Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

dibinden

См. также в других словарях:

  • dizi (veya dizinin) dibinden ayrılmamak — yanından hiç gitmemek, ayrılmamak Bir nişanlısı var ki hiçbir iş görmez, evden dışarı çıkmaz, kızın dizi dibinden ayrılmaz. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • balı dibinden, yağı yüzünden — değerleri derinleştikçe artan veya değerleri yüzeyde kalan insanlar vardır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağaççık — is., ğı, bit. b. Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bal — is. 1) Bal arılarının bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı madde 2) Olgunlaşmış incirin, dışına sızan tatlısı 3) Ağaçların… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başı kabak — sf., ğı 1) Saçı dökülmüş veya dibinden kesilmiş (kimse) 2) zf. Başını örtmeden Kurt Hoca, başı kabak, yalın ayak, kolları sıvalı, evinin yüksek taraçasında kalaylı ibriğiyle abdestini tazeliyordu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çalı — is., bit. b. Böğürtlen, ahududu gibi küçük, dalları dibinden çatallanan ve sapları odunsu bitki Birleşik Sözler çalı bülbülü çalı çırpı çalı dikeni çalı fasulyesi çalı horozu çalı kakıcı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dip — is., bi 1) Oyuk veya çukur bir şeyin en alt bölümü O kuyunun dibinde kireç vardır. S. F. Abasıyanık 2) Taban Tencerenin dibi. 3) Dikili duran bir şeyin yerle birleştiği nokta ve çevresi veya bir şeyin yanı başı En çok kafam terlemişti,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diz — is., anat. 1) Kaval, baldır ve uyluk kemiğinin birleştiği yer Köşeye yaslanmış, bir dizini altına almış, öteki dizini dikmiş, kolunu da uzatmış, anlatıyordu. M. Ş. Esendal 2) Oturulduğunda uyluğun üst yanı Birleşik Sözler diz ağırşağı diz bağı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fışkın — is. 1) Bir ağacın dibinden süren ince dal, sürgün, filiz, dal, piç 2) Asma kütüğünde hereğin üst yanında biten dal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hacamat şişesi — is. Hacamat yapmak için kullanılan, ağzı dibinden dar şişe …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • henüz — zf., Far. henūz 1) Az önce, daha şimdi, yeni Memleketten henüz dönmüş, avlunun duvar dibinden yine mutfağa doğru yürüyordum. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Daha, hâlâ Henüz hareket etmeyen otomobile yaklaştı. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»