-
1 bir olmak
зы хъун, зэкъотын, зэдэштэн, зэбгъодэхьан -
2 olmak
1) ХЪУН, КЪЭХЪУН2) (bir yerli olmak) ЩЫЩЫН (ЩЫЩ(щ) (СЫЩЫЩ(щ), УЩЫЩ(щ) -
3 bir fikirde olmak
ягупшысэ, яакъыл зы зъун -
4 durmak
1. уцун/ увыIэн, ЗЭГЪЭН1) (ayakta durur durumda olmak) ЩЫТЫН (ЩЫТ(щ)3) (yaramazlık yapmak) ЗЭГЪЭН; (МЭЗАГЪЭ)2.2) (ayakta durmak) уцун/ увын (уцугъэ/ уващ: durdu/ayakta durdu; мэуцу/ мэув: duruyor/ayakta duruyor)3) (ayakta durmak/ yoluna girmek) зэтеуцон/ зэтеувэн; (зэтеуцуагъ/ зэтеуващ: ayakta durdu/yoluna gIrdi; зэтеуцо/ зэтоувэ: ayakta duruyor/yoluna giriyor)4) (duraklamak) уцун/ увыIэн; уцугъэ/ увыIащ: durdu/durakladı; мэуцу/ мэувыIэ: duruyor/gelirken duruyor3.1) (giderken duraklamak) къызэтеуцон/ къызэтеувыIэн; къызэтеуцуагъ/ къызэтеувыIащ: giderken durakladı2) (giderkendurmak) къэуцун/ къэувыIэн; къэуцугъ/ къэувыIащ: giderken durdu; къэуцу/ къоувыIэ: giderken durakladı
См. также в других словарях:
bir olmak — bir araya gelmek, iş birliği yapmak Baba oğul bir oldular, ilkin çerçeveleri söküp düzelttiler. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir hoşluğu olmak — bir rahatsızlığı, bir neşesizliği olmak Bir hoşluğu var üstünde bugün / Dursun Ağa nın / Biraz başı ağrıyor / Biraz dişi ağrıyor. O. Rifat … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir atımlık barutu olmak (veya kalmak) — bir konuda yapabileceği çok az şeyi bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
olmak — nsz, ur 1) Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. S. F. Abasıyanık 2) Gerçekleşmek veya yapılmak 3) Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir eli yağda bir eli balda (olmak) — varlık ve bolluk içinde (olmak) Burada bir hocanım vardı. Ceza reisi kendine nikâh etti. Şimdi bir eli yağda bir eli balda. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir şeyler (veya bir şey) olmak — 1) huyu, durumu, tutumu değişmek, yeni huylar edinmek Son zamanlarda ona bir şeyler oldu. 2) bayılır gibi olmak, birden fenalık gelmek Bana bir şeyler oluyor dedi ve bayıldı. 3) ölmek Bana bir şey olursa çocuklar size emanet … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir sıkımlık canı olmak — çok cılız ve güçsüz olmak Bir sıkımlık canın var. Bu boyla bir de adam korkutmaya kalkarsın ha diye ensesine iki tokat attım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir çift — sf. 1) İki adet Bakın çantasında acep nesi var / Bir çift kundurayla bir de fesi var. Halk türküsü 2) Biraz, bir iki Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bir çift lakırtı etmek bir çift sözü olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir deri bir kemik (kalmak) — çok zayıf (olmak) Zaten bir deri bir kemik, zayıf bir adamdı. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir avuç — sf., cu 1) Az sayıda, çok az Bu bir avuç insandan hemen hiçbiri, bugün tanıtma alanında çalışmamaktadır. T. Halman 2) Bir avucu dolduracak kadar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bir avuç toprak olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük