Перевод: с турецкого на английский

с английского на турецкий

dik+açı

  • 1 dik açı

    n. vertical angle, right angle

    Turkish-English dictionary > dik açı

  • 2 dik açı

    right angle

    İngilizce Sözlük Türkçe > dik açı

  • 3 dik

    adj. perpendicular, upright, vertical, straight, steep, bluff, upstanding, erect, horny, abrupt, arduous, bold, jagged, precipitous, rapid, scarped, sheer, square, stand up, stiff, up
    --------
    adv. uprightly
    --------
    dik (açı)
    adj. right
    --------
    dik (saç)
    adj. rough
    * * *
    1. endways 2. endwise 3. implant 4. perpendicular 5. sew 6. sew on 7. steep 8. stick up 9. transplant 10. upright 11. vertical 12. steeper (adj.) 13. sewing (v.) 14. stitching (v.) 15. suturing (v.) 16. potting (v.) 17. transplanting (v.) 18. sewed (v.) 19. sewn (v.) 20. transplanted (v.) 21. stitch (v.) 22. suture (v.) 23. plant (v.) 24. pot (v.) 25. erect (adj.) 26. steep (adj.) 27. sheer (adj.)

    Turkish-English dictionary > dik

  • 4 dik

    ",-ki 1. perpendicular. 2. straight, upright, erect (in standing). 3. steep. 4. fixed, penetrating, intent (look). 5. geom. right. 6. sharp, biting (remark). - açı geom. right angle. - âlâsı /ın/ colloq. the very worst (of). - bakışlı staring angrily, sharp looking. - başlı 1. conceited, stuck-up. 2. pigheaded, obstinate. - dik severely, angrily. - dik bakmak /a/ to stare angrily, look fixedly (at). - durmak to stand upright. - kafalı pigheaded, obstinate. - rüzgâr naut. head wind. - ses a sharp voice or sound; harsh voice. - sözlü rudely outspoken. - tutmak /ı/ to hold straight, hold upright. - üçgen geom. right triangle. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > dik

См. также в других словарях:

  • dik açı — is., mat. Birbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu açılar eşit olduklarında, bu açıların her biri Bütün dik açılar doksan derecedir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dik — sf. 1) Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda. N. Cumalı 2) Yatık durmayan, sert Dik saç. 3) Sert, kalın, tok (ses) Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açı — mat. 1) Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye 2) mec. Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi. H. Taner… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tümler açı — is., mat. Bir dar açıyı dik açı değerine çıkaran açı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geniş açı — is., mat. Bir dik açıdan daha büyük olan açı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dikey — sf., mat. 1) Başka bir doğru ile kesiştiğinde onunla birlikte dik açı oluşturan (doğru çizgi), amudi a, b doğrusuna c noktasından dikey bir doğru indirilince 90 derecelik açı oluşur. 2) zf. Dik olarak Birleşik Sözler dikey geçiş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dikgen — sf., mat. Birbiriyle veya kesim noktasındaki teğetleriyle dik açı yapacak biçimde kesişen Dikgen doğrular. Dikgen eğriler …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dönence — is., coğ., gök b. Yerküre üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator un 23° 27 kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki çemberden her biri, tropika Oğlak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köşe demiri — is. Dik açı biçiminde üretilmiş demir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köşe dolabı — is. Köşe yere yerleştirilen dik açı biçiminde yapılmış dolap …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köşebent — is., di, Far. gūşe + bend 1) Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt 2) Birleşen iki kereste vb.ni tutturmaya yarayan, dik açı biçiminde bükülmüş demir, L demiri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»