-
1 ebediyet
-
2 ebediyet
-
3 ebediyet
ве́чность (ж)* * *бесконе́чность -
4 ebediyet
n. eternity, aeon, athanasia, eon, everlasting* * *eternity -
5 ebediyet
أبدأبديةبقاءخلدخلوددوامدومديمومة -
6 ebediyet
-
7 ebediyet
eternity, endlessness sonsuzluk -
8 ebediyet
,-ti eternity, endlessness. -
9 eternity
ebediyet -
10 أبدية
ebediyet; ölmezlik; ölümsüzlük; öncesizlik; sonsuzluk -
11 eternity
n. ebedilik, sonsuzluk, ebediyet, ölümsüzlük, ahiret* * *ebediyet* * *1) (time without end.) sonsuzluk, ölümsüzlük2) (a seemingly endless time: He waited for an eternity.) çok uzun görünen bir sure, bin yıl3) (the state or time after death.) sonsuzluk -
12 everlasting
adj. ebedi, devamlı, ölümsüz, bitmek bilmeyen, uzun süren, sık sık tekrarlanan————————n. ebediyet, sonsuzluk, kurutulabilen çiçek* * *sonsuz* * *adjective (endless; continual; unchanging: I'm tired of your everlasting grumbles; everlasting life/flowers.) ölmez, ölümsüz -
13 aeon
n. çok uzun zaman, evrenin yaşı, ebediyet, sonsuzluk* * *uzun süre -
14 athanasia
n. ölümsüzlük, ebediyet -
15 eon
n. çok uzun zaman, sonsuzluk, ebediyet, evrenin yaşı -
16 athanasia
n. ölümsüzlük, ebediyet -
17 eon
n. çok uzun zaman, sonsuzluk, ebediyet, evrenin yaşı -
18 أبد
asla; daima; devam; durmadan; dünyada; ebediyet; ebediyen; hep; hiç; kat'iyen; mütemadiyen; ölümsüzlük; sonsuzluk -
19 بقاء
devam; devamlılık; ebediyet; kalım; ölümsüzlük; sonsuzluk -
20 خلد
devamlılık; ebediyet; entelekt; köstebek; ölümsüzlük; sonsuzluk; yer sıçanı
См. также в других словарях:
ebediyet — is., esk., Ar. ebediyyet Sonsuzluk Bu iyiliğini ebediyete kadar unutmayacaktı. C. Uçuk Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ebediyete intikal etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEVEHHÜM-İ EBEDİYET — Ebedî yaşayacağını zannedip Allah ın emirlerinden ve âhiret için hazırlanmaktan gaflet etmek. Hiç ölmeyecekmiş gibi evhâm ile sâdece bu dünyayı ve dünya menfaatlerini düşünmek.(Dünyada, tevehhüm ü ebediyet hükmünce gaflet veya dalâlet… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EBEDÎ — Sonsuza ve ebediyete âit. Ebediyete dâir ve müteallik.(Kur ân bize bu âlemin fâni, geçici olduğunu, herşeyin devamlı değiştiğini ve takdir edilen bir zaman sonunda sona erdiğini ve ereceğini belirtiyor. Madde âleminin bir başlangıcı ve sonu… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sonsuzluk — is., ğu 1) Sonsuz olma durumu 2) Sonu olmayan gelecek zaman, ebediyet İyi ve yoğun yaşanan bir dakikada sonsuzluktan bir renk var. H. Taner 3) Sonu ve sınırı olmayan uzay … Çağatay Osmanlı Sözlük