-
1 burun
burun <- nu> Nase f; Schnabel m; LUFTF, MAR Bug m; Spitze f (Schuh); GEOGR Kap n, Landzunge f;burun boşluğu Nasenhöhle f;-e burun burmak die Nase rümpfen (über A);-le burun buruna gelmek ganz nahe kommen (D);burun deliği Nasenloch n; Nüster f;burun kanadı Nasenflügel m;burun perdesi Nasenscheidewand f;-e burun yapmak hochnäsig sein gegenüber;-in burnu büyümek (oder kabarmak) überheblich werden;(-in) burnu havada aufgeblasen;-in burnu bile kanamamak mit heiler Haut davonkommen;-in burnuna çıkmak nicht ertragen können;-in burnuna girmek jemandem unter die Augen kommen; sich in jemandes Vertrauen schleichen;-in burnunda tütmek jemandes Sehnsucht erwecken;-in burnundan (fitil fitil) gelmek jemanden teuer zu stehen kommen (etwas Angenehmes);burnunu çekmek schnäuzen, schnüffeln; fig das Nachsehen haben;b-nin burnunu sürtmek jemanden kleinkriegen;burnunun dibinde in nächster Nähe, fam fig vor der Nase (sein, liegen);burnunun dikine gitmek nach seinem eigenen Kopf handeln;burnunun direği sızlamak traurig sein -
2 dip
1. subst Grund m z.B. des Meeres; Boden m eines Gefäßes; Wurzel f des Baumes; Tiefe f des Raumes; Fuß m des Berges;-in dibi görünmek zur Neige gehen2. postpos: -in dibine unten (an A);-in dibine darı ekmek bis zum Grunde leeren, ausschöpfen; alles ausgeben;-in dibinde unten (an D), am Fuße (G); ganz hinten (in D);salonun dibindeki masalar die Tische ganz hinten im Saal;-in dibinden aus der Tiefe G/von hervor -
3 burun
1) Nase f\burun bükmek [o kıvırmak] die Nase rümpfenburnu hava [o kaf dağında] olmak hochnäsig seinburnum akıyor mir läuft die Naseburnundan solumak durch die Nase atmen; ( çok öfkelenmiş olmak) vor Wut schnaubenhık demiş birinin burnundan düşmüş olmak ( fig) jdm wie aus dem Gesicht geschnitten seinburnunu çekmek die Nase hochziehenburnunu karıştırmak in der Nase bohrenburnunu silmek sich die Nase putzenher şeye burnunu sokar ( fam) er steckt seine Nase in allesburnunun dibinde olmak sich direkt vor seiner Nase befindenburnunun ucundan ötesini [o ilerisini] görmemek ( fam) nicht weiter sehen, als seine Nase reicht, nicht weiter sehen, als die Nasespitze reichtköpeğin burnu soğuk die Schnauze des Hundes ist kalt -
4 dip
cehennemin dibi ( fam) am Arsch der Weltyerin dibine geçmek ( fig) in den Erdboden versinken, sich in Grund und Boden schämen3) gastrdibini tutmak anbrennen4) burnunun dibinde olmak sich direkt vor seiner Nase befinden -
5 olmak
vi1) seinolamaz! das kann nicht sein!annesi olamaz sie kann nicht seine Mutter seinannesi oluyor sie ist seine Mutterannesi oluyormuş sie soll seine Mutter seininsan sabırlı olmalı der Mensch sollte geduldig seinneredeyse burada olur er wird gleich hier seinöğleden sonra orada olmalıyım ich muss nachmittags dort seinhiçbir şey olmamış gibi als ob nichts geschehen wärene olursa olsun egal was passiertolan oldu es kam, wie es kommen mussteolan olmuş was geschehen ist, ist geschehenne oldu ki? was ist denn passiert?3) werdenbu nasıl belli oldu? wie ist das bekannt geworden?iki yıl oldu es sind zwei Jahre geworden4) ( fam) gehen, klappen, hinhauenoldu mu? hat es geklappt?olmaz! das [o es] geht nicht!başka türlü olmaz es geht nicht andersböyle olmaz so geht es nichtdaha erken olmaz früher geht's nicht5) ( olgunlaşmak) reifen, reif werdenüzümler daha olmadı die Trauben sind noch nicht reif6) ( hazır duruma gelmek)çay/kahve oldu der Tee/Kaffee ist fertigpilav oldu mu? ist der Reis fertig?7) (bir şeyi \olmak) habenparmağı tetikte \olmak den Finger am Abzug habeniştahı/parası \olmak Appetit/Geld habenrandevusu \olmak eine Verabredung haben8) ( bulunmak) sein, sich befindenburnunun dibinde \olmak sich direkt vor seiner Nase befindenimkân dâhilinde \olmak im Bereich des Möglichen liegen9) ( çocuğu) bekommenişinden \olmak seine Arbeit verlieren; s. a. olur
См. также в других словарях:
GARÎN — Havuz dibinde olan balçıklı su. * Her nesnenin kap dibinde kalan çöküğü, tortusu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GIRBİL — Havuzun dibinde kalan balçıklı su. * Bardak ve şişenin dibinde olan tortu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Moğollar — Cahit Berkay, concert in Karaburun in August 2008. Background information Origin Turkey Genres … Wikipedia
Koray Candemir — Infobox musical artist Name=Koray Candemir Img capt=Koray Candemir Background=solo singer Born=Birth date and age|1975|8|7|mf=y Origin=Turkey Genre=Rock Occupation=Singer, Song writer, Producer Years active=1990s present URL=… … Wikipedia
Mogollar — Moğollar Moğollar Pays d’origine Turquie Genre(s) Rock turc Années actives De 1967 à maintenant Label(s) RCA … Wikipédia en Français
Moğollar — Pays d’origine Turquie Genre musical Rock turc Années d activité De 1967 à maintenant Labels … Wikipédia en Français
Ottoman persecution of Alevis — Part of a series on Shi ah Islam and Twelvers Alevism Beliefs … Wikipedia
araba falakası — is. Çift atlı arabalarda, okun dibinde ve iki yanında bulunan, uçlarına koşum kayışları bağlanan ağaç bölüm … Çağatay Osmanlı Sözlük
bal özü bezi — is., bit. b. Bitkilerin yaprak, yumurtalık ve erkek organlarının dibinde bulunan ve bal özü çıkaran bez … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalgı — is. 1) Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman 2) Çalgı çalma, müzik Sokağın dibinde çalgı sesleri işiterek birkaç adım ilerledi. P. Safa 3) Müzik topluluğu Çalgı, yerine geçmiş oturmuştu. E. E. Talu Birleşik Sözler çalgı aleti çalgı çağanak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalkalamak — i 1) Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına! A. İlhan 2) nsz İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak Kahvelerde zar çalkalayan avuçlar görüyorum. Y. Z … Çağatay Osmanlı Sözlük