-
1 копиться
-
2 аккумулировать
birikmek, biriktirmek, toplamakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > аккумулировать
-
3 скапливать
birikmek, yığmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > скапливать
-
4 набираться
несов.; сов. - набра́ться1) (скапливаться, собираться) birikmek; dolmakв зал набрало́сь мно́го наро́ду — salona çok halk doluştu
2) sayısı...a varmak /...ı bulmakе́сли жела́ющих наберётся челове́к де́сять — sekiz on istekli çıkarsa
3) göstermek; edinmek; kapmakнабра́ться на́глости утвержда́ть, что... —...ı iddia etmek yüzsüzlüğünü göstermek / gösterebilmek
набра́ться о́пыта — tecrübe edinmek, pişmek
у кого́ ты набра́лся э́тих / таки́х привы́чек? — bu hayları kimden / kimlerden kaptın?
4) в соч.набра́ться блох — pirelenmek
-
5 накапливаться
несов.; сов. - накопи́ться -
6 нападать
saldırmak* * *I нап`адатьсов.düşmek; düşe düşe birikmekII напад`атьнесов.; сов. - напа́сть1) saldırmak; basmak; baskın yapmak (совершать внезапный налёт на деревню, помещение и т. п.)2) разг. (о с.-х. вредителях) dadanmak, musallat olmakна де́рево напа́л како́й-то червь — ağaca bir kurt dadandı
напа́сть на след кого-чего-л. — birinin, bir şeyin izini bulmak / yakalamak
4) ( овладевать) kapılmak; almak; sarmakна неё напа́л страх — korkuya kapıldı; onu bir korkudur aldı
5) разг. (обрушиваться с упреками и т. п.) çatmak; saldırmak -
7 нарастать
artmak* * *1) bağlamakна камня́х наро́с мох — taşlar yosun bağladı / yosunlandı
2) тк. несов. ( увеличиваться) artmak; yükselmek; kabarmak; yoğunlaşmak; şiddetlenmekнараста́ющая волна́ — тж. перен. kabaran / yükselen dalga
столкну́ться с нараста́ющим отпо́ром — gittikçe büyüyen bir dirençle karşılaşmak
3) (о долгах, процентах) birikmek4) ( о траве) bitmek -
8 скапливаться
несов.; сов. - скопи́тьсяbirikmek; toplanmak, yığışmak ( о людях) -
9 стекать
несов.; сов. - стечьakmak; sızmak; akıp birikmek (во что-л.)дать воде́ стечь — suyunu akıtmak
с промо́кших наскво́зь ребя́т стека́ла вода́ — sırsıklam olmuş çocukların üstlerinden sular sızıyordu
См. также в других словарях:
birikmek — nsz 1) Toplanıp yığılmak Meydanlarda çamurlar, sular birikirdi. S. F. Abasıyanık 2) Birbirine eklenip çoğalmak Sana verilecek havadislerim birikti. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
teraküm etmek — birikmek, yığılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
irkmek — birikmek, yığılmak, toplanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
birikivermek — nsz Çabucak birikmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dökülmek — nsz 1) Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü. S. F. Abasıyanık 2) Kumaş dökümlü olmak 3) Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak 4) e Düşmek Bizim motor ikiye bölünüp suya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göllenmek — nsz, hlk. Akarsu, çukurlarda birikmek, gölcük olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
irkilmek — nsz 1) Ürkerek geri çekilir gibi olmak Elimi omzuna koyuyorum. İrkiliyor, sertçe çeviriyor bakışını. E. Bener 2) Şaşırıp duraklamak 3) biy. Vücudun bir yeri dışarıdan gelen bir uyarıcının etkisiyle kanlanıp şişmek, taharrüş etmek 4) hlk. Akan bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
irkmek — nsz, er, hlk. 1) Birikmek 2) Biriktirmek, toplamak 3) Tiksinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanlanmak — nsz 1) Kan bulaşmak Sargı kanlandı. 2) Kanı çoğalmak 3) Bir organda kan birikmek Kanlanan gözlerinden sıcak yaşlar akıyor, heyecan ve yorgunluğundan nefesi tıkanıyordu. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kireçlenmek — nsz 1) Kireç dökülmek veya saçılmak 2) Kireç sürülmek Ağaçlar kireçlendi. 3) Kireç bulaşmak Pantolonunuz kireçlenmiş. 4) Organik dokularda, dokunun görevine engel olacak derecede kalsiyum tuzları birikmek 5) bit. b. Bitkilerin hücre zarlarında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lığlanmak — nsz Üstünde lığ birikmek … Çağatay Osmanlı Sözlük