-
1 etkilemek
vt1) beeinflussen2) beeindrucken, wirken (auf)aşkını \etkilemek için um seiner Liebsten zu imponieren -
2 etkilemek
-
3 etkilemek
-iде́йствовать на кого-что, ока́зывать возде́йствие / влия́ние, влия́ть на кого-что -
4 etkilemek
тәьсир итү; йогынты ясу -
5 etkilemek
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > etkilemek
-
6 etkilemek
v. affect, influence, impress, thrill, touch, turn, glamor, glamour [Brit.], cast a spell on, catch up, concern, dictate, enamor, enamour [Brit.], enthral, enthrall, grip, impinge, imprint, lead, militate, operate, prepossess, reach, smite, spell* * *1. affect 2. impress 3. influence -
7 etkilemek
bandor lê kirin--------bandorlêkirin--------raydan--------rayedan -
8 etkilemek
де́йствовать, ока́зывать возде́йствие (влия́ние); влия́ть; производи́ть впечатле́ние -
9 etkilemek
2) (kışkırtmak) ГЪЭБЛЫН; (ЕГЪЭБЛ(ы)4) (yöneltmek) УНЭТIЫН5) (yönlendirmek, yönetmek) гъэIорышIэн/ гъэIурыщIэн -
10 etkilemek
гъэдэIон, гурыгъэIон, кIуачIэ епхьылIэн -
11 etkilemek
επηρεάζω, εντυπωσιάζω -
12 etkilemek
أثراستهوى -
13 etkilemek
1. أثر [أَثَّرَ]Anlamı: tesir etmek, etkiye uğratmak2. استهوى [اِسْتَهْوَى]Anlamı: tesir etmek, etkiye uğratmak -
14 etkilemek
"to affect, to colour; to influence; to impress, to fascinate; to move; to sway" -
15 etkilemek
/ı/ to affect, influence, have influence on. -
16 etkilemek
təsir etmək -
17 abartılı konuşarak etkilemek
v. snow -
18 aleyhine etkilemek
v. militate against -
19 aleyhte etkilemek
v. bias -
20 birbirini etkilemek
v. interact
- 1
- 2
См. также в других словарях:
etkilemek — i 1) Etkiye uğratmak, tesir etmek Toplumu etkileyen olaylara herkes kendi yorumunu katıyor. N. Cumalı 2) Karşısındaki kişiyi kendi duygu ve istekleri doğrultusuna yöneltmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
müessir olmak — etkilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tesir etmek — etkilemek, etki yapmak Aynı kanunlar, aynı şeylere tesir edince neticeler de aynı olur. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşılamak — i, e, tıp 1) Vücutta bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak 2) tıp Başkasına hastalık geçirmek 3) Elde edilmesi istenilen herhangi bir ağacın bir parçasını anaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bürümek — i 1) Sarmak, kaplamak, örtmek, basmak, istila etmek Tarlayı otlar bürümüştü. N. Nâzım 2) mec. Çok, güçlü etkilemek Bir kötümserlik bürümüş sizin içinizi. N. Ataç … Çağatay Osmanlı Sözlük
cezbetmek — i, der, Ar. ceẕb + T. etmek Kendine çekmek, bağlamak, etkilemek Uzun boyu ve endamındaki zarafeti ile beni cezbetti. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalım — is. 1) Karşıdakini etkilemek amacıyla yapılan abartılı davranış, kurum, caka Bundan ötürü de hâllerinde görgüsüzce bir çalım, budalaca bir durum sezilir. H. Taner 2) Kılıcın keskin yanı 3) Menzil, erim Kurşun çalımı. Göz çalımı. 4) Biraz benzeme … Çağatay Osmanlı Sözlük
çarpmak — e, ar 1) Hızla değmek, vurmak Ahmet şaşkınlığından bir kestane yığınına çarptı, canı acıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Etkisiyle birdenbire hasta etmek Güneş çarpmak. Kömür çarpmak. 3) i Varlığına inanılan bir gücün öfkesine uğramak Yeşildirek te … Çağatay Osmanlı Sözlük
dokunmak — 1. nsz Dokuma işi yapılmak Halılar dokundu. 2. e 1) Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk. A … Çağatay Osmanlı Sözlük
edilgin — sf. 1) Hareketi ve etkisi olmayan, pasif Hiç kavgaya dönüşmemiş, edilgin bir dargınlıktı bu. A. İlhan 2) fel. Bir şeye karşı tepki göstermeyen, etkinliği olmayan, başkasının etkisinde kalan, münfail, pasif, etkin karşıtı 3) ruh b. Olayların… … Çağatay Osmanlı Sözlük
elektriklemek — i, fiz. 1) Üzerinde elektrik gücü bulunmayan bir iletkene, elektrikli başka bir iletkeni yaklaştırmak veya değdirmek yoluyla elektrik gücü vermek 2) mec. Etkilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük