Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

boğazına

См. также в других словарях:

  • boğazına düşkün — sf. Yiyip içmeyi çok seven (kimse) Siz değilsiniz ama onun biraz boğazına düşkün olduğunu bilirsiniz. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boğazına bir yumruk tıkanmak (veya gelip oturmak) — konuşamaz olmak, sesi çıkmamak Babasının adı anılınca Ferit in boğazına bir yumruk tıkandı. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boğazına kadar — pek çok, gereğinden fazla, aşırı ölçüde Baba daima boğazına kadar borç içinde yaşar, müsrif, batakçı bir memurdu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boğazına sarılmak — üstüne yürümek Tam boğazına sarılacaktım, yere düştü, bir daha kalkamadı. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boğazına dikkat etmek — yiyeceğine, içeceğine özen göstermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boğazına dizilmek — üzüntü, kaygı vb. sebeplerle isteksiz yemek, iştahı kesilmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boğazına durmak — yediği şeyi yutamamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boğazına indirmek — fazla ve gelişigüzel yemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dili boğazına akmak — konuşamaz olmak, sesi soluğu çıkmamak Kılıcı görünce dili boğazına aktı hayranlığından. Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreği boğazına tıkanmak — sıkılmak, üzülmek, dertlenmek Yüreğim boğazıma tıkanmış bir hâlde, bu basit, bu aşağılık konuşmaları dinliyorum. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • canı ağzına (veya boğazına) gelmek — 1) büyük bir tehlike karşısında ölecekmiş gibi bir korkuya kapılmak Bunlardan biri elimden kayarak ayağım üstüne şiddetle düşüverdi, az kalsın canım ağzıma gelecekti. Y. K. Karaosmanoğlu 2) aşırı duygulanmak, çok heyecanlanmak Bitip tükenmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»