Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

dik+açı

  • 1 dik

    dik <- ki> vertikal, senkrecht; steil; aufrecht; MATH rechtwinklig; fig scharf; giftig;
    dik açı rechte(r) Winkel;
    dik başlı stolz und aufrecht; bockig;
    dik dik bakmak streng ( oder scharf) blicken; dikine;
    dik kafalı halsstarrig;
    dik ses schneidende Stimme;
    dik sözlü sehr direkt, kränkend;
    dik yokuş steile(r) Anstieg

    Türkçe-Almanca sözlük > dik

  • 2 dik

    1) aufrecht, gerade
    \dik durmak aufrecht [o gerade] stehen
    \dik otur! setz dich gerade hin!
    kendini \dik tutmak sich aufrecht halten
    2) steil
    \dik bir pasla sport mit einem steilen Pass
    3) math rechte(r, s)
    \dik açı ein rechter Winkel

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > dik

  • 3 açı

    açı s
    1) math Winkel m
    doğru/dik/dar/geniş \açı ein gestreckter/rechter/spitzer/stumpfer Winkel
    2) ( fig) Blickwinkel m, Sicht f; ( bakım) Hinsicht f; ( noktainazar) Gesichtspunkt m, Blickpunkt m
    bu/ekonomik \açıdan aus dieser/wirtschaftlicher Sicht
    bir şeye başka bir \açıdan bakmak etw aus einem anderen Blickwinkel betrachten
    hukuki/politik \açıdan bakıldığında vom juristischen/politischen Blickpunkt aus gesehen
    3) mil
    ölü \açı toter Raum

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > açı

  • 4 doğru

    I s
    1) ( gerçek) Wahrheit f
    niye \doğrusunu söylemiyorsun? warum sagst du nicht die Wahrheit?
    2) math Gerade f
    sabit bir \doğru eine feste Gerade
    II adj
    1) gerade
    2) richtig, korrekt; ( gerçek) wahr
    \doğru çıkmak sich bewahrheiten
    bu cümle \doğru mu yanlış mı? ist dieser Satz richtig oder falsch?
    3) ( dürüst) geradsinnig, korrekt; ( namuslu) aufrichtig
    4) math ( açı) gestreckt
    1) richtig, korrekt
    \doğru çıkmak sich als richtig herausstellen
    çocuk \doğru okudu \doğru olmak richtig sein, stimmen, das Kind hat richtig gelesen
    dedikleri \doğru ( değil) was er sagt, ist (nicht) richtig, es stimmt (nicht), was er sagt
    saat \doğru gidiyor/gitmiyor die Uhr geht richtig/nicht richtig
    2) gegen
    akşama \doğru gegen Abend
    ( saat) altıya \doğru gelir er kommt gegen sechs (Uhr)
    3) nach
    dışa/içe \doğru aç(ıl) mak (sich) nach außen/innen öffnen
    4) \doğru dur! ( dik dur) steh gerade!; ( uslu dur) sei artig!

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > doğru

См. также в других словарях:

  • dik açı — is., mat. Birbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu açılar eşit olduklarında, bu açıların her biri Bütün dik açılar doksan derecedir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dik — sf. 1) Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda. N. Cumalı 2) Yatık durmayan, sert Dik saç. 3) Sert, kalın, tok (ses) Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açı — mat. 1) Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye 2) mec. Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi. H. Taner… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tümler açı — is., mat. Bir dar açıyı dik açı değerine çıkaran açı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geniş açı — is., mat. Bir dik açıdan daha büyük olan açı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dikey — sf., mat. 1) Başka bir doğru ile kesiştiğinde onunla birlikte dik açı oluşturan (doğru çizgi), amudi a, b doğrusuna c noktasından dikey bir doğru indirilince 90 derecelik açı oluşur. 2) zf. Dik olarak Birleşik Sözler dikey geçiş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dikgen — sf., mat. Birbiriyle veya kesim noktasındaki teğetleriyle dik açı yapacak biçimde kesişen Dikgen doğrular. Dikgen eğriler …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dönence — is., coğ., gök b. Yerküre üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator un 23° 27 kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki çemberden her biri, tropika Oğlak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köşe demiri — is. Dik açı biçiminde üretilmiş demir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köşe dolabı — is. Köşe yere yerleştirilen dik açı biçiminde yapılmış dolap …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köşebent — is., di, Far. gūşe + bend 1) Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt 2) Birleşen iki kereste vb.ni tutturmaya yarayan, dik açı biçiminde bükülmüş demir, L demiri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»