-
61 yoluna koymak
тәртипкә салу; хәл итү -
62 altına koymak
подставить, подложитьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > altına koymak
-
63 düzene koymak
урегулировать, налаживатьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > düzene koymak
-
64 ekran koymak
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ekran koymak
-
65 işaret koymak
метить, отмечатьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > işaret koymak
-
66 ortaya koymak
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ortaya koymak
-
67 araya koymak
v. interpose* * *insertion -
68 karşı koymak
v. resist, stand out against, bear against, stand up to, face up to, fight back, refuse, confront, contest, counter, counteract, counterwork, demur, dispute, face, fend, oppugn, offer resistance, set against, stand, stand out, stick up to, withstand* * *resist -
69 yoluna koymak
v. arrange, clean up, regulate, slot, straighten, straighten out, tune* * *adjust -
70 zarfa koymak
enclose -
71 ad koymak
v. give a name, name -
72 adam koymak
v. plant -
73 adaylığını koymak
v. put oneself forward, run, contest an election, campaign, contest a seat -
74 adını koymak
v. name, give a name; name somebody after somebody else -
75 ahizeyi yerine koymak
v. replace -
76 aklına koymak
v. resolve -
77 altyazı koymak
v. caption -
78 altına koymak
v. underlay -
79 ambara koymak
v. barn -
80 ambargo koymak
v. embargo
См. также в других словарях:
koymak — koymak, koyuvermek, bırakmak, dökmek, çalkamak II, 45; III, 39, 171. 246 bkz; kodmak, kotmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
koymak — i, e, ar 1) Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek Öteki elini doktorun omzuna koydu. S. F. Abasıyanık 2) Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak Bu işe kimi koyacağız? 3) Bırakmak İçeri kimseyi koymuyorlar. 4) Katmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ambargo koymak — 1) gemilerin limanlardan hareketini yasaklamak 2) bir malın serbest sürümünü engellemek 3) bir mala el koymak, müsadere etmek 4) siyasi, ekonomik, sosyal alanlarda caydırmak amacıyla yaptırım uygulamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
haciz koymak — (bir şeye) borçlunun malına el koymak Ya parayı verirsiniz ya da haciz korum. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hareke koymak — Arap alfabesiyle yazılmış metinlerde ünsüzlerin üstüne ünlü ile okunmasını sağlayan işaret koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kundak sokmak (veya koymak) — 1) yangın çıkarmak için bir yere tutuşmuş yağlı bez parçası koymak 2) mec. ara bozacak bir söz söylemek veya böyle bir davranışta bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mim koymak — 1) unutulmaması için işaret koymak 2) önemli bularak üstünde ısrarla durmak Bu lafıma mim koy dedi Sabri Bey. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
nokta koymak — 1) gereken yerde nokta işaretini kullanmak 2) mec. bir işi bitirmek, tamamlamak 3) mec. son noktayı koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafese koymak — argo aldatıp çıkar sağlamak O, ya birisini batırmak yahut da kafese koymak için ziyafet çekerdi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
öpüp başına koymak — 1) bir nimeti veya kutsal sayılan bir varlığı saygıyla el üstünde tutmak, yüksekte tutmak 2) bir şeyi memnunlukla karşılamak, saygı duymak, saygıyla karşılamak Ne dediği bilinmez, anlaşılmaz, kapalı kutu şiirleri öpüp başımıza koymak lazım… … Çağatay Osmanlı Sözlük
rehine koymak (veya vermek) — Tutuya koymak Beş lira için ananın saatini rehine koyduğunu unuttun mu? H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük