-
1 dokunmak
dokunmak (-e) berühren (A) (a fig Worte usw); z.B. anfassen; betreffen (eine Sache); stoßen an, kommen an (einen Gegenstand); jemandem nicht bekommen, jemandem schaden (z.B. Rauchen); Lied jemandem nahe gehen, A rühren;als Hilfsverb: z.B. bize faydası dokundu er ist für uns von Nutzen; er brachte uns Nutzen;belki bir yardımım dokunur vielleicht kann ich behilflich sein;-in zararı dokunmak jemandem Schaden zufügen -
2 dokunmak
vi1) berühren (-e), anfassen (-e)dokunma bana! fass mich nicht an!2) ( incitmek) verletzen, treffenbirinin onuruna \dokunmak jds Ehrgefühl verletzenbu bana çok dokundu das hat mich sehr getroffen -
3 dokunmak
\dokunmak (bez vs.)raçandin--------dest lêdan--------destdan--------jenîn--------pelandin -
4 dokunmak
дотра́гиваться заде́вать косну́ться прикаса́ться тро́гать* * *1) -e каса́ться, дотра́гиватьсяdal antene dokunuyor — ве́тка каса́ется анте́нны
bu kitaplara dokunmayın — к э́тим кни́гам не прикаса́йтесь
masaya dokunmak — дотро́нуться до стола́
2) вреди́ть, причиня́ть вред здоро́вьюbana denize girmek dokunur — морски́е купа́ния мне вредны́
bu hava dokundu bana — э́та пого́да пло́хо поде́йствовала на меня́
3) задева́ть за живо́е, волнова́ть; де́йствовать (на нервы и т. п.)haysiyete / namusa dokunmak — задева́ть честь
bu şarkı bana dokunur — э́та пе́сня хвата́ет меня́ за́ душу
kalbinde gizli bir yaraya dokundum — я заде́л скры́тую ра́ну её се́рдца
onun sözleri bana dokunmaz — его́ слова́ меня́ не тро́гают
sinirlerime dokunuyor — он де́йствует мне на не́рвы
4) каса́ться чего, име́ть отноше́ние к чемуeğitim konusuna dokunan bir yazı — статья́, каса́ющаяся образова́ния
-
5 dokunmak
-
6 dokunmak
кагылу; капшау -
7 dokunmak
v. touch, contact, feel, handle, tip, affect, disagree, be intolerant of, clap, kiss* * *touch -
8 dokunmak
Toxunmaq -
9 dokunmak
Д1) каса́ться, дотра́гиваться, тро́гать; задева́ть2) вреди́ть, причиня́ть вред (здоровью)3) задева́ть за живо́е, волнова́ть, возбужда́ть; де́йствовать (на нервы и т. п.); обижа́ть, оскорбля́ть (о словах и т. п.)4) каса́ться, име́ть отноше́ние к …eğitime dokunan bir yazı — статья́, каса́ющаяся образова́ния
-
10 dokunmak
нэсын, теIэн -
11 dokunmak
ألمحأومألمح -
12 dokunmak
1. ألمح [أَلْمَحَ]Anlamı: ilişkin, ilgili olmak, değinmek2. أومأ [أَوْمَأَ]Anlamı: ilişkin, ilgili olmak, değinmek3. لمح [لَمَّحَ]Anlamı: ilişkin, ilgili olmak, değinmek -
13 dokunmak
"to touch; to move, to affect, to touch; to upset, to harm; to get on, to jar; to concern; to be woven" -
14 dokunmak
to be woven. -
15 dokunmak
toxunmaq, zərər vermək -
16 ayağı taşa dokunmak
-
17 bam teline dokunmak
-
18 gönülüne dokunmak
брать за́ сердце / за́ душу -
19 içine dokunmak
брать за́ душу -
20 kalbe dokunmak
расчу́вствоваться
См. также в других словарях:
dokunmak — 1. nsz Dokuma işi yapılmak Halılar dokundu. 2. e 1) Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk. A … Çağatay Osmanlı Sözlük
izzetinefsine dokunmak — 1) onuruna dokunmak 2) gücüne gitmek Terkedilmiş hâli izzetinefsime dokunuyor fakat onu hiç yadırgamıyorum. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bam teline basmak (veya dokunmak) — (birinin) en çok kızacağı şeyi yapmak veya sözü söylemek Firuzan bam teline basıyor, aksi sesler çıkarıyor. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
haysiyetine dokunmak — onuru incinmek Bu söz haysiyetine dokundu … Çağatay Osmanlı Sözlük
işin ucu birine dokunmak — o işten dolaylı olarak zarar görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kibrine dokunmak — gururu zedelenmek Ayan azası olduğu için, bekleme salonunda birkaç dakika kalmak bile kibrine dokunmuştu. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
onuruna dokunmak — birinin gururunu, haysiyetini incitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tetiğe basmak (veya dokunmak veya tetiği çekmek) — ateş etmek Tüfeği geze aldım, ses toprağa yakın geliyordu. Porsuktur sandım, tetiğe dokundum. M. Ş. Esendal Şimdi tetiğe bassam hiç doğmamışa dönersin. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
zülfüyâre dokunmak — hatırlı, güçlü bir kimseyi veya bir makamı gücendirmek, darılmasına yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun dokunmak — mermi isabet etmek Suriye de bel kemiğine bir kurşun dokunmuştu. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
namusuna dokunmak — birinin namus ve onurunu olumsuz biçimde etkilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük