üçüncü elden
тре́тьи стра́ны — дип. üçüncü ülkeler
стра́ны тре́тьего ми́ра — üçüncü dünya ülkeleri
тре́тьего не дано́ — ikisinin ortası yoktur
-
11 previous
adj. önceki, eski, sabık, evvelki, geçmiş, zamanından önce olan* * *önceki* * *['pri:viəs](earlier in time or order: on a previous occasion; the previous owner of the house.) bir önceki- previous to -
12 antecedent
adj. önceki, evvelki, önce gelen————————n. yerine zamir gelen isim, öncül* * *1. önce gelen 2. önceki -
13 anterior
adj. öndeki, ön, önceki, evvelki* * *1. anterior 2. önceki 3. öndeki -
14 أسبق
eski; evvelki; geçen; mazi; peşinen; sabık -
15 سابق
as; eski; evvelki; geçen; mazi; ölçüşmek; önceki; peşinen; sabık -
16 سالف
eski; evvelki; geçen; mazi; peşinen; sabık -
17 متقدم
bayat; demode; eski; evrimsel; evvelki; ezelî; geçen; gelişkin; mazi; peşinen; sabık -
18 vorgestern
vorgestern adv önceki/evvelki gün -
19 алдынгы
öncü, öncel, önceki, evvelki, ilerideki, selef -
20 უწინგელი
s.çok önceki, sabık, eski, evvelki
- 1
- 2
См. также в других словарях:
evvelki — sf. 1) Önce olan, önceki Feyziye nin en parlak devri hürriyetten evvelki devre tesadüf eder. R. H. Karay 2) İki önceki Evvelki günkü at hadisesinden hiçbirine bahsetmemişti. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAFİRE — Evvelki hâline ve evvelki yerine dönmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
burunğu — evvelki, mukaddemki, geçenki, eski … Çağatay Osmanlı Sözlük
KEMÂ Fİ-L-EVVEL — Evvelki gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LEFÜT — Evvelki kocasından çocuğu olan ve daima çocuğuna iltifat eden evli kadın … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MAANÎ-İ ÛLÂ — Evvelki mânâlar, vesileler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MASELEF — Evvelki, geçmi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEKADDİM — Evvelki, önceki, öne geçen, takaddüm eden. * Takdim olunan, sunulan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VALİBE — Evvelki ekinin kökünden biten ekin … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
öndügün — evvelki gün … Beypazari ağzindan sözcükler
evvelsi — sf. Evvelki … Çağatay Osmanlı Sözlük