Перевод: с турецкого на арабский

с арабского на турецкий

benzeri

  • 1 gibisi

    1. أمثولة [أُمْثُولَة]
    Anlamı: benzeri
    2. بد [بِدّ]
    Anlamı: benzeri
    3. شاهد [شاهِد]
    Anlamı: benzeri
    4. شبه [شَبَه]
    Anlamı: benzeri
    5. شبيه [شَبِيه]
    Anlamı: benzeri
    6. صنو [صِنْو]
    Anlamı: benzeri
    7. ضرع [ضِرْع]
    Anlamı: benzeri
    8. عداد [عِدَاد]
    Anlamı: benzeri
    9. عديل [عَدِيل]
    Anlamı: benzeri
    10. قرن [قِرْن]
    Anlamı: benzeri
    11. مثال [مِثَال]
    Anlamı: benzeri
    12. مثل [مَثَل]
    Anlamı: benzeri
    13. مثل [مِثْل]
    Anlamı: benzeri
    14. مثيل [مَثِيل]
    Anlamı: benzeri

    Türkçe-Arapça Sözlük > gibisi

  • 2 biricik

    1. أحد [أَحَد]
    Anlamı: eşi, benzeri olmayan
    2. أوحد [أَوْحَد]
    Anlamı: eşi, benzeri olmayan
    3. فذ [فَذّ]
    Anlamı: eşi, benzeri olmayan
    4. فرد [فَرْد]
    Anlamı: eşi, benzeri olmayan
    5. فريد [فَرِيد]
    Anlamı: eşi, benzeri olmayan
    6. متفرد [مُتَفَرِّد]
    Anlamı: eşi, benzeri olmayan
    7. منفرد [مُنْفَرِد]
    Anlamı: eşi, benzeri olmayan
    8. واحد [واحِد]
    Anlamı: eşi, benzeri olmayan
    9. وحداني [وَحْدانِيّ]
    Anlamı: eşi, benzeri olmayan
    10. وحيد [وَحِيد]
    Anlamı: eşi, benzeri olmayan

    Türkçe-Arapça Sözlük > biricik

  • 3 emsalsiz

    1. أحد [أَحَد]
    Anlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz
    2. أوحد [أَوْحَد]
    Anlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz
    3. فذ [فَذّ]
    Anlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz
    4. فرد [فَرْد]
    Anlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz
    5. واحد [واحِد]
    Anlamı: eşı benzeri olmayan, eşsiz

    Türkçe-Arapça Sözlük > emsalsiz

  • 4 benzersiz

    1. فذ [فَذّ]
    Anlamı: benzeri olmayan, eşsiz
    2. متفرد [مُتَفَرِّد]
    Anlamı: benzeri olmayan, eşsiz

    Türkçe-Arapça Sözlük > benzersiz

  • 5 camsı

    مزجج [مُزَجَّج]
    Anlamı: cam gibi saydam, cam benzeri

    Türkçe-Arapça Sözlük > camsı

  • 6 kafeterya

    كافيتريا [كَافِيتِرْيَا]

    Türkçe-Arapça Sözlük > kafeterya

См. также в других словарях:

  • benzeri — is. Aynı Birleşik Sözler ve benzerleri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eşi benzeri (veya manendi veya menendi) olmamak — benzeri olmamak Bir zamanlar Akıntıburnu nda çalarken, İstanbul da eşi manendi yokmuş. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • FERİD(E) — Benzeri pek nâdir bulunan. Benzeri bulunmayan, yektâ. * Doğrudan doğruya Kur andan ders alıp ders veren ve kuvve i kudsiye sahibi olan Evliyaullah. Yalnız ve münferid. * Zamanında eşine rastlanmıyan. Akran ve emsali yok. * Dizilmiş inci. * Bir… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • misli menendi yok — benzeri, eşi yok Bu sonbahar sabahında Gülhane Parkının misli menendi yoktur. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • FERD-İ FERÎD — Benzeri daha hiç gelmemiş. * Hz. Muhammed (A.S.M.) * Asrın en yüksek ve en değerli Zâtı. Asırda bir gelen büyük veli …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • FÂTIR — Benzeri bulunmayan şeyi yaratan. Hârika üstün san atiyle yaratan. Halkedici Allah (C.C …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MİSLİYET — Benzeri ve misli olmak. Benzerlik …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İBDA-I SAN'AT — Benzeri olmayan mükemmellikte san at eseri. İbda yapabilene mübdi , eserlerine bedi a denir …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İBTİDA' — Benzeri olmayan bir şey yaratmak. (Bak: İbd …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • emsalsiz — sf. Eşsiz, eşi benzeri olmayan, bir benzeri daha bulunmayan Yüzünde, bakışlarında, her konuya göre değişen emsalsiz bir ifade kudreti vardı. Y. Z. Ortaç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — is. 1) Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun. Ö. Seyfettin 2) Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika Kadın diye eşini bellemiş,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»