-
1 duraklamak
duraklamak halten, fam stoppen; stehen bleiben; stocken (a in der Rede);duraklamadan unentwegt, ständig -
2 duraklamak
vi1) (kurz) anhalten [o stoppen], (kurz) stehen bleibenkapının önünde durakladı er blieb kurz vor der Tür stehen -
3 duraklamak
1) приостана́вливаться (при ходьбе и т. п.); де́лать остано́вку / па́узу (при чтении и т. п.)2) перен. колеба́ться, проявля́ть нереши́тельность -
4 duraklamak
тукталып тору; туктау -
5 duraklamak
v. pause, come to a standstill, lag, lag behind* * *hesitate -
6 duraklamak
1) зэтеуцон/ зэтеувыIэн2) къызэтеуцон/ къызэтеувыIэн -
7 duraklamak
тIэкIу къыщыуцун, тIэкIу уцун, зэтеуцон -
8 duraklamak
διστάζω -
9 duraklamak
توقفوقف -
10 duraklamak
1. توقف [تَوَقَّفَ]Anlamı: kısa bir süre için durmak2. وقف [وَقَفَ]Anlamı: kısa bir süre için durmak -
11 duraklamak
"to pause, to stop; to hesitate, to waver" -
12 duraklamak
1. to pause, come to a stop. 2. to stop every once in a while. 3. to hesitate. -
13 durmak
1. уцун/ увыIэн, ЗЭГЪЭН1) (ayakta durur durumda olmak) ЩЫТЫН (ЩЫТ(щ)3) (yaramazlık yapmak) ЗЭГЪЭН; (МЭЗАГЪЭ)2.2) (ayakta durmak) уцун/ увын (уцугъэ/ уващ: durdu/ayakta durdu; мэуцу/ мэув: duruyor/ayakta duruyor)3) (ayakta durmak/ yoluna girmek) зэтеуцон/ зэтеувэн; (зэтеуцуагъ/ зэтеуващ: ayakta durdu/yoluna gIrdi; зэтеуцо/ зэтоувэ: ayakta duruyor/yoluna giriyor)4) (duraklamak) уцун/ увыIэн; уцугъэ/ увыIащ: durdu/durakladı; мэуцу/ мэувыIэ: duruyor/gelirken duruyor3.1) (giderken duraklamak) къызэтеуцон/ къызэтеувыIэн; къызэтеуцуагъ/ къызэтеувыIащ: giderken durakladı2) (giderkendurmak) къэуцун/ къэувыIэн; къэуцугъ/ къэувыIащ: giderken durdu; къэуцу/ къоувыIэ: giderken durakladı -
14 duraklatmak
понуд. от duraklamak -
15 duraklamamak
v. (neg. form of duraklamak) pause, come to a standstill, lag, lag behind -
16 duraklama
-
17 duraklatmak
-
18 istasyon
istasyon s\istasyon yapmak einen Zwischenaufenthalt einlegen; ( duraklamak) anhalten3) (benzin \istasyonu) Stelle f -
19 irkilmek
تهيج [تَهَيَّجَ]Anlamı: şaşırıp duraklamak -
20 duralamak
to hesitate, to boggle, to falter, to waver duraklamak
См. также в других словарях:
duraklamak — nsz 1) Hareket durumundayken kısa bir süre için durmak veya arada bir durmak Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı. F. N. Çamlıbel 2) mec. Bir süre ses çıkarmamak, bir şey söylememek, duraksamak, tereddüt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
istasyon yapmak — duraklamak, beklemek Bir geçitte bir dakika kadar istasyon yaparak geçit bekçisiyle yarenlik ettik. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
katrunmak — duraklamak, çekinmek, I I, 249 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
duraklama — is. 1) Duraklamak durumu 2) ask. İlerlemekte bulunan bir birliğin, vakitsiz, yersiz ve düzensiz olarak yürüyüşünü durdurması … Çağatay Osmanlı Sözlük
duraksamak — nsz Ne yapmak veya ne demek gerektiğini kestiremeyerek duraklamak, tereddüt etmek Silahına karşılık ilk kurşun yüzünü seğirterek geçince duraksadı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
duralamak — nsz Duraklamak Yeni gelen üç kişi bir an girmekle girmemek arası kapının içinde duraladılar. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
irkilmek — nsz 1) Ürkerek geri çekilir gibi olmak Elimi omzuna koyuyorum. İrkiliyor, sertçe çeviriyor bakışını. E. Bener 2) Şaşırıp duraklamak 3) biy. Vücudun bir yeri dışarıdan gelen bir uyarıcının etkisiyle kanlanıp şişmek, taharrüş etmek 4) hlk. Akan bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefeslenmek — nsz Nefes alacak kadar duraklamak, biraz dinlenmek Halazadem burada biraz nefeslendi. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıdlınmak — kaçınmak, tıyınmak; söz söylerken duraklamak. II, 242 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
turkunmak — utanmak; duraklamak II, 255bkz: turk ınmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MOLA — İstirahat için işe ara vermek ve duraklamak. * Denizcilike: Gevşetme, koyverme manâsındadır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük