-
1 dik
-
2 dik
-
3 açı
açı sdoğru/dik/dar/geniş \açı ein gestreckter/rechter/spitzer/stumpfer Winkelbu/ekonomik \açıdan aus dieser/wirtschaftlicher Sichtbir şeye başka bir \açıdan bakmak etw aus einem anderen Blickwinkel betrachtenhukuki/politik \açıdan bakıldığında vom juristischen/politischen Blickpunkt aus gesehen3) milölü \açı toter Raum -
4 doğru
I sniye \doğrusunu söylemiyorsun? warum sagst du nicht die Wahrheit?sabit bir \doğru eine feste GeradeII adj1) gerade2) richtig, korrekt; ( gerçek) wahr\doğru çıkmak sich bewahrheitenbu cümle \doğru mu yanlış mı? ist dieser Satz richtig oder falsch?1) richtig, korrekt\doğru çıkmak sich als richtig herausstellençocuk \doğru okudu \doğru olmak richtig sein, stimmen, das Kind hat richtig gelesendedikleri \doğru ( değil) was er sagt, ist (nicht) richtig, es stimmt (nicht), was er sagtsaat \doğru gidiyor/gitmiyor die Uhr geht richtig/nicht richtig2) gegenakşama \doğru gegen Abend( saat) altıya \doğru gelir er kommt gegen sechs (Uhr)3) nachdışa/içe \doğru aç(ıl) mak (sich) nach außen/innen öffnen
См. также в других словарях:
dik açı — is., mat. Birbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu açılar eşit olduklarında, bu açıların her biri Bütün dik açılar doksan derecedir … Çağatay Osmanlı Sözlük
dik — sf. 1) Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda. N. Cumalı 2) Yatık durmayan, sert Dik saç. 3) Sert, kalın, tok (ses) Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda … Çağatay Osmanlı Sözlük
açı — mat. 1) Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye 2) mec. Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi. H. Taner… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tümler açı — is., mat. Bir dar açıyı dik açı değerine çıkaran açı … Çağatay Osmanlı Sözlük
geniş açı — is., mat. Bir dik açıdan daha büyük olan açı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikey — sf., mat. 1) Başka bir doğru ile kesiştiğinde onunla birlikte dik açı oluşturan (doğru çizgi), amudi a, b doğrusuna c noktasından dikey bir doğru indirilince 90 derecelik açı oluşur. 2) zf. Dik olarak Birleşik Sözler dikey geçiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikgen — sf., mat. Birbiriyle veya kesim noktasındaki teğetleriyle dik açı yapacak biçimde kesişen Dikgen doğrular. Dikgen eğriler … Çağatay Osmanlı Sözlük
dönence — is., coğ., gök b. Yerküre üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator un 23° 27 kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki çemberden her biri, tropika Oğlak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşe demiri — is. Dik açı biçiminde üretilmiş demir … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşe dolabı — is. Köşe yere yerleştirilen dik açı biçiminde yapılmış dolap … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşebent — is., di, Far. gūşe + bend 1) Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt 2) Birleşen iki kereste vb.ni tutturmaya yarayan, dik açı biçiminde bükülmüş demir, L demiri … Çağatay Osmanlı Sözlük