Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

buyurmak

  • 21 tenezzül

    а пониже́ние; паде́ние; упа́док

    -a tenezzül etmek — а) соблаговоли́ть; соизво́лить; снизойти́; удосто́ить чего; б) опуска́ться, понижа́ться; па́дать; приходи́ть в упа́док

    -mak tenezzülünde bulunmak — снизойти́ до кого-чего

    tenezzül buyurmak — соблаговоли́ть, соизво́лить; удосто́ить чего

    Büyük Türk-Rus Sözlük > tenezzül

  • 22 buyurma

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > buyurma

  • 23 emretmek

    أمر [أَمَرَ]
    Anlamı: buyurmak, emir vermek

    Türkçe-Arapça Sözlük > emretmek

  • 24

    "1. work, labor. 2. job, employment, work. 3. duty, job. 4. occupation, line of work, work. 5. business, trade, commerce. 6. business, matter, affair. 7. the important thing; the chief problem. 8. secret or dubious side (of an affair). 9. slang trick. 10. event, something. 11. way of behaving; course of action. 12. something worth doing. 13. phys. work. -ler açılmak for trade to become brisk. -inin adamı a man who knows his job. - akdi labor contract. -in alayında olmak not to take (a thing) seriously; to take (it) as a joke. -ten alıkoymak /ı/ to interrupt (someone) at his work. -i Allaha kalmak (for someone) to be in the soup, be beyond help. -i altın. colloq. He is prospering. -ten anlamak to know what one is doing, know one´s business. - anlaşmazlığı labor dispute. -ten artmaz, dişten artar. proverb You save money not by making more but by spending less. -ten atmak /ı/ to fire, dismiss. - ayağa düşmek for a project to fall into the hands of irresponsible and incompetent people. -i azıtmak to go too far, overstep the mark. -ine bak. colloq. Mind your own business. -e bakmak to get to work on something; to be at work on something. -e balta ile girişmek to set about doing something like a bull in a china shop. - başa düşmek to have to do something oneself. - başarı belgesi letter of recommendation, recommendation. -in başı the crux, the central point. - başında 1. on the job. 2. during work time. - başındakiler the leaders. -i başından aşmak/aşkın olmak to be extremely busy. - başında bulunmak to be working. - başına geçmek to take the lead; to come to power. -ler becermek to be up to no good. -i bırakmak 1. to quit a job. 2. to stop working. 3. to go on strike. -ten (bile) değil! colloq. It´s very easy. - bilenin kılıç kuşananın. proverb 1. The person who knows how to use something properly is the one who is entitled to possess it. 2. Possession creates a claim of ownership. - bilmek to be skillful; to be capable. -ini bilmek 1. to know how to exploit a situation to one´s own advantage. 2. to be conscientious about one´s job. 3. to be well-qualified for one´s job. - birlikli collective, joint, common. - bitirmek 1. to complete a job successfully. 2. (for something) to be suitable for the job in hand. -ini bitirmek 1. to finish one´s own work. 2. /ın/ to finish (another´s) job. 3. /ın/ colloq. to cook (someone´s) goose. 4. /ın/ colloq. to finish off, bump off, kill. - bitmek 1. for an affair to be settled. 2. /dan/ for the outcome of a job to depend on (someone´s) efforts. -i bitmek 1. for a job in hand to finish. 2. colloq. to be very tired, be worn to a frazzle. -i bozulmak for one´s business affairs or an undertaking to go awry/take a downward turn. - buyurmak /a/ to order (someone) around; to tell (someone) to do a job. - çatallanmak for a job to get complicated. - çığırından çıkmak for a situation to get out of hand. - çıkarmak 1. to do a lot of work. 2. /a/ to give (a person) something disagreeable to do. 3. to cause trouble; to create difficulties. - çıkmak 1. for work to be done/be turned out/be produced. 2. for trouble or a problem to come up/arise. - çıkmaza girmek for things to reach an impasse. - dayıya düştü. colloq. It´s time for an expert to take over. - donu shalwars, very baggy trousers. -i dökmek /a/ 1. unintentionally to become, turn into: İşi öğretmenliğe döktü. He´s unintentionally become a teacher. 2. to act as if: İşi oyuna döktü. He acted as if it were a game. -i duman olmak slang to be in the soup, be in trouble. - düşmek /a/ for a job or duty to fall to or on. -i düşmek /a/ 1. to have to go (somewhere or to someone) on business. 2. to need (someone´s) help. - edinmek /ı/ to make (something) one´s special concern. -ten el çektirmek /a/ to remove (someone) from office. -/-inin eri a person who does his job well. - geçiştirme perfunctory work. -ine gelmek to suit one´s interests, accord with one´s plans. -e girişmek to embark on a job enthusi

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük >

  • 25 tenezzül

    "deigning, condescension, lowering oneself. - buyurmak /a/ to be so kind as to (do something). - etmek /a/ to deign to, condescend to; to lower or demean oneself for the sake of (something)."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > tenezzül

  • 26 teşrif

    1. visit. 2. /a/ going to: Teşrif nereye? Where are you going? 3. honoring. - etmek/buyurmak 1. /a/ to visit, honor (someone, a place) by visiting him/her/it. 2. /a/ to go to (a place). 3. /ı/ to honor.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > teşrif

См. также в других словарях:

  • buyurmak — buyurmak, emretmek III, 186 buz buz, I, 186, 353, 425; II, 214, 346; III, 123, 297 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • buyurmak — i, e 1) Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek Ahlak sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur. N. Ataç 2) Söylemek, demek, düşüncesini bildirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ihsan etmek (veya buyurmak) — bağışta bulunmak, bağışlamak Allah bir de kız çocuk ihsan etseydi, bu ismi verecektim. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • müsaade etmek (veya buyurmak) — 1) izin vermek Rica ederim, bize artık müsaade edin! O. C. Kaygılı 2) geçiş için yol vermek, yol açmak 3) elverişli, uygun olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • emir vermek — buyurmak, buyruk vermek Eczaneye, doğru eczaneye, diye emir verdi. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • бујрум — (тур. buyurmak) повелете …   Macedonian dictionary

  • buiurdiu — buiurdíu, buiurdíuri, s.n. (înv.) ordin scris de un paşă, de un vizir. Trimis de blaurb, 24.03.2006. Sursa: DAR  buiurdíu ( íe), s.n – (înv.) Ordin, decret. – var. buiuruldiu, buiurultiu, buiurlău, buiurdismă. tc. buyur(ul)du ordin dat de un… …   Dicționar Român

  • buyurma — is. Buyurmak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • emretmek — i, e, der, Ar. emr + T. etmek Buyurmak, emir vermek Bunu böyle istiyorum ve böyle emrediyorum. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller emretti patrik efendi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • emreylemek — i, e, Ar. emr + T. eylemek Buyurmak, emretmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yasaklamak — i Bir şeyin yapılmamasını buyurmak veya istemek Kanunun gösterdiği yetkili merci ... belirli bir toplantı ve gösteri yürüyüşünü yasaklayabilir. Anayasa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»