-
21 dışarıdan etkilemek
v. crossfertilize -
22 hafif etkilemek
v. tincture, tinge -
23 iyi etkilemek
v. redound -
24 karşılıklı etkilemek
v. interact -
25 lehine etkilemek
v. militate in favor of -
26 rüşvetle etkilemek
v. get at -
27 sonucu etkilemek
turn the scale -
28 koymak
1. أثر [أَثَّرَ]Anlamı: etkilemek, dokunmak2. استهوى [اِسْتَهْوَى]Anlamı: etkilemek, dokunmak3. خلف [خَلَّفَ]Anlamı: bırakmak4. وذر [وَذَرَ]Anlamı: bırakmak5. وضع [وَضَعَ]Anlamı: bir şeyi bir yere bırakmak6. يدع [يَدَعُ]Anlamı: bırakmak -
29 etkilememek
v. (neg. form of etkilemek) be lost on -
30 etkilenmek
etkilenmek pass von etkilemek; betroffen werden usw -
31 etkilenmek
-
32 aşk
aşk s1) Liebe fbiriyle \aşk yapmak mit jdm Liebe machen\aşka düşmek sich verlieben\aşkını etkilemek için um seiner Liebsten zu imponierenyasak \aşk verbotene Liebekumarda kaybeden \aşkta kazanır ( prov) Unglück im Spiel, Glück in der Liebe2) ( reg)\aşk etmek ( hızla vurmak) hauen; ( tokat) scheuern3) ( fam)\aşka gelmek ins Schwärmen kommen; ( coşmak) (ganz) aus dem Häuschen geraten4) \aşkına um... WillenTanrı [o Allah] \aşkına um Gottes Willen -
33 etkileme
-
34 koymak
vtbir kenara \koymak beiseitelegen, zur Seite legenelini omzuma koydu er legte seine Hand auf meine Schulterkitabı nereye koyayım? wo soll ich das Buch hintun?2) stecken (-e in)bir şeyi cebine \koymak etw in Tasche stecken3) ( ambargo) verhängen4) ( yasa) erlassen5) einsetzen6) kendini birisinin yerine \koymak sich in jdn hineinversetzenkendini benim yerime bir koysana! versetz dich doch mal in meine Lage hinein!, versetz dich doch einmal in meine Lage7) setzenyeni standartlar \koymak neue Maßstäbe setzenbir şeyi aklına [o kafasına] \koymak sich etw in den Kopf setzenbu söz bana çok koydu diese Bemerkung trifft mich sehr -
35 silkelemek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
etkilemek — i 1) Etkiye uğratmak, tesir etmek Toplumu etkileyen olaylara herkes kendi yorumunu katıyor. N. Cumalı 2) Karşısındaki kişiyi kendi duygu ve istekleri doğrultusuna yöneltmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
müessir olmak — etkilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tesir etmek — etkilemek, etki yapmak Aynı kanunlar, aynı şeylere tesir edince neticeler de aynı olur. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşılamak — i, e, tıp 1) Vücutta bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak 2) tıp Başkasına hastalık geçirmek 3) Elde edilmesi istenilen herhangi bir ağacın bir parçasını anaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bürümek — i 1) Sarmak, kaplamak, örtmek, basmak, istila etmek Tarlayı otlar bürümüştü. N. Nâzım 2) mec. Çok, güçlü etkilemek Bir kötümserlik bürümüş sizin içinizi. N. Ataç … Çağatay Osmanlı Sözlük
cezbetmek — i, der, Ar. ceẕb + T. etmek Kendine çekmek, bağlamak, etkilemek Uzun boyu ve endamındaki zarafeti ile beni cezbetti. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalım — is. 1) Karşıdakini etkilemek amacıyla yapılan abartılı davranış, kurum, caka Bundan ötürü de hâllerinde görgüsüzce bir çalım, budalaca bir durum sezilir. H. Taner 2) Kılıcın keskin yanı 3) Menzil, erim Kurşun çalımı. Göz çalımı. 4) Biraz benzeme … Çağatay Osmanlı Sözlük
çarpmak — e, ar 1) Hızla değmek, vurmak Ahmet şaşkınlığından bir kestane yığınına çarptı, canı acıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Etkisiyle birdenbire hasta etmek Güneş çarpmak. Kömür çarpmak. 3) i Varlığına inanılan bir gücün öfkesine uğramak Yeşildirek te … Çağatay Osmanlı Sözlük
dokunmak — 1. nsz Dokuma işi yapılmak Halılar dokundu. 2. e 1) Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk. A … Çağatay Osmanlı Sözlük
edilgin — sf. 1) Hareketi ve etkisi olmayan, pasif Hiç kavgaya dönüşmemiş, edilgin bir dargınlıktı bu. A. İlhan 2) fel. Bir şeye karşı tepki göstermeyen, etkinliği olmayan, başkasının etkisinde kalan, münfail, pasif, etkin karşıtı 3) ruh b. Olayların… … Çağatay Osmanlı Sözlük
elektriklemek — i, fiz. 1) Üzerinde elektrik gücü bulunmayan bir iletkene, elektrikli başka bir iletkeni yaklaştırmak veya değdirmek yoluyla elektrik gücü vermek 2) mec. Etkilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük