-
1 dövmek
vt1) schlagen, prügeln, verprügeln2) ( halı) klopfen3) ( çırpmak) schlagenyumurtanın akını \dövmek das Eiweiß schlagen4) ( madene vurarak biçim vermek) schmiedendemir tavında dövülür ( prov) man muss das Eisen schmieden, solange es heiß ist -
2 dövmek
-
3 dövmek
zerschlagen -
4 diz
diz Knie n;diz ağırşağı Kniescheibe f;diz boyu knietief; kniehoch; fig maßlos;diz çökmek niederknien;diz üstü auf den Knien;diz dize dicht an dicht;dize gelmek nachgeben, kapitulieren, fam weich werden;dizini dövmek sich (D) die Haare raufen;dizlerinin bağı çözüldü ihm begannen die Knie zu schlottern (-den vor Angst usw) -
5 döğmek
-
6 dövdürmek
-
7 döver
-
8 dövme
dövme krema Schlagsahne f;dövme dondurma Eiskrem f -
9 dövülmek
-
10 havan
havan Mörser m; HIST Tabakschneidemaschine f;havan topu Mörser m;havanda su dövmek etwas völlig Nutzloses tun; sich umsonst bemühen -
11 benzetmek
vt1) angleichen2) verwechseln (-e mit)birini başka birine \benzetmek jdn für einen anderen halten, jdn mit einem anderen verwechselnonu iyice benzetmişler sie haben ihn ganz schön zugerichtet -
12 döver
-
13 dövme
I s2) Tätowierung f\dövme yapmak tätowieren\dövme yaptırmak sich tätowieren lassenII adj1) ( dövülerek yapılan) geschlagen2) ( demir) geschmiedet -
14 dövülmek
-
15 evire çevire
ordentlich, tüchtigbirini \evire çevire dövmek jdn nach Strich und Faden verprügeln -
16 harman
harman s1) Dreschen nt\harman dövmek dreschen2) (\harman yeri) Dreschplatz m, Tenne f\harman etmek mischen -
17 havan
-
18 marizlemek
-
19 pataklamak
-
20 pestil
pestil s
- 1
- 2
См. также в других словарях:
dövmek — i, er 1) Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak Harp Divanına vermeden önce, şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem! H. E. Adıvar 2) Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek 3) de Bir şeyi toz durumuna getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yayık dövmek — yayık yaymak Yayık dövmek, yağ çıkartmak yeni gelinlerin görevi. N. Araz … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşek sudan gelinceye kadar dövmek — tkz. adamakıllı dövmek ... uslu otur yoksa ufak bir münasebetsizliğini duyarsam eşek sudan gelinceye kadar döverim, kemiklerin kırılır, anladın mı? R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
düven sürmek (veya dövmek) — düvenle ekinlerin tanelerini başaklarından çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
davul çalmak (veya dövmek) — 1) davula vurarak ses çıkarmak 2) mec. bir şeyi herkesin haber alabileceği biçimde ortalığa yaymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
havanda su dövmek — boşuna uğraşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
harman dövmek — ekin tanelerini saptan ayırma işini yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
harman dövmek keçinin işi değil — önemli işler herkese yaptırılmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizini (veya dizlerini) dövmek — pişmanlık duymak Ne ettik de kaderimizi İngilizlerle Fransızların kaderine bağladık, diye dizlerini döven ... amatör diplomatlar... Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepesinde havan dövmek — üst katta oturan biri, gürültü yaparak alt kattakini rahatsız etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
saçı topuklarını dövmek — saçı çok uzun olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük