-
1 dayamak
dayamak (-i –e) lehnen (an A), stellen (an A); Ohr legen (an A); etwas (A) stützen (auf A); Arme in die Seite stemmen; ( gözüme mir unter die Nase) schieben; fam kurzerhand anmelden, einreichen; fam kontern (mit); zurückführen (-e auf A) -
2 dayamak
-
3 sırt
sırt çantası Rucksack m;sırt dayanağı Rückenlehne f;sırt çantalı Rucksacktourist m, -in f;-e sırt çevirmek jemandem den Rücken kehren;sırtı kaşınıyor fig ihm juckt das Fell;sırtı pek warm angezogen;-in sırtı yere gelmek untergekriegt werden;-i sırtına almak auf die Schulter nehmen, schultern A; sich (D) (einen Mantel) überziehen;-in sırtından geçinmek auf Kosten G leben;-e sırtını dayamak sich verlassen auf A;-in sırtında bir ceket vardı er hatte ein Jackett an -
4 bıçak
1) Messer nt\bıçak çekmek ein Messer ziehen\bıçak gibi messerscharfbir şeyde \bıçak kemiğe dayanmak ( fig) etw ist unerträglich geworden; ( parasızlıktan) jdm sitzt das Messer an der Kehlekeskin/kör \bıçak ein scharfes/stumpfes Messerbıçağın sırtı ve yalımı der Rücken und die Schneide der Klingeorağın/tırpanın bıçağı die Klinge der Sichel/der Sense\bıçak altına yatmak unters Messer kommenbirine \bıçak atmak jdn unters Messer nehmen -
5 daya
-
6 dayama
-
7 dirsek
\dirseklerini dayamak die Ellbogen aufstützen -
8 gırtlak
birinin gırtlağını sıkmak jdm die Kehle zudrücken -
9 merdiven
merdiven s1) Treppe f\merdivenleri çıkmak die Treppe hinaufgehen2) Leiter fduvara bir \merdiven dayamak eine Leiter anlegen an die Wand
См. также в других словарях:
dayamak — i, e 1) Yaslamak Sol kolunu yürürken hep kalçasına dayardı. Ö. Seyfettin 2) Bir yerden, bir kimseden yararlanmak, güç almak Kürekleri iskeleye dayayarak bütün hızıyla itti. S. F. Abasıyanık 3) Korkutmak için hızla, öfkeyle yaklaştırmak, uzatmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayamak — her hangi bir şeyi yere yaslamak … Beypazari ağzindan sözcükler
yetmişine merdiven dayamak — ileri yaşlara ulaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevabı dikmek (veya dayamak veya yapıştırmak) — hlk. kesin, ters ve karşısındakinin beklemediği bir karşılık vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
merdiven dayamak — ileri bir yaşa yaklaşmak Elliye merdiven dayadık, ötesine de geçtik. N. Araz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırtını dayamak (veya vermek) — 1) (birine) bir yere dayanmak, yaslanmak ... kocaman duvara sırtını vererek üstüne zencefil ve tarçın serpilmiş salep içerlerdi. S. F. Abasıyanık 2) (birine) güçlü birine, bir yere güvenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkasını dayamak — (birine) birinin koruyuculuğuna güvenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayama — is. Dayamak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayanmak — e 1) Bir yere yaslanmak, kendini dayamak Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. M. Ş. Esendal 2) nsz Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak Bu kumaş çok dayandı. 3) Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayayıvermek — i, e Çabucak dayamak … Çağatay Osmanlı Sözlük