-
1 Gerichtsverhandlungen
duruşma -
2 دعوى
duruşma; iddia -
3 juridical day
durusma günü -
4 trial
durusma, yargilama; deneme, tecrübe, prova; sinav, imtihan; bas belasi, dert -
5 trial judge
durusma hâkimi -
6 trial lawyer
durusma avukati -
7 trial
adj. mahkeme, deneme, duruşma————————n. dava, deneme, prova, test, duruşma, yargılama, sınav, sınama, çile, dert, girişim, örnek* * *deneme* * *1) (an act of testing or trying; a test: Give the new car a trial; The disaster was a trial of his courage.) sınama, test2) (a legal process by which a person is judged in a court of law: Their trial will be held next week.) duruşma, mahkeme3) (a (source of) trouble or anxiety: My son is a great trial (to me).) dert, üzüntü/endişe kaynağı•- on trial
- trial and error -
8 hearing
adj. işitme————————n. duyma, işitme, dinleme, ses erimi, görüşme, söz hakkı, savunma, oturum, celse, duruşma, sorgu, soruşturma, açıklama* * *1. duyma (n.) 2. işit (v.) 3. işiterek (prep.)* * *1) (the ability to hear: My hearing is not very good.) işitme, işitme duyusu2) (the distance within which something can be heard: I don't want to tell you when so many people are within hearing; I think we're out of hearing now.) işitme mesafesi3) (an act of listening: We ought to give his views a fair hearing.) dinleme4) (a court case: The hearing is tomorrow.) duruşma, durum -
9 pretrial
adj. ön duruşma ile ilgili————————n. ön duruşma -
10 pretrial
adj. ön duruşma ile ilgili————————n. ön duruşma -
11 заседание
oturum,toplantı* * *сoturum; toplantıчрезвыча́йное заседа́ние — olağanüstü toplantı
зал заседа́ний суда́ — duruşma salonu
-
12 открытый
врзоткры́тый перело́м — açık kırık
откры́тый фланг — açık yan / kanat
откры́тая ме́стность — açık / örtüsüz arazi
откры́тое мо́ре — açık deniz
откры́тая (автомаши́на) — (üstü) açık araba
откры́тое пла́тье — açık / dekolte elbise
бро́сить кому-л. откры́тый вы́зов — açıktan açığa meydan okumak
откры́тое попра́ние зако́нов — yasaları açıkça çiğneme
откры́тая разрабо́тка — горн. açık işletme
••откры́тая ра́на — açık yara
откры́тый вопро́с — askıda kalan sorun
откры́тое письмо́ (публикуемое в газете) — açık mektup
откры́тое голосова́ние — açık oy
поли́тика откры́тых двере́й — açık kapı politikası
де́ло слу́шается при откры́тых дверя́х — duruşma açık yapılıyor
под откры́тым не́бом — açık havada
откры́тый лоб — geniş alın
игра́ть в откры́тую — oyununu açık kartla oynamak
вы́ставка бу́дет откры́та до... — sergi......a kadar devam edecek
-
13 процесс
м1) süreç (-ci); işlemeхими́ческий проце́сс — kimyasal işleme
в проце́ссе индустриализа́ции — sanayileşme sürecinde
заво́д нахо́дится в проце́ссе строи́тельства — fabrika yapım halindedir
в проце́ссе игры́ — oyun seyrinde
2) мед., в соч.проце́сс в ле́гких — akciğer tüberkülozu
воспали́тельный проце́сс — iltihaplanma
3) юр. duruşma; davaполити́ческие проце́ссы — politik duruşmalar
-
14 разбирательство
с( судебное) duruşma -
15 суд
м1) mahkemeМеждунаро́дный суд — Adalet divanı
зал суда́ — mahkeme salonu
зда́ние суда́ — adalet sarayı
2) ( общественный орган) divanсуд че́сти — haysiyet divanı, onur kurulu
3) ( разбирательство дел) yargılama; duruşmaвы́ступить на суде́ — duruşmada söz almak
он был освобождён без суда́ — yargılamasız olarak / yargılanmaksızın serbest bırakıldı
де́ло пе́редано в суд — dosya adalete verildi
4) ( судьи) mahkeme (heyeti)предста́ть перед судо́м — mahkeme karşısına çıkmak
суд исто́рии — tarihin mahkemesi / yargılaması
вы́нести что-л. на суд обще́ственности — kamuoyunun hükmüne arz etmek
-
16 preliminary
adj. ön, ilk, başlangıç————————n. başlangıç, ön hazırlık, ön duruşma* * *ilk* * *[pri'liminəri](coming before, and preparing for, something: The chairman made a few preliminary remarks before introducing the speaker.) ön hazırlayıcı -
17 docket
n. iş listesi, duruşma listesi; gündem; etiket, adres etiketi; gümrük makbuzu————————v. listeye kaydetmek, bekleyen davalar listesine kaydetmek, özet olarak deftere geçirmek; etiketlemek* * *gündem -
18 trial lawyer
n. duruşma avukatı* * *dava avukatı -
19 show trial
göstermelik duruşma -
20 trial judge
n. duruşma hakimi
См. также в других словарях:
duruşma — is., huk. Davacı ile davalının yargıç karşısında hazır bulundukları yargılama evresi, mahkeme, murafaa Ortada zaptiyesiyle, hapishanesiyle, hâkimleri, duruşmaları ile devlet kuvveti vardı, karşı durulamazdı. T. Buğra Birleşik Sözler açık duruşma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
duruşma — «Duruşmaq»dan f. is … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
duruşma — Davacı ile davalının yargıç karşısında hazır bulundukları yargılama evresi, mahkeme, murafaa … Hukuk Sözlüğü
kapalı duruşma — is., huk. Mahkemede görevlilerden ve orada bulunmak üzere özel izin alanlardan başkasının bulunmadığı duruşma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kapalı duruşma yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık duruşma — is., huk. Herkesin dinleyebileceği duruşma, açık celse … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli duruşma — is., huk. Adliyede, sadece izinli veya görevli olanların katılabildiği, kamuya kapalı duruşma, gizli celse … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli duruşma — Adliyede, sadece izinli veya görevli olanların katılabildiği, kamuya kapalı duruşma, gizli celse … Hukuk Sözlüğü
kapalı duruşma yapmak — duruşmaları gizli sürdürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜTERAFİ — Duruşma için hâkime giden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTERAFİÂN — Duruşma isteyen iki taraf … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Ergenekon trials — Since Istanbul Heavy Penal Court 13 accepted the 2.455 page strong indictment against 86 defendants in the first case against alleged members of the clandestine organization Ergenekon on 28 July 2008 another 14 indictments have been prepared in… … Wikipedia