-
1 bulmak
ألفىوجد -
2 bulmak
-
3 keşfetmek
1. أبدع [أَبْدَعَ]2. أطرف [أَطْرَفَ]3. ابتدع [اِبْتَدَعَ]4. ابتكر [اِبْتَكَرَ]5. اخترع [اِخْتَرَعَ]6. اكتشف [اِكْتَشَفَ]7. بدع [بَدَعَ]8. حسر [حَسَرَ]9. كشف [كَشَّفَ] -
4 saymak
1. أجل [أَجَلَّ]Anlamı: saygı göstermek2. أحصى [أَحْصَى]Anlamı: sayısını bulmak3. أعظم [أَعْظَمَ]Anlamı: saygı göstermek4. أكبر [أَكْبَرَ]Anlamı: saygı göstermek5. أمجد [أَمْجَدَ]Anlamı: saygı göstermek6. احترم [اِحْتَرَمَ]Anlamı: saygı göstermek7. احتسب [اِحْتَسَبَ]Anlamı: sayısını bulmak8. اعتبر [اِعْتَبَرَ]Anlamı: saygı göstermek9. بجل [بَجَّلَ]Anlamı: saygı göstermek10. حسب [حَسَبَ]Anlamı: sayısını bulmak11. حصر [حَصَرَ]Anlamı: sayısını bulmak12. شرف [شَرَّفَ]Anlamı: saygı göstermek13. عد [عَدَّ]Anlamı: sayısını bulmak14. عدد [عَدَّدَ]Anlamı: sayısını bulmak15. عظم [عَظَّمَ]Anlamı: saygı göstermek16. فخم [فَخَّمَ]Anlamı: saygı göstermek17. كرم [كَرَّمَ]Anlamı: saygı göstermek18. مجد [مَجَّدَ]Anlamı: saygı göstermek19. هاب [هابَ]Anlamı: saygı göstermek20. وقر [وَقَّرَ]Anlamı: saygı göstermek -
5 araştırmak
1. استقصى [اِسْتَقْصَى]2. اشتف [اِشْتَفَّ]3. تحسب [تَحَسَّب]4. تقصى [تَقَصَّى]5. جاس [جاسَ] -
6 bulunmak
1. توافر [تَوَافَرَ]Anlamı: bulmak işine konu olmak2. توفر [تَوَفَّرَ]Anlamı: bulmak işine konu olmak -
7 onamak
1. صوب [صَوَّبَ]Anlamı: bir işi doğru ve uygun bulmak2. وثق [وَثَّقَ]Anlamı: bir işi doğru ve uygun bulmak -
8 avunmak
تسلى [تَسَلَّى]Anlamı: bir şeyle uğraşarak acısını unutmak, teselli bulmak -
9 barıştırmak
لأم [لَأَمَ]Anlamı: aralarını bulmak, barışmalarını sağlamak -
10 beğenmek
استحسن [اِسْتَحْسَنَ]Anlamı: iyi veya güzel bulmak -
11 eleştiri
انتقاد [اِنْتِقاد]Anlamı: bir konuyu, doğru ve yanlış yanlarını bulmak maksadıyla inceleme ışı, tenkit -
12 garipsemek
استغرب [اِسْتَغْرَبَ]Anlamı: bir şeyi garip, tuhaf ve uygunsuz bulmak -
13 kızışmak
1. اشتد [اِشْتَدَّ]Anlamı: sert, kızışık bir durum almak2. تشدد [تَشَدَّدَ]Anlamı: sert, kızışık bir durum almak3. سخن [سَخُنَ]Anlamı: yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak -
14 ortalamak
توسط [تَوَسَّطَ]Anlamı: ortasını bulmak
См. также в других словарях:
bulmak — I, 123, 215, 304, 360, 384, 398, 407, 445, 463, 508; I I, 21, 22. 29, 316; III, 12, 90, 440 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
bulmak — i, ur 1) Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyi elde etmek 3) Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek Paramı buldum. 4) Varlığı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulmak — olmak, mevcud … Çağatay Osmanlı Sözlük
formül bulmak — bir işi çözümleyecek çıkar yol bulmak, çözüm bulmak O, bu nazik duruma karşı bir formül bulmuştu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir yolunu bulmak — 1. bir işi sonuçlandırmak için çare bulmak 2. çare bulmak, çözüm üretmek Hemen bir yolunu bulurlar yükü üstlerinden aşırmanın. A. Ağaoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
layığını bulmak — 1) dengini, yaraşır eşini bulmak 2) hak ettiği cezayı bulmak İster misin, Tayfun un da gözüne ilişsin; layığını bulmuş diye sevinsin. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
alıcı bulmak — müşteri bulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
antipatik bulmak — sevimsiz bulmak, kanı kaynamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bal alacak çiçeği bilmek (veya bulmak) — çıkar sağlanabilecek yeri veya şeyi bilmek, bulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
haklı bulmak — davasını, iddiasını, düşüncesini, davranışını doğru bulmak, yerinde görmek Müdür onu haklı buldu … Çağatay Osmanlı Sözlük
koca bulmak — kız veya kadın kendisi ile evlenecek bir erkek bulmak Üstelik kadının adı da çıktı, bir daha koca bulamadı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük