Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

esmek

  • 1 веять

    esmek; dalgalanmak; çalkalamak
    * * *
    1) ( о ветре) hafiften esmek

    ве́ет ветеро́к — püfür püfür rüzgar esiyor

    2) безл.

    ве́ет весно́й — havada bahar kokusu var

    ве́ет прохла́дой — serinlik esiyor

    3) ( реять) dalgalanmak
    4) с.-х. çalkalamak

    ве́ять зерно́ — harmar savurmak

    Русско-турецкий словарь > веять

  • 2 дуть

    esmek; üflemek,
    püflemek
    * * *
    несов.; сов. - поду́ть, однокр.

    ду́ет ве́тер — rüzgar esiyor

    в ко́мнате ду́ет — odada cereyan var

    2) üflemek; püflemek ( на горячее)

    дуть на свечу́ — mumu üflemek

    ••

    дуть гу́бы на кого-л.birine surat etmek

    и в ус себе́ не дуть — oralı bile olmamak; umursamamak bile

    Русско-турецкий словарь > дуть

  • 3 дышать

    soluk almak; hohlamak,
    üflemek; esmek
    * * *
    1) solunmak; teneffüs etmek; soluk / nefes alıp vermek / almak

    тяжело́ дыша́ть — solumak

    дыша́ть чи́стым кислоро́дом — saf oksijen teneffüs etmek

    во́здух, кото́рым мы ды́шим — teneffüs ettiğimiz hava

    2) ( дуть) hohlamak; üflemek

    дыша́ть на озя́бшие ру́ки — üşümüş ellerine hohlamak

    3) перен. esmek; yayılmak

    она́ дыша́ла све́жестью и здоро́вьем — ondan temiz bir dirilik ve sıhhat esiyordu

    ••

    дыша́ть на ла́дан — bir ayağı çukurda olmak; yolcu olmak

    дом е́ле ды́шит — evin bir nefeslik canı kalmış

    он слу́шал не дыша́ — soluğunu kesmiş dinliyordu

    Русско-турецкий словарь > дышать

  • 4 задувать

    üflemek,
    püflemek; esmek
    * * *
    I несов.; сов. - заду́ть
    ( гасить) üflemek; püflemek; üfleyip söndürmek

    заду́ть свечу́ — mumu püf diye / püfleyip söndürmek

    ••

    заду́ть до́мну — yüksek fırını devreye sokmak

    II
    1) ( о ветре) esmek; esmeye başlamak

    Русско-турецкий словарь > задувать

  • 5 взбрести

    сов.

    взбрести́ в го́лову / на ум — aklına esmek

    говори́ть, что на ум взбредёт — ağzına geleni / ne gelirse söylemek

    Русско-турецкий словарь > взбрести

  • 6 копаться

    1) eşinmek; karıştırmak; kurcalamak

    во дворе́ копа́лись ку́ры — avluda tavuklar eşiniyordu

    копа́ться в чемода́не — разг. bavulu karıştırmak

    в мото́ре кто́-то копа́лся — разг. motoru kurcalamışlar

    2) перен. kurcalamak, eşmek

    не бу́дем копа́ться в э́том (неприя́тном) де́ле — bu işi / sorunu kurcalamayalım

    Русско-турецкий словарь > копаться

  • 7 повеять

    сов.

    пове́ял ве́тер — hafif bir rüzgar esmeye başladı

    от реки́ пове́яло прохла́дой — nehirden bir serinlik geldi

    Русско-турецкий словарь > повеять

  • 8 рыть

    1) kazmak, açmak, eşmek

    рыть моги́лу — mezar (çukuru) açmak / kazmak

    каба́н рыл зе́млю — yaban domuzu (köpek dişleriyle) toprağı eşiyordu

    2) разг. karıştırmak

    не рой у меня́ на столе́ — masamın üstünü karıştırma

    ••

    рыть яму самому́ себе́ — kendi kuyusunu kendi kazmak

    не рой я́му друго́му, сам в неё попадёшь — посл. kazma kuyuyu kendin düşersin

    Русско-турецкий словарь > рыть

См. также в других словарях:

  • esmek — esmek; kalburlayarak savurrnak; uzatmak I, 165 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • eşmek — eşmek; taşmak; (at hakkında) yorga yürümek I, 166 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • esmek — nsz, er 1) Hava bir yönden bir yöne akmak, rüzgâr olmak İki üç günden beri sert bir kış rüzgârı esiyor. A. Haşim 2) e, mec. Yapılması önce düşünülmüş olmayan veya beklenmeyen bir şeyi yapmaya birdenbire karar vermek Bu yolculuk size nereden esti? …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eşmek — 1. nsz, er At hızlı gitmek 2. i, er 1) Toprağı veya toprak gibi yumuşak bir şeyi biraz kazmak Bereket versin ateş koydu demin komşu kadın. / Üşüyorsan eşiver mangalı, eş, eş de ısın. M. A. Ersoy 2) mec. Araştırmak, incelemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • esmek — 1. istemek 2. üzerine gelmek , biriyle sürekli uğraşmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • efil efil esmek — yazın rüzgâr yavaş yavaş, serin serin esmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hava fena esmek — ortamla ilgili her türlü şart kötü durumda olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hava iyi esmek — ortamla ilgili her türlü şart uygun durumda olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yerinde yeller esmek — artık bulunmamak, yok olmak Tepebaşı ndaki Dram Tiyatrosu yandı gitti. Bugün yerinde yeller esiyor. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aklına esmek — daha önce düşünmemiş olduğu şeyi birden yapmaya karar vermek Merak edecek bir şey yok, aklına esmiş, gelmiş olacak. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başında kavak yeli esmek — 1) genç sorumluluk duygusundan uzak, zevk, eğlence peşinde koşmak Kocası yaşlı diye genç bir kadının başında kavak yelleri estiğine hükmetmek lazım gelmez. R. H. Karay 2) gerçekleşmeyecek şeyler düşünerek vakit geçirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»