-
1 elbise
-
2 elbise
elbise s -
3 elbise dolabı
Kleiderschrank m -
4 kruvaze elbise
Zweireiher m -
5 fırça
-
6 parça
parça Stück n; Teil m; als Zählwort (z.B. üç parça elbise drei Anzüge); Musikstück n; Teil m (eines literarischen Werkes); (Stoff)Abschnitt m, Kupon m; fam (Rauschmittel) Stoff m;bir parça ein Stück (Brot); Teil m (der Arbeit); etwas, ein bisschen (warten); etwas -ähnliches (z.B. elmas parçası …, ay parçası … musterhaft, entzückend, fam toll);parça parça pop Klasse Weib n;bir adam parçası ein erbärmlicher Mensch;parça başına pro Stück, Stück- (Lohn);parça parça in Stücken, zerschlagen;-i parça parça etmek entzweimachen, kaputtmachen, in Stücke schlagen; Papier zerreißen;parça pürçük wenig(e); einige; sporadisch -
7 resmî
resmî gazete Staatsanzeiger m;resmî elbise (oder giysi) Uniform f; Festtagskleidung f;resmî nikah Ziviltrauung f;resmî selam MIL Ehrenbezeigung f -
8 takım
takım Gruppe f; Zubehör n, Artikel m/pl; (Möbel)Garnitur f; (Tee)Service n; Besteck n; Set n; SPORT Mannschaft f; Trupp m; Zug m (Soldaten); TECH (Geräte)Satz m; Sorte f; System n;takım çantası Instrumententasche f;takım (elbise) Anzug m;takım kutusu Werkzeugkasten m;kelime takımı GR Zusammensetzung f;korkak takımından değilim fig ich bin kein Angsthase -
9 yerel
yerel elbise Tracht f;yerel gazete Lokalzeitung f;yerelradyo Lokalsender m;yerel saat Ortszeit f;yerel yönetim Kommunalverwaltung f -
10 fiyakalı
( gösterişli) auffallend, auffällig; ( elbise) extravagant -
11 giysi
См. также в других словарях:
elbise — is., Ar. elbise Giysi Bayram sabahlarında yeni elbiseler karşısında çocuk heyecanları duyuyorum. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler elbise dolabı resmî elbise dalgıç elbisesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
elbise dolabı — is. İçindeki askılara giysi asılan, genellikle tahtadan yapılan ve özel bölmeleri olan mobilya Bir defasında bunun elbise dolabının karanlık aynasında boğulan gün ışığı olduğunu anlamıştı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
elbise — (A.) [ ﻪﺴﺒﻝا ] giysiler … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
resmî elbise — is. 1) Üniforma 2) Bazı bayram, toplantı, yemek vb.nde giyilmek zorunda olunan belli niteliklerdeki giysi, kıyafet, resmî giysi Uşakların hepsi resmî elbiseler giymişler. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
entari — elbise … Beypazari ağzindan sözcükler
urba — elbise … Beypazari ağzindan sözcükler
boxtay — elbise bohçası, heybesi III,239 bkz; boxtuy … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
boxtuy — elbise bohçası, heybesi III, 239bkz: boxtay … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
saçu — elbise ve mendil saçağı, II, 219 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ton — elbise I, 19, 37, 41, 45, 48, 118, 129, 152, 181, 204, 213, 228,231, 261, 268, 271, 273, 294, 305, 320,323 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tonığmak — elbise göndermek, donatmak, I I, 312bkz: tonatmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini