-
1 أهب
düzenlemek; düzmek; tertiplemek -
2 هيأ
düzenlemek; düzmek; hazırlamak; tertiplemek -
3 هيأ
هَيَّأَ1. hazırlamakAnlamı: bir işı kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek veya önceden düzenlemek2. tertiplemekAnlamı: düzenlemek3. düzmek4. düzenlemekAnlamı: düzgün duruma getirilmek -
4 أهب
-
5 جدول
Iجَدْوَل1. gideğenAnlamı: göl ayağı2. çizelgeAnlamı: çizgilerle ayrılmış kâğıt, cetvel3. azmakAnlamı: küçük su birikintisi, gölcük, bataklık4. dereIIجَدْوَلَ1. listelemekAnlamı: liste durumuna getirmek2. tertiplemekAnlamı: düzenlemek3. düzmek4. düzenlemekAnlamı: düzgün duruma getirilmek -
6 دبر
Iدَبَّرَ1. tertiplemekAnlamı: düzenlemek2. ayarlamak3. düzenlemekAnlamı: düzgün duruma getirilmek4. düzmekIIدَبَرَdinmekAnlamı: sona ermek, bitmekدُبُر1. ardıncaAnlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra2. totoAnlamı: kıç, popo3. kıçAnlamı: kuyruk sokumu bölgesi, makatIVدُبْر1. hudutAnlamı: uç, son, nihayet2. âhirAnlamı: sonra, sonunda, en sonra3. bitişAnlamı: son, nihayet4. bitimAnlamı: son, nihayet5. ardıncaAnlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra -
7 رتب
رَتَّبَ1. sistemleştirmekAnlamı: sistemli duruma getirmek2. yasamakAnlamı: düzen vermek3. tezgâhlamakAnlamı: bir iş için hazırlık yapmak4. tertiplemekAnlamı: düzenlemek5. dizilemekAnlamı: dizi durumuna getirmek6. sıralamakAnlamı: sıra durumuna getirmek7. düzenlemekAnlamı: düzgün duruma getirilmek8. düzmek -
8 سوى
Iسَوَّى1. dizilemekAnlamı: dizi durumuna getirmek2. tertiplemekAnlamı: düzenlemek3. düzmek4. düzlemekAnlamı: düzlem durumuna getirmek5. düzenlemekAnlamı: düzgün duruma getirilmekIIسِوَىmaadaAnlamı: -den başka, gayri -
9 ضبط
Iضَبَطَ1. sistemleştirmekAnlamı: sistemli duruma getirmek2. aramakAnlamı: araştırmak, yoklamak3. zaptetmekAnlamı: zorla almak4. incelemekAnlamı: bir işi ayrıntılarıyla öğrenmeye çalışmak, tetkik5. irdelemek6. tertiplemekAnlamı: düzenlemek7. düzeltmekAnlamı: düzgün duruma getirmek8. düzmek9. düzenlemekAnlamı: düzgün duruma getirilmekIIضَبْط1. zaptAnlamı: zor kullanarak ele geçirme2. zor alımAnlamı: işlenen bir suç karşılığı olarak suçlunun malının bütünü veya bir bölümü üstündeki mülkiyetine son verilmesi ve devredilmesi, müsadere3. müsadere -
10 نظم
Iنَظَّمَ1. örgütlendirmekAnlamı: teşkilâtlandırmak2. sistemleştirmekAnlamı: sistemli duruma getirmek3. tertiplemekAnlamı: düzenlemek4. dizilemekAnlamı: dizi durumuna getirmek5. örgütlemekAnlamı: teşkilatlandırmak6. kurmakAnlamı: hazırlamak7. düzenlemekAnlamı: düzgün duruma getirilmek8. düzmekIIنَظْم1. koşukAnlamı: nazım, manzume2. şairlikAnlamı: şair olma durumu -
11 جدول
azmak; çizelge; dere; düzenlemek; düzmek; gideğen; listelemek; tertiplemek -
12 دبر
âhir; ardınca; ayarlamak; bitiş; bitim; dinmek; düzenlemek; düzmek; hudut; işletmek; kıç; sistemleştirmek; tasımlamak; tertiplemek; toto -
13 رتب
dizilemek; düzenlemek; düzmek; sıralamak; sistemleştirmek; tertiplemek; tezgâhlamak; yasamak -
14 سوى
dizilemek; düzenlemek; düzlemek; düzmek; maada; tertiplemek -
15 ضبط
aramak; düzeltmek; düzenlemek; düzmek; incelemek; irdelemek; müsadere; sistemleştirmek; tertiplemek; zapt; zaptetmek; zor alım -
16 نظم
dizilemek; düzenlemek; düzmek; koşuk; kurmak; örgütlemek; örgütlendirmek; sistemleştirmek; şairlik; tertiplemek -
17 أعد
أَعَدَّ1. teçhiz etmekAnlamı: donatmak2. hazırlamakAnlamı: bir işı kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek veya önceden düzenlemek3. kurmakAnlamı: hazırlamak -
18 احتفل
-
19 جهز
جَهَّزَ1. teçhiz etmekAnlamı: donatmak2. tezgâhlamakAnlamı: bir iş için hazırlık yapmak3. hazırlamakAnlamı: bir işı kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek veya önceden düzenlemek
См. также в других словарях:
düzenlemek — i 1) Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek Odasını düzenledi. 2) Yapmak, hazırlamak Merdivenleri, masaları gayet hantal, battal şeyler. Bodrumun ışığını da buna göre düzenlemişler. B. R. Eyuboğlu 3) müz. Düzenleme yapmak 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürüyüş düzenlemek — bir olayı protesto etmek veya bir konuya dikkat çekmek amacıyla toplu yürüyüş tertip etmek Toplantı ve gösteri yürüyüşünü düzenleme hakkını kullanmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanununda gösterilir. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
organize etmek — düzenlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tertip etmek — düzenlemek, hazırlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıraya koymak — düzenlemek, sıralamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizmek — i, e, er 1) Bazı nesneleri iplik, tel vb.ne geçirmek Ortada, hasırların üstünde yığılı tütün yapraklarının etrafında, ana, iki kız oturmuş tütün diziyorlardı. N. Cumalı 2) Yan yana veya üst üste sıralamak Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
açmak — i, ar 1) Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek Kapıyı açan hizmetçi benim kadın olduğumu anlamadı. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak Örtüyü açmaya mecburum. R. H. Karay 3) Engeli kaldırmak Karla kapanan yolu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aranje — sf., Fr. arrangé Düzenlemek anlamındaki aranje etmek birleşik fiilinde geçen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayarlamak — i 1) Bir ölçünün doğruluğunu belli bir örneğe göre düzeltmek, doğrulamak Saati radyoya göre ayarlamak. 2) Bir aygıtı belli bir iş yapabilecek duruma getirmek Dikiş makinesini nakşa göre ayarlamak. 3) mec. İşleri birbiriyle çatışmayacak veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düzenleme — is. 1) Düzenlemek işi, tertip, organizasyon 2) Belirli kurallara göre bir araya getirilmiş olan nesne, aranjman 3) müz. Belirli sesler, çalgılar veya topluluklar için yazılmış bir eserin, başka sesler, çalgılar veya topluluklar tarafından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
faturalamak — i Bir malın faturasını düzenlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük