-
1 подразделяться
-
2 part company
ayrılmak -
3 part from
ayrılmak -
4 part company
ayrılmak -
5 part from
ayrılmak -
6 افترق
ayrılmak -
7 تفارق
ayrılmak -
8 تنابذ
ayrılmak -
9 weggaan
ayrılmak [-ır] v -
10 zich splitsen
ayrılmak -
11 떠나다
ayrılmak -
12 уходить
ayrılmak,gitmek; çekilmek; kaçınmak; geçip gitmek; ilerlemek,ileri olmak; taşmak* * *несов.; сов. - уйти́1) gitmek; ayrılmak; çekilmekкогда́ он ушёл? — saat kaçta gitti?
он ушёл в свою́ ко́мнату — odasına çekildi
он ушёл из до́ма и бо́льше не верну́лся — evden ayrıldı, bir daha da dönmedi
из коло́дца ушла́ вода́ — kuyunun suyu çekildi
вода́ бы́стро ушла́ в песо́к — su hızla kuma / kumlara çekildi
из ло́пнувшей трубы́ ухо́дит вода́ — çatlak borudan su kaçıyor
когда́ мы пришли́, по́езд уже́ ушёл — geldiğimiz zaman tren kalkmıştı
уйти́ в мо́ре — denize açılmak
мяч ушёл за бокову́ю ли́нию — top taça çıktı
ферзь ушёл на (по́ле) е2 — vezir e2 karesine / evine kaçtı
уходи́ть в защи́ту — спорт. müdafaaya / defansa çekilmek
уходи́ть за ковёр (о борце) — minder dışına kaçmak
2) тж. перен. kaçmak, kaçınmak; sıyrılmakуйти́ от сле́жки — takipten kaçmak
уходи́ть от защи́ты — спорт. müdafaadan sıyrılmak
кома́нде не удало́сь уходи́ть от пораже́ния — takım yenilmekten kurtulamadı
он ухо́дит от отве́та на мои́ вопро́сы — sorduğum suallerden kaçıyor
уходи́ть от отве́тственности — sorumluluğun altından sıyrılmak
уйти́ из-под контро́ля со стороны́ парла́мента — parlamento denetiminden sıyrılmak
от э́той и́стины никуда́ не уйдёшь — bu gerçekten kaçamazsın
жена́ ушла́ от него́ — karısı kaçtı / ondan ayrıldı
3) ayrılmak; çekilmek; gitmekуйти́ из литерату́ры — edebiyat alanından çekilmek
уйти́ с истори́ческой аре́ны — tarih sahnesinden çekilmek
уйти́ в отста́вку (о военном) — emekliye ayrılmak
уйти́ с вое́нной слу́жбы — askerlikten ayrılmak
уйти́ с рабо́ты — işten ayrılmak
уйти́ в о́тпуск — izne gitmek
ушел (с рабо́ты) и э́тот специали́ст — bu uzman da gitti
уйти́ со съе́зда (в знак протеста) — kongreyi terketmek
4) geçip gitmekвре́мя ещё не ушло́ — vakit var daha
го́ды ухо́дят (о возрасте человека) — yıllar geçip gidiyor
5) gitmek; almakкуда́ ушло́ сто́лько де́нег? — bunca para nereye gitti?
на э́то де́ло ухо́дит мно́го вре́мени — bu iş çok zaman alır
на пальто́ сто́лько тка́ни не уйдёт — paltoya bu kadar kumaş gitmez
6) ilerlemek, ileri olmakчасы́ ушли́ вперёд — saat ilerlemiş / ileridir
7) разг. taşmakмолоко́ ушло́ — süt taştı
8) перен. kendini... vermekуйти́ в нау́ку́ — kendini bilime vermek
с голово́й уйти́ в рабо́ту — işe dalmak, kendini işe vermek
••уйти́ в оборо́ну — savunmaya çekilmek
тж.
перен. уйти́ в себя́ — içine kapanmakуйти́ из жи́зни — hayattan ayrılmak
уходя́щий класс — göçüp giden sınıf
уше́дший от нас... (о покойном) — aramızdan ayrılan...
исто́рия э́того го́рода ухо́дит в глубо́кое про́шлое — bu kentin tarihi çok eskiye gider / iner
-
13 выбывать
ayrılmak* * *несов.; сов. - вы́бытьвыбыва́ть из го́рода — şehirden ayrılmak
выбыва́ть из дальне́йших состяза́ний — спорт. elenmek
-
14 увольняться
ayrılmak,çıkmak* * *несов.; сов. - уво́литьсяayrılmak, çıkmakувольня́ться в отста́вку — emekliye ayrılmak
увольня́ться в о́тпуск — воен. izine çıkmak
-
15 выделяться
ayrılmak; salgılanmak* * *несов.; сов. - вы́делиться1) врз ayrılmak; ayrılaşmakон бы́стро вы́делился среди́ свои́х друзе́й — dostları arasında kısa zamanda ayrılaştı / sivrildi
2) ( из организма) salgılanmak -
16 уезжать
ayrılmak,gitmek* * *несов.; сов. - уе́хатьgitmek; ayrılmakон уе́хал — gitti
он уе́хал из Москвы́ — Moskova'dan ayrıldı
-
17 drop out
ayrılmak, çıkmak, bırakmak, okulu bırakmak* * *bırak* * *( often with of) (to withdraw from a group, from a course at university, or from the normal life of society: There are only two of us going to the theatre now Mary has dropped out; She's dropped out of college.) bırakmak, ayrılmak, devam etmemek -
18 move off
ayrılmak, hareket etmek* * *((of vehicles etc) to begin moving away: The bus moved off just as I got to the bus stop.) hareket etmek, ayrılmak -
19 depart
ayrilmak, gitmek, hareket etmek, kalkmak; (from ile) sapmak, ayrilmak, dönmek -
20 part with
ayrılmak, elden çıkarmak* * *(to give away or be separated from: He doesn't like parting with money.) gözden çıkarmak
См. также в других словарях:
ayrılmak — e 1) Ayırma işine konu olmak Geçen hafta, Akşehir de Nasrettin Hoca törenine ayrılmıştı. F. R. Atay 2) den Bir yerden, bir kimseden, bir şeyden uzaklaşmak ... rahat bir tavırla yanındaki adamdan ayrıldı. Y. K. Karaosmanoğlu 3) den Boşanmak Artık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
izne çıkmak (veya ayrılmak) — bir iş yerinde üst makamların onayıyla belli bir süre için görevinden ayrılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
okuldan ayrılmak — öğrenime son vermek Ortaokulun üçüncü yılına geçince okuldan ayrıldı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıskartaya çıkmak (veya ayrılmak) — değersiz sayılarak bir yana atılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürüden ayrılmak — herkesin tuttuğu yolu bırakıp ayrı bir yol tutturmak, herkesin yaptığını yapmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekliye ayrılmak (veya çıkmak) — emekli olmak, tekaüde sevk olunmak Kafaları dazlaklaşmış, emekliye çıktıktan sonra adam kıtlığında gene işe alınmış. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
görevden (veya görevinden) ayrılmak — yapmakta olduğu işi bırakmak Cumhurbaşkanının geçici olarak görevinden ayrılması hâllerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı vekillik eder. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
yolları ayrılmak — iki kişi veya topluluk arasında görüş, düşünce ayrılığı ortaya çıkmak, ayrı görüş ve düşünceleri benimsemek Hayata beraber başladığımız / Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir. C. S. Tarancı … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEZAYÜL — Ayrılmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
açıraşmak — ayrılmak, cida düşmek, peragende olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
adrılmak — ayrılmak I, 247 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini