-
1 aygıt
sindirim aygıtı Verdauungssystem n -
2 aygıt
aygıt sGerät nt; (sindirim \aygıtı) Apparat m -
3 aygıt
прибор, приспособление, аппарат, устройство, инструмент- duyarlı işlere özgü aygıt
- ısıtma aygıtı
- iklimlendirme aygıtı
- örnek alma aygıtı
- soğutma aygıtıİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > aygıt
-
4 aygıt
аппара́т (м)* * *1) прибо́р, аппара́тtelefon aygıtı — телефо́нный аппара́т
2) физиол. о́рганыsindirim aygıtı — орга́ны пищеваре́ния
solunum aygıtı — о́рганы дыха́ния
3) физ., хим. аппарату́ра, обору́дование -
5 aygıt
аләт; корал -
6 aygıt
n. aid, apparatus* * *1. apparatus 2. device 3. instrument -
7 aygıt
cîhaz--------pergal -
8 aygıt
1. OrqanSolunum aygıtı – Tənəffüs orqanı2. Aparat; alət; avadanlıq -
9 aygıt
aparat; narząd; przyrząd; urządzenie -
10 aygıt
(-tı)1) прибо́р, аппара́тtelefon aygıtı — телефо́нный аппара́т
2) физиол. о́рганы, аппара́тsindirim aygıtı — о́рганы пищеваре́ния
-
11 aygıt
аппарат, Iэмэ-псым -
12 aygıt
συσκευή, (ανατ) όργανο -
13 aygıt
أداةآلةجهازماكنةماكينة -
14 aygıt
1. أداة [أَدَاة]Anlamı: alet, cihaz2. آلة [آلَة]Anlamı: alet, cihaz3. جهاز [جِهَاز]Anlamı: alet, cihaz4. ماكنة [ماكِنَة]Anlamı: alet, cihaz5. ماكينة [ماكِينَة]Anlamı: alet, cihaz -
15 aygıt
apparatus, instrument, device, utensil -
16 aygıt
",-tı 1. tool; instrument, apparatus. 2. biol. system." -
17 aygıt
(-tı)aparat; telefon aygıtı – telefon aparatı; sindirim aygıtı – həzm orqanı; solunum aygıtı – tənəffüs orqanıaparat -
18 aygıt
aparát; přístroj; ústrojí; zařízení -
19 ayğıt
[آیغیت]1. عالت2. وسیله -
20 aygıt adı
device name
См. также в других словарях:
aygıt — is. 1) Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz Telefon bir konuşma aygıtıdır. 2) anat. Vücutta belirli bir görevi yerine getiren organ grubu Sindirim aygıtı. Solunum aygıtı. 3) fiz. Birkaç aletin uygun biçimde eklenmesinden oluşturulan ve bazı belli … Çağatay Osmanlı Sözlük
akımölçer — is., fiz. Bir elektrik akımının şiddetini ölçmeye yarayan aygıt, amperölçer, ampermetre … Çağatay Osmanlı Sözlük
alet — is., Ar. ālet 1) Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne 2) Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç, aygıt Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum. F. R. Atay… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alıcı — is. 1) Satın almak isteyen kimse, müşteri 2) Kendisine bir şey gönderilen kimse 3) fiz. Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren aygıt Radyo alıcısı. 4) fiz. Almaç 5) sin., TV Kamera 6) hlk. Azrail Birleşik Sözler alıcı kuş alıcı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
analizör — is., Fr. analyseur Analiz yapan cihaz, aygıt veya organ … Çağatay Osmanlı Sözlük
aspiratör — is., Fr. aspirateur 1) Havadaki duman, is, koku vb. yabancı maddeleri emerek dışarı atan aygıt, emmeç 2) Kendisine bağlanan bir kabın içindeki gazı seyreltmeye veya sıkıştırmaya yarayan, içinden bir sıvı geçirilerek çalıştırılan araç, emmeç … Çağatay Osmanlı Sözlük
aydınlıkölçer — is., fiz. Birim zamanda bir yüzeyin birim alanına düşen ışık enerjisini ölçmekte kullanılan aygıt, lüksmetre … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayırıcı — is. 1) Ayırma özelliği veya gücü olan şey Renk ayırıcı aygıt. 2) fiz. Yüksüz elektrik devrelerini açıp kapayan araç … Çağatay Osmanlı Sözlük
azotometre — is., kim., Fr. azotomètre Bir organik maddede bulunan azotun gaz hacmini ayarlamaya yarayan aygıt, azotölçer … Çağatay Osmanlı Sözlük
bobin — is., Fr. bobine 1) Makara 2) Fotoğraf filmi rulosu Ama bobin bittiği için kamera kendisini bile görüntüleyememiştir. S. Birsel 3) Tampon silindiri veya mihver boru etrafına sarılmış kâğıt veya kartonun sürekli uzunluğu 4) fiz. İçinden elektrik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyülteç — is., ci Fotoğraf ve resim büyültmeye, büyültüp basmaya yarayan aygıt, agrandisör … Çağatay Osmanlı Sözlük