-
1 желать
istemek,arzu etmek,arzulamak; dilemek* * *несов.; сов. - пожела́ть1) тк. несов. ( хотеть) istemek; arzu etmek; arzulamakжела́ть добра́ кому-л. — birinin iyiliğini istemek
я ему́ плохо́го не жела́ю — fenalığını istemem
2) dilemekжела́ю вам сча́стья — (size) mutluluklar dilerim
••врагу́ (своему́) не пожела́ю! — Allah düşmanıma vermesin!
как пожела́ете — arzunuza kalmış efendim
-
2 извинение
-
3 извиняться
несов.; сов. - извини́тьсяaffını dilemek; özür dilemekя о́чень извиня́юсь! — çok affedersiniz!; çok özür dilerim!
-
4 хотеть
istemek,dilemek; canı çekmek; içinden gelmek* * *несов.; сов. - захоте́тьistemek; dilemek;...acağı /...ası gelmek; canı çekmek, canı / keyfi istemek içinden gelmekхоте́ть учи́ться — okumak / öğrenim görmek istemek
хоте́ть хоро́шей жи́зни — iyi yaşamak istemek
хоте́ть ми́ра — barış istemek
хо́чешь ча́ю? - Спаси́бо, не хочу́ — çay içer misin? - Teşekkür ederim, istemiyorum
хочу́ ча́ю — canım çay çekiyor
хочу́ есть — karnım aç
я захоте́л есть — karnım acıktı, acıktım
хочу́ пить — susadım
в э́то вре́мя ребёнок хо́чет спать — bu saatte çocuğun uykusu gelir
поступа́й как хо́чешь — dilediğin gibi / canının istediği gibi davran
вы хоте́ли что-то сказа́ть? — bir şey mi diyecektiniz / söyleyecektiniz?
я э́то и хоте́л спроси́ть — ben de onu soracaktım
он хо́чет домо́й — evine gitmek istiyor
что вы от меня́ хоти́те? — ne istiyorsunuz benden?
что вы э́тим хоти́те сказа́ть? — bunu demekle neyi kastediyorsunuz?
ра́зве тут захо́чешь писа́ть? — öyle olunca yazmak gelir mi insanın içinden?
я хоте́л бы́ло возрази́ть, но... — itiraz edecek oldum, ama...
то́лько я хоте́л бы́ло вы́йти, как... — tam çıkacaktım ki,...
••его, е́сли хоти́те, мо́жно назва́ть геро́ем — isterseniz ona kahraman diyebiliriz
как хоти́те — ( как вам угодно) nasıl isterseniz; ( несмотря ни на что) siz ne derseniz deyin
ищи́ ско́лько хо́чешь, всё равно́ не найдёшь — aradığın kadar ara, bulamazsın gene
поезжа́й куда́ хо́чешь — nereye gitmek istersen oraya git
проси́ (у меня́), что хо́чешь — dile benden ne dilersen
хо́чешь не хо́чешь — ister istemez, çaresiz
-
5 дальнейший
sonraki* * *дальне́йшее изве́стно! — sonrası malum!
дальне́йшее разви́тие собы́тий — olayların bundan / daha sonraki gelişimi
получи́ть дальне́йшее разви́тие — daha da gelişmek, yeni gelişmeler kaydetmek
дальне́йшая нормализа́ция отноше́ний — ilişkilerin daha da normalleştirilmesi
дальне́йшее распростране́ние я́дерных вооруже́ний — nükleer silahların daha fazla yayılması
пожела́ть кому-л. дальне́йших успе́хов — başarılarının devamını / sürmesini dilemek
•• -
6 лета
мн.1) ( годы) yıllarче́рез пять лет — beş yıl sonra
она́ пять лет за́мужем — kadın beş senelik evlidir
за свои́ шестьдеся́т с ли́шним лет он... — altmış şu kadar yıllık ömründe...
он о́тдал со́рок лет (свое́й жи́зни) пре́ссе — kırk yılını basına verdi
2) ( возраст) yaşско́лько тебе́ / вам лет? — yaş kaç?
ему́ пять лет — beş yaşındadır
ребёнок лет пяти́ — beş yaşlarında bir çocuk
респу́блике со́рок лет — cumhuriyet kırk yaşındadır
он ва́ших лет — sizin yaştadır
ему́ лет шестьдеся́т — altmışlık var
они́ одни́х лет — yaşları bir, onlar yaşıttır
с ма́лых лет — küçük yaştan beri / küçükkenden beri
он вы́глядит моло́же свои́х лет — yaşını göstermiyor
••войти́ в лета́ — yaşını (başını) almak
по мо́лодости лет — toy olduğundan; toyluktan
на ста́рости лет — ihtiyarlıkta; ihtiyar haliyle; bu yaşa girdikten sonra; bu yaştan sonra
пожела́ть кому-л. до́лгих лет (жи́зни) — uzun ömürler dilemek
-
7 пощада
жпроси́ть поща́ды — aman dilemek
не дава́ть поща́ды кому-л. — birine aman vermemek
без поща́ды — amansızca, hiç acımadan
-
8 прощение
спроси́ть проще́ния у кого-л. — birinden af / özür dilemek
••прошу́ проще́ния! — affınızı rica ederim! özür dilerim
-
9 рассыпаться
несов. - рассып`аться, сов. - расс`ыпаться1) dökülmek; saçılmakде́ньги рассы́пались — bozuk paralar etrafa saçıldı
2) ( разваливаться) parçalanmak, dağılmakрассыпа́ться на куски́ — paramparça olmak
3) ( разбегаться) dağılıvermekсолове́й рассы́пался тре́лью — bülbül makara çekmeye başladı
рассыпа́ться сме́хом — makaralı kahkahalar atmak
5) разг., в соч.рассыпа́ться в похвала́х кому-л. — birini pohpohlayıp durmak
рассыпа́ться в комплиме́нтах по а́дресу кого-л. — birini iltifatlara boğmak
рассыпа́ться в извине́ниях — bin bir özür dilemek
-
10 соболезнование
сbaşsağlığı, taziye(t)выража́ть соболе́знование кому-л. — başsağlığı dilemek, taziyetlerini bildirmek
напра́вить кому-л. посла́ние с выраже́нием соболе́знований — başsağlığı / taziyet mesaji göndermek
-
11 выражать соболезнование
başsağlığı dilemek
См. также в других словарях:
dilemek — i 1) Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek Yalnız bu hususta beni bağışlamanızı dilerim. M. Ş. Esendal 2) nsz Biri için bir dilekte bulunmak Karadakiler her lisandan hayırlı yolculuklar dilediler. R. H. Karay 3) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ecir sabır dilemek — başsağlığı dilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aman dilemek — önce direnirken zor karşısında boyun eğip canının bağışlanmasını dilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
başsağlığı dilemek (veya dilemek) — ölen bir kimsenin yakınlarını ziyaret ederek ilgi ve yakınlık belirten sözler söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
acil şifalar dilemek — hastanın kısa sürede iyileşmesi dileğinde bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hacet dilemek — istekte bulunmak Artık ne hacet dilese, ne murat etse oluyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
helallik dilemek — birinden hakkını helal etmesini istemek Şimdi büyüklerinin ellerini öp de helallik dile. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
lütuf dilemek — yardım istemek Merhametin biricik kaynağı olan senden lütuf diliyorum … Çağatay Osmanlı Sözlük
mağfiret dilemek — bağışlanmayı istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
özür dilemek — 1) özrünü ileri sürerek bir işi yapmayı istememek, bir işten bağışlanmasını istemek Onları, ayakta bekleyenleri görünce özür diledi. N. Araz 2) yaptığı bir yanlıştan ötürü bağışlanmasını istemek Karyolasına ilişti, odası için özür dileyip… … Çağatay Osmanlı Sözlük
af dilemek — bağışlanmasını istemek Yalvardım, af diledim, barıştık. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük