-
1 boynunu bükmek
а) пону́рить го́лову, приуны́ть, пони́кнутьб) покори́ться -
2 boynunu vurmak
отруби́ть го́лову, обезгла́вить -
3 boynunu vurma
n. decapitation* * *decapitation -
4 boynunu uzatmak
v. crane one's neck, stretch one's neck, extend one's neck (in order to see) -
5 boynunu vurmak
v. behead -
6 boynunu bükmek
to show humility, to abase oneself -
7 boynunu vurmak
to decapitate -
8 kır boynunu!
убира́йся!; вон! -
9 boyun
ше́я (ж)* * *выпад. -ynu1) ше́я2) ше́йка, го́рлышко (бутылки и т. п.)3) перева́л, го́рный прохо́д, седлови́на••- boynu altında kalsın!
- boyun borcu
- boynunu bükmek
- boynuna geçirmek
- boynu kıldan ince
- boyun kırmak
- boynuna sarılmak
- boyun vermek
- boynunu vurmak -
10 boyun
boyun borcu (unabdingbare) Pflicht;boyun eğmek fig sich ergeben; nachgeben;boynu bükük hilflos, allein;boynuna almak auf sich nehmen;-i -in boynuna atmak jemandem etwas in die Schuhe schieben;-in boynuna binmek jemandem zusetzen;boyun oder boynunu bükmek sich fügen, nachgeben;boynunu vur(dur)mak jemanden enthaupten (lassen) -
11 kırmak
лома́ть обижа́ть переби́ть* * *-i1) разбива́ть, лома́ть тж. перен.bardağı kırmak — разби́ть стака́н
hayatını kırmak — искале́чить чью-л. жизнь
hevesini kırmak — отби́ть охо́ту
kalbini kırmak — разби́ть чьё-л. се́рдце
kayak yaparken düşüp kolunu kırdı — ката́ясь на лы́жах, он упа́л и слома́л ру́ку
2) дроби́ть, коло́тьarpa kırmak — дроби́ть ячме́нь
odun kırmak — коло́ть дрова́
taş kırmak — дроби́ть ка́мень
3) перен. слома́ть, сокруши́ть; поби́тьdirencini kırmak — сломи́ть чьё-л. сопротивле́ние
dünya rekorunu kırmak — поби́ть мирово́й реко́рд
düşman hücumunu kırmak — отби́ть вра́жескую ата́ку
4) уничтожа́ть, истребля́тьkırıp geçirmek — переби́ть, уничто́жить
soğuk ekinleri kırdı — посе́вы поби́ло моро́зом
düşmanı kırmak — уничто́жить врага́
soğuk çok hayvan kırdı — от хо́лода па́ло мно́го скота́
5) понижа́ть, снижа́тьfiyat kırmak — сбива́ть це́ну
itibarını kırmak — подорва́ть чей-л. авторите́т
6) сгиба́ть, скла́дыватьforma kırmak — полигр. фальцева́ть
7) повора́чивать (в какую-л. сторону)direksiyonu sola kırmak — поверну́ть руль [автомоби́ля] вле́во
dümeni kırmak — поверну́ть руль су́дна
8) перен. обижа́ть, огорча́тьben kimseyi kırmak istemem — я не хочу́ никого́ обижа́ть
9) фин. дисконти́роватьbono kırmak — дисконти́ровать ве́ксель
10) арго смота́ться, смы́ться••- kırıp dökmek
- kırıp sarmak -
12 kolpomikroskopi
Kolpomikroskopiya; uşaqlıq boynunu boyayaraq xüsusi mikroskopla müayinəsi -
13 uterometre
Histerometr; uşaqlıq boynunu ölçmək üçün alət -
14 boyun
1) Hals mboynunu vurmak den Kopf abschlagen3) \boyun eğmek sich beugen [o fügen]kadere \boyun eğmek sich in sein Schicksal ergebenboynuna almak übernehmen, auf sich nehmen -
15 vurmak
I vt1) erschießen; (av) abschießenbirini arkadan \vurmak ( fig) jdm in den Rücken fallen2) schlagen; ( boynunu) abschlagenbir taşla iki kuş \vurmak ( fam) zwei Fliegen mit einer Klappe schlagen3) spannenbirini boyunduruğa \vurmak jdn ins Joch spannen4) ( ayağını) scheuernyeni ayakkabılar ayağımı vuruyor die neuen Schuhe scheuern5) ( çarpmak) stoßenkafasını köşeye \vurmak mit dem Kopf an eine Ecke stoßen6) ( fam)birinin parasını \vurmak jdn um sein Geld prellenikiyi dörde \vurmak die Zwei mit der Vier multiplizieren8) ( tekme)birine tekme \vurmak jdm einen Fußtritt geben [o versetzen]9) treffenbirini kalbinden \vurmak jdn ins Herz treffenII vi1) schlagen (-e auf) ( fam), hauen (-e auf)masaya \vurmak auf den Tisch schlagen2) schlagen (-e) ( fam), hauen (-e)anne, Hasan bana vurdu! Mama, Hasan hat mich gehauen!3) zuschlagen (-le mit)muşta ile \vurmak mit einem Schlagring zuschlagen4) (an) klopfen5) stoßenbeynimden vurulmuşa döndüm ich war wie vor den Kopf gestoßen6) aptallığa \vurmak sich dumm anstellen -
16 kırmak
"/ı/ 1. to break. 2. to chop or split (wood). 3. to crush; to grind coarsely. 4. to fold (printed sheets). 5. to break, destroy (one´s resistance, strength, pride, or desire). 6. (for war, disease) to kill, cut down. 7. to reduce (a price). 8. to offend, hurt. 9. backgammon to win (an opponent´s piece). 10. to turn (a rudder, steering wheel) sharply to one side. 11. to mitigate, abate, break (the severity of a cold spell, the unpleasant effects of something). 12. slang to run away, clear out, make tracks. Kır boynunu! colloq. Scram!/Beat it! kırıp dökmek /ı/ to destroy, break. kırıp geçirmek /ı/ 1. to wipe out, destroy utterly. 2. to offend (someone) greatly. 3. to make (people) split their sides laughing. kıran kırana (fighting) savagely, with no holds barred; with might and main. kırdığı koz kırkı/bini aşmak to make one gaffe after another."
См. также в других словарях:
boynunu bükmek — 1) acındırıcı, çaresiz bir durumda kalmak Biraz düşündükten sonra ağır ağır başını eğip yere baktı ve boynunu büktü. Y. Z. Ortaç 2) bir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek Nevin hayretle boynunu bükerken içeri Behiç girdi. P. Safa 3) bitki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynunu kırmak — hlk. çekip gitmek Daha bir ay tutunamazlar, boyunlarını kırarlar deniliyordu. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynunu uzatmak — her şeye, her cezaya razı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynunu vurmak — başını keserek öldürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kır boynunu! — defol! çekil! git! anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
deveye burç gerek olursa boynunu uzatır — kişi kendisine gerek olan şeyi elde etmek için yorgunluğa katlanmalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyun bükmek — boynunu bükmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
TETALLU' — Boynunu uzatarak başını kaldırma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
boyun — is., ynu, anat. 1) Gövdenin başla omuz arasında kalan bölgesi Ellerini bu defa, boynuna sıkıştırdığı beyaz peçeteye sildi. A. İlhan 2) Testi, şişe, güğüm gibi kaplarda dar olan üst kısım 3) Sorumluluk 4) coğ. Dağ sırtlarında geçmeye elverişli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyun — is. 1. Başın bədənlə birləşən hissəsi. Yoğun boyun. Əyri boyun. Uzun boyun. Boynundan yapışmaq. 2. Paltarın, boğazı dövrələyən hissəsi. Paltonun boynu. Dik boyun. Köynəyin boynu dardır. 3. Arabaya və kotana qoşulan cüt heyvan (öküz, ya kəl).… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
aman — is. <ər.> 1. Əmin amanlıq, əmniyyət, təhlükəsizlik, qorxusuzluq, dinclik. 2. Möhlət, macal, imkan. Aman vermək – macal vermək, imkan vermək, vaxt vermək, rahat buraxmaq. <Molla İbrahim Xəlil:> Gümüş xahiş edənlər bir mərtəbədə çoxdur… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti