-
1 bölüştürmek
bölüştürmek v/t aufteilen -
2 bölüştürmek
vt aufteilen ( aralarında unter) -
3 bölüştürmek
-i, -e понуд. от bölüşmek -
4 bölüştürmek
бүлеп өләшү; тарату -
5 bölüştürmek
v. divide, share out, split, apportion, portion out, portion, allocate, allot, lot, mete, serve out, whack up -
6 bölüştürmek
to divide, to distribute, to share, to portion sth out -
7 bölüştürmek
"/ı, a/ to have or let (someone) divide (something); /ı/ to have (something) divided; /ı/ to let (something) be divided." -
8 eşit olarak bölüştürmek
v. even out, even -
9 бүлеп өләшү
bölüştürmek -
10 portion out
bölüştürmek, paylaştırmak* * *dağıt* * *(to divide into portions or shares: The money was portioned out among the three children.) bölüştürmek -
11 austeilen
bölüştürmekdağıtmak -
12 üleştirmek
1. اجتزأ [اِجْتَزَأَ]Anlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek2. جزأ [جَزَأَ]Anlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek3. جزأ [جَزَّأَ]Anlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek4. قسط [قَسَّطَ]Anlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek5. قسم [قَسَّمَ]Anlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek6. قسم [قَسَمَ]Anlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek7. قطع [قَطَّعَ]Anlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek8. وزع [وَزَّعَ]Anlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek -
13 répartir
-
14 allot
v. paylaştırmak, bölüştürmek, hisselere ayırmak; tahsis etmek, ayırmak; kura ile belirlemek* * *paylaştır* * *[ə'lot]past tense, past participle - allotted; verb(to give (each person) a fixed share of or place in (something): They have allotted all the money to the various people who applied.) bölüştürmek -
15 جزأ
Iجَزَأَ1. parçalamakAnlamı: parçalara ayırmak2. paralamakAnlamı: parçalamak3. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek4. bölmekIIجَزَّأَ1. parçalamakAnlamı: parçalara ayırmak2. paralamakAnlamı: parçalamak3. ufalamak4. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek5. bölmek -
16 قسم
Iقَسَّمَ1. kırpmakAnlamı: parçalara ayırmak2. kesmekAnlamı: bıçak, makas gibi bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak3. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek4. dağılmakAnlamı: değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek5. bölmekIIقَسَمantقَسَمَ1. paylaştırmakAnlamı: herkese hakkını vermek2. kesmekAnlamı: bıçak, makas gibi bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak3. üleştirmekAnlamı: pay ederek dağıtmak, bölüştürmek4. dağılmakAnlamı: değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek5. bölmekIVقَسْم1. hakAnlamı: bir pay2. seksiyonAnlamı: bölüm3. hisseAnlamı: pay, nasip4. payAnlamı: birden fazla5. nasipAnlamı: birinin payına düşen şey6. birtakımAnlamı: belirsiz olarak çokluğu anlatır7. bölüm8. cüzVقِسْم1. limeAnlamı: parça, parçalara ayrılmış, yırtık2. iş koluAnlamı: çalışma dallarından her biri3. kısım4. hizipAnlamı: bölük, kısım, klik, parti5. müdüriyetAnlamı: müdürlük6. kırıntıAnlamı: bir şeyden ayrılan küçük parça7. aksamAnlamı: kısımlar8. bölüntüAnlamı: bölünmüş parça9. hane10. nahiyeAnlamı: bölge11. bölüm12. cüz -
17 делить
bölmek,ayırmak,paylaştırmak; bölüşmek,paylaşmak* * *1) врз bölmek; ayırmak; bölüştürmek; paylaştırmak ( распределять)дели́ть четы́ре на́ два — dördü ikiye bölmek
дели́ть на́ три ча́сти — üçe bölmek / ayırmak
река́ де́лит го́род на два больши́х райо́на — ırmak kenti iki büyük bölgeye ayırır
учёные де́лят их на четы́ре ти́па — bilginler bunları dört tipe ayırıyorlar
2) bölüşmek, paylaşmakдели́ть ме́жду собо́й — kendi aralarında paylaşmak
урожа́й они́ де́лят попола́м — ürünü yarı yarıya bölüşürler
дели́ть деньги с кем-л. — parayı biriyle paylaşmak / bölüşmek
дели́ть с кем-л. и ра́дость и го́ре — birinin acı ve sevincini paylaşmak
••дели́ть шку́ру неуби́того медве́дя — ayıyı vurmadan potunu satmak
-
18 поделить
сов., врзbölüşmek; bölüştürmekде́ньги поде́лим попола́м — parayı yarı yarıya bölüşeceğiz
жюри́ подели́ло пре́мию ме́жду двумя́ произведе́ниями — jüri ödülü iki yapıt arasında bölüştürdü
••чего́ вы не подели́ли? — nedir alıp veremediğiniz?
-
19 поровну
дели́ть что-л. по́ровну — bir şeyi eşitçe bölüştürmek
-
20 распределять
несов.; сов. - распредели́ть, врзdağıtmak; üleştirmek, bölüştürmekраспределя́ть дохо́ды — gelirleri üleştirmek
распределя́ть ро́ли в пье́се / в фи́льме — rol dağıtmak
распределя́ть обя́занности — görev / vazife taksimi yapmak
распредели́ть дете́й по кла́ссам — çocukları belirli niteliklere göre sınıflara ayırmak
распределя́ть выпускнико́в / молоды́х специали́стов — mezunların görev yerlerini belirlemek
См. также в других словарях:
bölüştürmek — i, e Bölüşme işini yaptırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bölüştürme — is. Bölüştürmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bölüştürüvermek — i, e Çabucak bölüştürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dağıtmak — i 1) Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı. Y. K. Beyatlı 2) nsz Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek Muhacir kümeleri arasında ekmek dağıtmakla uğraşan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üleştirmek — i, e 1) Pay ederek dağıtmak, bölüştürmek 2) Herkesin payını kendisine vermek, bölüp dağıtmak, tevzi etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
taksim etmek — 1) bölmek, bölüştürmek, pay etmek 2) kısa bir süre çalgı çalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük