-
1 benehmen
davranmakdavranışdavranışta bulunmak -
2 verhalten
davranmakdavranışhareket etmekolmaktutum -
3 benehmen
sich gut benehmen iyi davranmak;sich schlecht benehmen kötü (terbiyesizce) davranmak;benimm dich! kendine gel! -
4 abstimmen
abstimmen <-ge-, h>1. v/i ( über A üzerine) oylama yapmak2. v/t: ( auf A) -i -e göre ayarlamak;aufeinander abstimmen birbiriyle uyumlu hale getirmek; ÖKON koordine etmek;über etwas abstimmen lassen bş-i oya koymak3. v/r: sich abstimmen birbirine danışarak davranmak;(mit) -e danışarak davranmak -
5 verhalten
verhalten1 v/r <unreg, o -ge-, h>: sich verhalten davranmak;sich ruhig verhalten sakin davranmakverhalten2 adj und adv tutuk, çekingen -
6 Zugzwang
Zugzwang m: in Zugzwang geraten (belli) bir şekilde davranmak zorunda kalmak;unter Zugzwang stehen (belli) bir şekilde davranmak zorunda olmak -
7 anfassen
an|fassenII vtetw mit der Hand \anfassen ( berühren) elini bir şeye dokundurmak [o değdirmek] [o sürmek]; ( greifen) bir şeyi eline almakjdn hart \anfassen bir kimseye sert davranmak [o muamele etmek];eine Sache falsch \anfassen bir işi yanlış ele almakIII vrsich \anfassen1) ( bei der Hand nehmen) el ele tutuşmak2) ( sich anfühlen)der Stoff fasst sich wie Seide an kumaş, ipek olduğu hissini veriyor -
8 bedacht
wohl \bedacht iyi düşünülmüş;\bedacht handeln düşünerek [o özen göstererek] davranmak, tedbirli davranmak;auf etw \bedacht sein bir şeye dikkat etmek, bir şeye özen göstermek;wohl \bedacht iyi düşünülmüş -
9 verhalten
1. belli olmayan, kendini belli etmeyen; ( Farbtöne) göze batmayan; ( Fahrweise) pasif; ( Stimme) sakin;\verhalten lächeln bıyık altından gülmeksich \verhalten1) ( sich benehmen) davranmak;sich jdm gegenüber unverschämt \verhalten birine karşı utanmazca davranmak2) math;3 verhält sich zu 5 wie 6 zu 10 3'ün 5'e oranı, 6 ile 10'unki gibidir3) ( Sache)mit den anderen Kindern verhält es sich ganz genauso öteki çocuklarla da durum aynen böyledir;mit der Sache verhielt es sich ganz anders işin içyüzü tamamen başkaydı -
10 Acht
Acht f: außer Acht lassen dikkat etmemek;sich in Acht nehmen ( vor D -den) sakınmak ihtiyatlı davranmak;Acht geben ( auf A -e) dikkat etmek;gib Acht! dikkat (et)! -
11 agieren
agieren v/i <o ge-, h> davranmak, hareket etmek -
12 aufführen
aufführen <-ge-, h>1. v/t THEA oynamak;namentlich aufführen adıyla belirtmek;einzeln aufführen tek tek belirtmek2. v/r fam: sich … aufführen … davranmak -
13 Auftrag
Auftrag m <Auftrags; ÷e> ÖKON sipariş, talep;etwas in Auftrag geben bş-i sipariş etmek;im Auftrag von -in/… adına;im Auftrag von … (oder G) handeln -in talimatıyla davranmak -
14 begegnen
begegnen v/i <o -ge-, sn> (treffen) jemandem begegnen b-ne rastlamak; Schwierigkeiten usw ile karşılaşmak rastlamak;jemandem freundlich usw begegnen b-ne dostça vs davranmak -
15 behandeln
behandeln v/t <o -ge-, h> ele almak; -e davranmak; muamele etmek; MED -i tedavi etmek; a TECH işlemek -
16 betragen
1. v/i <unreg, o -ge-, h> tutmak; etmek (miktar, meblağ)2. v/r: sich betragen (benehmen) davranmak -
17 brüskieren
brüskieren v/t <o ge-, h> terslemek, -e kaba davranmak -
18 Dreck
fig jemanden (etwas) in den Dreck ziehen b-ne (bş-e) kara çalmak;jemanden wie (den letzten) Dreck behandeln aşağılamak, b-ne kötü davranmak;fam fig er hat (viel) Dreck am Stecken onun çok kirli işleri var;pop er kümmert sich einen Dreck darum ona vız geliyor (tırıs gidiyor);pop das geht dich einen Dreck an! bu seni nah şu kadar ilgilendirmez -
19 gebärden
gebärden <o ge-, h> v/r: sich gebärden hareket etmek; … davranmak -
20 gefällig
gefällig adj (angenehm) hoş, zarif; (entgegenkommend) nazik, yardımsever;jemandem gefällig sein b-ne iyilikte bulunmak, lütufkâr davranmak
См. также в других словарях:
davranmak — nsz 1) Bir kimseye veya bir şeye karşı belli tavır takınmak Hiç gerekmezken dönüyor ve onu yeni görmüş gibi davranıyor. T. Buğra 2) e Bir şeye el atmak, girişmek Polisi görünce kaçmaya davrandılar. H. Taner 3) e Bir işi yapmaya hazır olmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtiyatlı davranmak — uyanık olmak, düşünerek davranmak Benim soyulmaya değer bir şeyim olduğu kimsenin aklına gelmezdi ama yine de ihtiyatlı davranmak lazımdı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekonomik davranmak — tutumlu davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tetik davranmak — anında, çok çabuk davranmak Tehlikeyi sezince tetik davranmış, birdenbire dönerek kendini yüzüstü yere atmıştır. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
cömert davranmak — sakınmadan, esirgemeden bol bol vermek Size ne kadar cömert davranmış olduğunu kendiniz de biliyorsunuz. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekingen davranmak — ürkekçe davranışlarda bulunmak Birdenbire kadına karşı soğuk, çekingen davranmayı da onuruma yediremiyorum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabancaya davranmak — ateş etmek için tabancayı bulunduğu yerden almaya kalkışmak Tabancasına davranmaya vakit kalmadan sıkışıverdi kalabalığın ortasına. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
hor davranmak — kıymetini bilmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
silaha davranmak — kullanmak için silahına el atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
keseye davranmak — ödemek istemek Sizi fena alıştırmışlar. Hemen keseye davranmayın. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
girişimde bulunmak — davranmak, teşebbüs etmek Mahmut Bey in adamlarını kendi taraflarına çekmek için her türlü girişimde bulunmuşlardı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük