-
1 büyük bir farkla
adv. by long odds -
2 büyük bir hızla
adv. at a great pace -
3 büyük bir işe hazırlanmak
gird up one's loins -
4 büyük bir olasılıkla
most likely, very likely -
5 daha büyük bir bot kiralamak istiyorum
I'd like to rent a larger boat.Turkish-English dictionary > daha büyük bir bot kiralamak istiyorum
-
6 daha büyük bir oda gösterir misiniz
Would you please show me a larger roomTurkish-English dictionary > daha büyük bir oda gösterir misiniz
-
7 daha büyük bir şeyleriniz var mı
Do you have anything largerTurkish-English dictionary > daha büyük bir şeyleriniz var mı
-
8 büyük
1) groß, Groß-\büyük bir olasılıkla mit hoher WahrscheinlichkeitB\büyük İskender hist Alexander der Große\büyük ölçüde in hohem Maßekardeşlerimin hepsi benden \büyük alle meine Geschwister sind älter als ich -
9 büyük harf
Großbuchstabe m, Kapitalbuchstabe m\büyük harflerle in Großbuchstabenbir şeyi \büyük harflerle yazmak etw großschreiben -
10 bir bardak büyük boy bira alabilir miyim
May I have a pint of beerTurkish-English dictionary > bir bardak büyük boy bira alabilir miyim
-
11 büyük ve parlak renkli bir balık
n. DoradoTurkish-English dictionary > büyük ve parlak renkli bir balık
-
12 Kürtlerin Mazda dininden kalma Nevroz'dan sonra gelen iki büyük bayramından biri. Bir adı da Îdî/a Kurddür. Yedinci güneş ayının 16. gününe rastlar. Ayın
mîhrîcan--------mîhrîganTürk-Kürt Sözlük > Kürtlerin Mazda dininden kalma Nevroz'dan sonra gelen iki büyük bayramından biri. Bir adı da Îdî/a Kurddür. Yedinci güneş ayının 16. gününe rastlar. Ayın
-
13 большой
büyük,geniş* * *врз, тж. → сущ., мbüyük; genişбольшо́й го́род — büyük şehir
большо́й успе́х — büyük başarı
большо́й писа́тель — büyük yazar
слу́шаться больши́х — büyüklerin sözünü dinlemek
больша́я статья́ — geniş bir yazı
большо́й жи́зненный о́пыт — geniş hayat tecrübesi
большое коли́чество заводов и фа́брик — çok sayıda fabrika
все госуда́рства, больши́е и ма́лые — büyük küçük her devlet
у него́ большая семья́ — ailesi kalabalıktır
здесь большо́го ума не тре́буется — bunun için aşırı akıl gerekmiyor
по́льзоваться большо́й симпа́тией — geniş sempati görmek
сли́шком большая вы́держка — фото çok uzun poz
э́то большо́й по́льзы не принесёт — bu fazla bir yarar sağlamaz
вы́звать большо́й интере́с (у) обще́ственности — kamuoyunda geniş ilgi uyandırmak
удели́ть чему-л. большое ме́сто (в газете и т. п.) — geniş bir yer ayırmak
не бу́дет большо́й оши́бкой, е́сли... —...sa pek yanlış olmayacak
••больша́я бу́ква — büyük harf
большо́й па́лец — büyük parmak
большо́й теа́тр — Bolşoy (tiyatrosu)
большо́й ребёнок — koca bebek
больша́я ложь — koca bir yalan
кома́нда продемонстри́ровала большо́й футбо́л — takım büyük bir futbol gösterdi
-
14 ликование
büyük sevinç* * *сbüyük sevinç; bayram etmeвы́звать ликова́ние в ряда́х кого-л. — saflarında büyük bir sevinç yaratmak
-
15 шагнуть
bir adım atmak; yürümek* * *сов.1) см. шагать 2)••шагну́ть далеко́ вперёд — büyük bir ilerleme kaydetmek
-
16 пристально
büyük bir dikkatle, dikkatli dikkatliпри́стально смотре́ть на что-л. — göz kesilerek bakmak
при́стально следи́ть за разви́тием собы́тий — olayların gelişmesini yakından izlemek
-
17 рьяно
-
18 gird up one's loins
büyük bir işe hazırlanmak, hazırlanmak, paçaları sıvamak -
19 gird up one's loins
büyük bir işe hazırlanmak, hazırlanmak, paçaları sıvamak -
20 قريب به يقين
büyük bir ihtimalle
См. также в других словарях:
büyük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz. Y. Z. Ortaç 2) Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram) Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük boy — sf. Normal ölçülerden daha büyük Bir ana dans sırasında, büyük boy duvar aynalarından birini gösterdi. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük sözüme tövbe! — bir konuda çok kesin konuşulduğunda tersi bir durumun başa gelmemesi dileğini belirten bir söz Büyük sözüme tövbe, hatır ve hayalime bile getiremem. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük başın derdi büyük olur — büyük işlerin başında bulunanların karşılaşacağı güçlükler de çoktur anlamında kullanılan bir söz Mutlu değildi. Büyük başın derdi de sıkıntısı da büyük olur. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük yemin etmek — bir şeyi yapmamak konusunda en kutsal şeyler üzerine ant içmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük ünlü uyumu — is., dbl. Türkçe bir kelimenin ilk hecesinde kalın bir ünlü a, ı, o, u varsa ondan sonra gelen bütün hecelerin kalın ünlülerle, ince bir ünlü e, i, ö, ü varsa sonraki hecelerin de ince ünlülerle sürüp gitmesi kuralı, büyük sesli uyumu:… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Büyük Birlik Partisi — Partei der Großen Einheit Vorsitzender Mustafa Destici Gründungsjahr 1993 Gründer … Deutsch Wikipedia
büyük lokma ye büyük söyleme — başaramayacağın, sonuçlandıramayacağın bir konuda kesin sözler söyleme anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Bir Bakmışsın — Infobox Album Name = Bir Bakmışsın Type = Album Artist = Yalın Background = Yellow Released = April 17, 2005 Recorded = 2005 Genre = Pop rock Label = Pasaj Music Reviews = Last album = Ellerine Sağlık (2004) This album = Bir Bakmışsın (2005) Next … Wikipedia
bir bakıma — zf. Başka bir görüşle, başka bir düşünüşle Nadire Hanım bir bakıma kocasının büyük adam oluşuna seviniyor. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir selam bin hatır yapar — selam bir ilgi ve sevgi belirtisidir, gönül kazanmakta büyük önemi vardır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük