-
1 ceza vuruşu
sport Strafstoß m -
2 ceza vuruşu
n. penalty kick--------ceza vuruşu (buz hokeyi)n. penalty shot -
3 ceza
ceza [ɑː] Strafe f, Bußgeld n;ceza alanı SPORT Strafraum m;ceza almak eine Strafe bekommen;ceza çekmek eine Strafe verbüßen (-den wegen G);ceza hukuku Strafrecht n;ceza kanunu Strafgesetzbuch n;-e ceza kesmek jemandem eine Geldstrafe auferlegen;ceza muhakemeleri usulü kanunu Strafprozessordnung f;ceza ödemek Strafe zahlen;ceza sahası SPORT Strafraum m;b-ni ceza vermek jemanden bestrafen;ceza vermek (oder ödemek) Strafe zahlen;ceza vuruşu SPORT Strafstoß m;cezayı ağırlatıcı sebepler strafverschärfende Umstände m/pl;cezasını bitirmek (oder doldurmak) seine Strafe absitzen;cezasını bulmak seine verdiente Strafe finden;-in cezasını çekmek oder görmek büßen müssen (für A);cezaya kalmak Schüler nachsitzen müssen;ağır ceza Freiheitsstrafe f (Türkei über 5 Jahre);hapis cezası Gefängnisstrafe f; -
4 ceza atışı
-
5 ceza
"1.punishment; penalty. 2. law sentence, punishment. 3. law fine. 4. sports penalty. 5. retribution. -yı ağırlatıcı sebepler law aggravating circumstances. - alanı soccer penalty area. - almak 1. (for a student) to be punished. 2. /dan/ to fine. - atışı 1. soccer penalty kick. 2. basketball, ice hockey penalty shot. -sını bulmak to get one´s just deserts. -ya çarptırılmak to be fined; to be punished; to be penalized; to be sentenced. -ya çarptırmak /ı/ to fine; to punish; to penalize; to sentence. - çekmek to serve a sentence. -sını çekmek 1. /ın/ to suffer (for a deed), get one´s just deserts. 2. to serve one´s prison sentence. - görmek to be punished. -yı hafifletici sebepler law extenuating circumstances. - hukuku criminal law. -nın infazı execution of a sentence. -ya kalmak to stay in after school, be kept in. - kanunu criminal code. - kesmek/yazmak /a/ to fine. - mahkemesi criminal court. -yı mucip punishable. - muhakeme usulü penal proceedings, criminal procedure. - reisi judge in a criminal court. - sahası soccer penalty area. -nın sukutu quashing of the conviction. -nın takdiri determination of punishment. -nın tebdili commutation of a sentence. -nın tecili suspension of a sentence. - vermek 1. /a/ to punish; to fine. 2. to pay a fine. - vuruşu 1. soccer penalty kick. 2. golf penalty stroke. - yemek to be punished; to be penalized; to be fined."
См. также в других словарях:
ceza vuruşu — is., sp. Penaltı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ceza — is., Ar. cezāˀ 1) Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım 2) huk. Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım ... kimse insan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vuruş — is. 1) Vurma işi veya biçimi Bazen kalbinin hafif ve sık çarpıntıları arasında ansızın tokmak gibi vuruşlar var. P. Safa 2) müz. Bir ölçüyü oluşturan eşit sürelerden her biri, darp İki vuruşu olan ölçü. 3) tek. Bir kuvvetin etkileme süresi ile… … Çağatay Osmanlı Sözlük
penaltı — is., sp., İng. penalty 1) Futbol ve hentbolda ceza alanı içinde yapılan kural dışı bir hareket sebebiyle yalnız kalecinin koruduğu kaleye ortadan ve tam karşıdan yapılan atış, ceza atışı, ceza vuruşu En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de… … Çağatay Osmanlı Sözlük
atış — is. 1) Atma işi veya biçimi 2) Kalp veya nabzın vuruşu, çarpışı Birleşik Sözler atış yeri endirekt atış çengel atış çift atış potalı atış başlama atışı … Çağatay Osmanlı Sözlük