-
1 ceza
ceza [ɑː] Strafe f, Bußgeld n;ceza alanı SPORT Strafraum m;ceza almak eine Strafe bekommen;ceza çekmek eine Strafe verbüßen (-den wegen G);ceza hukuku Strafrecht n;ceza kanunu Strafgesetzbuch n;-e ceza kesmek jemandem eine Geldstrafe auferlegen;ceza muhakemeleri usulü kanunu Strafprozessordnung f;ceza ödemek Strafe zahlen;ceza sahası SPORT Strafraum m;b-ni ceza vermek jemanden bestrafen;ceza vermek (oder ödemek) Strafe zahlen;ceza vuruşu SPORT Strafstoß m;cezayı ağırlatıcı sebepler strafverschärfende Umstände m/pl;cezasını bitirmek (oder doldurmak) seine Strafe absitzen;cezasını bulmak seine verdiente Strafe finden;-in cezasını çekmek oder görmek büßen müssen (für A);cezaya kalmak Schüler nachsitzen müssen;ağır ceza Freiheitsstrafe f (Türkei über 5 Jahre);hapis cezası Gefängnisstrafe f; -
2 ceza
ceza [dʒeza:] sStrafe fbiri \ceza almak jd bekommt [o kriegt] eine Strafebirinden \ceza almak jdn mit einer Geldstrafe belegen\ceza çekmek eine Strafe verbüßenbirine \ceza kesmek jdn mit einer Geldstrafe belegenbiri \ceza vermek jd zahlt eine Geldstrafebirine \ceza vermek jdn bestrafenbirine \ceza yazmak ( fam) jdn aufschreiben, jdn mit einer Geldstrafe belegen\ceza yemek ( fam) eine Strafe bekommen [o kriegen]\cezasını bulmak seine verdiente Strafe finden\cezasını çekmek seine Strafe absitzen [o abbüßen]bir şeyin \cezasını çekmek für etw büßen müssenbirini \cezaya çarptırmak ( fam) jdm eine Strafe aufbrummen, jdn bestrafenbu \cezayı hak etti er hat diese Strafe verdient -
3 ceza
ceza--------seza -
4 ceza
наказа́ние (с)* * *1) наказа́ниеcezasını bulmak — получи́ть по заслу́гам
cezaya çarptırmak — подверга́ть наказа́нию
ceza çekmek — отбыва́ть тюре́мное наказа́ние, отбыва́ть срок
2) штрафceza almak — а) быть нака́занным ( об учащемся); б) взи́мать / взы́скивать штраф
ceza[sını] çekmek — поплати́ться за соде́янное
ceza görmek — быть нака́занным
ceza kesmek — штрафова́ть
ceza vermek — а) нака́зывать, налага́ть взыска́ние; б) заплати́ть штраф
ceza yemek — а) быть нака́занным, получи́ть взыска́ние; б) быть оштрафо́ванным
-
5 ceza
adj. criminal, penal, punitive--------n. punishment, penalty, fine, correction, forfeit, infliction, pain, recompense, retribution--------ceza (okul)n. imposition--------ceza (oxford üniv.)n. sconce* * *1. chastisement 2. forfeiture 3. infliction 4. penalty 5. punishment 6. forfeit (n.) 7. scourge (n.) -
6 ceza
[T ceza = punishment, Az cäza, from Ar djaza]: prisonA Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > ceza
-
7 ceza
җаза -
8 ceza
штраф; санкцияİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ceza
-
9 ceza
Cəza -
10 ceza
grzywna; kara -
11 ceza
-
12 ceza
пщынэныгъ -
13 ceza
إصرتأديبجزاءعقابعقوبةقصاصمجازاة -
14 ceza
1. إصر [إِصْر]Anlamı: üzüntü ve acı veren uygulama2. تأديب [تَأْدِيب]Anlamı: üzüntü ve acı veren uygulama3. جزاء [جَزَاء]Anlamı: üzüntü ve acı veren uygulama4. قصاص [قِصَاص]Anlamı: üzüntü ve acı veren uygulama5. مجازاة [مُجَازَاة]Anlamı: üzüntü ve acı veren uygulama6. عقاب [عِقَاب]Anlamı: üzüntü ve acı veren uygulama7. عقوبة [عُقُوبَة]Anlamı: üzüntü ve acı veren uygulama -
15 ceza
"punishment; penalty; fine" -
16 ceza
"1.punishment; penalty. 2. law sentence, punishment. 3. law fine. 4. sports penalty. 5. retribution. -yı ağırlatıcı sebepler law aggravating circumstances. - alanı soccer penalty area. - almak 1. (for a student) to be punished. 2. /dan/ to fine. - atışı 1. soccer penalty kick. 2. basketball, ice hockey penalty shot. -sını bulmak to get one´s just deserts. -ya çarptırılmak to be fined; to be punished; to be penalized; to be sentenced. -ya çarptırmak /ı/ to fine; to punish; to penalize; to sentence. - çekmek to serve a sentence. -sını çekmek 1. /ın/ to suffer (for a deed), get one´s just deserts. 2. to serve one´s prison sentence. - görmek to be punished. -yı hafifletici sebepler law extenuating circumstances. - hukuku criminal law. -nın infazı execution of a sentence. -ya kalmak to stay in after school, be kept in. - kanunu criminal code. - kesmek/yazmak /a/ to fine. - mahkemesi criminal court. -yı mucip punishable. - muhakeme usulü penal proceedings, criminal procedure. - reisi judge in a criminal court. - sahası soccer penalty area. -nın sukutu quashing of the conviction. -nın takdiri determination of punishment. -nın tebdili commutation of a sentence. -nın tecili suspension of a sentence. - vermek 1. /a/ to punish; to fine. 2. to pay a fine. - vuruşu 1. soccer penalty kick. 2. golf penalty stroke. - yemek to be punished; to be penalized; to be fined." -
17 ceza
cəza -
18 ceza
penále; pokuta; potrestání; trest; trestání -
19 ceza atışı
-
20 ceza sahası
См. также в других словарях:
Ceza — Surnom Fatalrhymer Nom Bilgin Özçalkan Naissance 31 décembre 1977 Istanbul Turquie Activité principale Rappeur Genre musical Rap Turc An … Wikipédia en Français
Ceza — Birth name Bilgin Özçalkan Born December 31, 1977 (1977 12 31) (age 33) Origin Üsküdar, Turkey Genres HipHop, Rap … Wikipedia
Ceza — Datos generales Nombre real Bilgin Özçalkan Nacimiento 31 de diciembre de 1977 (33 años) Origen Üsküdar … Wikipedia Español
Ceza — (* 31. Dezember 1977 in Üsküdar/Istanbul; türk. „die Strafe“; bürgerlich Bilgin Özçalkan) ist ein türkischer Rapper. Inhaltsverzeichnis 1 Leben und Karriere 2 Diskographie 2.1 Alben … Deutsch Wikipedia
ceza — is., Ar. cezāˀ 1) Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım 2) huk. Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım ... kimse insan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ceza — Джеза Ceza Основная информация Полное имя … Википедия
cezâ — (A.) [ ءاﺰﺝ ] 1. karşılık. 2. ceza … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ceza yazmak — ceza kesmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ceza alanı — is., sp. Futbolda bir oyuncunun bilerek yaptığı kural dışı davranışın penaltı ile cezalandırıldığı veya kalecinin topu elle tutmasına izin verildiği alan, penaltı alanı, ceza sahası, penaltı sahası … Çağatay Osmanlı Sözlük
ceza reisi — is. Ağır ceza mahkemesi başkanı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ceza sahası — is., sp. Ceza alanı … Çağatay Osmanlı Sözlük