-
1 doymak
doymak <- ar> satt werden; fig es satt haben, genug haben (-den von D); ( suya mit Wasser) durchtränkt sein;bakmaya doyamıyorum ich kann mich nicht satt sehen -
2 doymak
-
3 doymak
-
4 doymak
нае́сться* * *- ar1) насыща́ться тж. перен. ; наеда́ться до́сытаdoydum, başka bir şey yiyemem — я сыт, бо́льше ничего́ не могу́ съесть
karnım doydu — я нае́лся, я сыт
2) перен. пресыща́ться, дово́льствоваться чемbakmaya doyamıyorum — я не могу́ насмотре́ться
bundan doydum — с меня́ хва́тит, мне э́то надое́ло
-
5 doymak
кәнәгәтләнү; тую -
6 doymak
v. be sated with -
7 doymak
têrbûn -
8 doymak
(doyar)1) насыща́ться (тж. перен.); наеда́ться до́сыта -
9 doymak
зыгъэшхэкIын, икъоу шхэн -
10 doymak
"to eat one's fill, to be full (up); to be satisfied; to be saturated (with)" -
11 doymak
"1. to eat one´s fill, have no further desire for food, be satisfied; to be full up. 2. /a/ to be satisfied (with what one has gotten). 3. /a/ to be saturated (with). - bilmemek not to be satiated. doya doya to repletion, as much as one wants, abundantly, without stint, to one´s heart´s content." -
12 doymak
doymaq -
13 doymak bilmez
туемсыз -
14 doymak bilmez
adj. insatiable -
15 doymak bilmez iştah
n. wolfish appetite -
16 doymak bilmez
insatiable -
17 nitrik aside doymak
v. nitrate -
18 tıka basa doymak
v. gorge oneself -
19 gözü doymak
ынэ ыгъэщхэкIыжьын -
20 suya doymak
зыгъэшъокIын
- 1
- 2
См. также в других словарях:
doymak — nsz, ar 1) İsteği kalmayıncaya kadar yemek, açlığı kalmamak Ben biraz zeytin, biraz patates, biraz da yemişle doyarım. B. Felek 2) e Bir gereksinimini yeteri kadar karşılamak Toprak suya doydu. 3) mec. Yeter bulmak, kanmak, tatmin olmak Dünyanın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü doymak — çok istenen bir şeyin yeterli miktarı elde edildikten sonra daha çoğunu istememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ganıkmak — doymak … Beypazari ağzindan sözcükler
kıtlıktan çıkmış gibi — doymak bilmeyen … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıtlıktan çıkmış gibi yemek — doymak bilmezcesine yemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
todmak — doymak. I, 32; I I, 324; II I, 244, 439bkz: toymak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
toymak — doymak, III, 244bkz: todmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
feyilsiz — doymak,kanmak,bilmez,açgözlü … Beypazari ağzindan sözcükler
açgözlü — sf. Mala, yiyeceğe ve içeceğe doymak bilmeyen, açgöz, gözü aç, doymaz, tamahkâr, haris, hırslı, cam göz, tokgözlü karşıtı Bir sürü dedikodudan çekindim, eksik olmasın muhtar pek açgözlü değilmiş. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
doygunlaşmak — nsz İyice doymak, doygun bir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
doyma — is. 1) Doymak işi 2) fiz. Yeğinliği gittikçe artırılan bir manyetik alanın içindeki bir çelik çubuğun alabileceği en çok manyetizmayı almış olması Tungstenli iyi bir çelik 15000 gauss miktarında manyetizma ile doyma durumuna gelir. 3) fiz. Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük